Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
(Çok uzun bir sessizlik)
Ama senin dostların var.
(Uzun bir sessizlik)
Çok dostun var.
Onların sana bu kadar koltuk çıkmaları için ne veriyorsun onlara?
Okurlara bir önerim var. Hele de öğretmenseniz bunu muhakkak yapın. Özellikle orta okuldan itibaren lütfen öğrencilerinizle hiç olmazsa ayda bir kere birlikte bir film izleyin. Bir film izleme kulübü oluşturun. Anne baba iseniz çocuğunuz ergenliğe doğru giderken ayda en az bir kere beraber film seyretme, ondan sonra da sohbet etme imkânı yaratın. O kadar güzel kaynaklar var ki, sizin nasihat etmenize gerek yok. Tabii öğretmenin ya da anne babanın önceden filmi seyredip içinde ne olduğunu bilmesi gerek.
Bu; çocuğu anlamada, dertlerini keşfetmede ve nerelere dokunmak, nasıl mentorluk yapmak gerektiği hususunda güzel ipuçları verir. Büyük bir nimet ve bunu kaçırmamak lazım diye düşünüyorum.
"Bacaklarını aç benim için."
Julia lavabonun üzerinde oturuyordu. Ellerini ha- reketsizce karnının üzerinde tutarak bacaklarını iyi- ce açtı. Clay, onun eteğini beline kadar sıvadı ve iç çamaşırının dışı boyunca burnunu gezdirerek onun kokusunu içine çekti; duyularını tamamen Julia'nın kontrol etmesine izin verdi. Julia derin bir