Beni içimdeki yâr
Gezdirdi diyar diyar
Sizin olsun tanrılar
Bana Allah'ı verin.
İçimdeki bilmece
Nursuz, uykusuz gece
Çözülsün hece hece
İçimdeki bilmece.
Nedir bu duyduğum ses
Nerde en güzel heves
Hani "hu" diyen nefes Nedir bu duyduğum ses?
Beni affeder misin
Huzurunda bir sabah
"Bu hayatta talihi kendilerine yâr kılmak
için ellerinden geleni yaparlar, ama gene de ebediyetin yanında bu hayata o kadar az değer verirler ki, hayatta olup biten şeylere, bizim komedyanın oyunlarına baktığımız gözle bakarlar. Nasıl bir tiyatroda oynandığını gördüğümüz hazin ve acı hikâyeler, gözümüzden yaşlar akıtmasına rağmen, bizi çok zaman neşeli hikâyeler kadar eğlendirirse; aynı şekilde, büyük ruhlar da başlarından geçen her şeyden, hatta bunlar en acıklı ve en az katlanılır şeyler bile olsa, bir memnunluk duyarlar."
"Ezelden âşinânım ben, ezelden hem-zebânımsın
Beraber ahde bağlandık, ne olsa yâr-i cânımsın
Ne olsam zerrenim, kalbimde hâlâ çarpar esrarın
Gel ey canân, gel ey can, kalmasın ferdaya didârın..."