İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor. Ben de örttüm. O kadar kapattım ki, kendim bile sormadım kendime.
"Asla aşk acısı çeken birine aşık olmayın. O kişi yaralıdır ve yara bandı olarak sizi kullanır." alıntısını gördüm ve aklıma belki ben de öyleydim onun için yıllarca . O yüzden beni uzaktan izlemeyi tercih etti kelimeleri döküldü dudaklarımdan.
Beni cevr ile öldürse demen o yâra kanlıdır
Helâl olsun ona kanım yiğittir delikanlıdır
İşittim ki rakib ölmüş habîbin ömrü çok olsun
Kapıdan bir seg eksilmiş onu sanman ziyanlıdır
O mâhi nâgehân görsem bana söylemeyip geçse
Kalır parmağım ağzımda gören demez ki cânlıdır
Demişti öldürem seni ferah ol tîg-ı hışmımla
Dirîğâ ahdine durmaz sanasın Karamanlıdır
Necati ey peri-çehre igen üftade olmuştur
Yüzünün rengi zerd olmuş gözünün yaşı kanlıdır
Asırlar öncesinden kaybetmiş,
araya araya zar zor bulmuşum gibi derin hasretle,
heybetli bir sarılmaya ihtiyacım var sana.
Nasıl bir his biliyor musun sana sarilmak
Kollarımın arasında küçücük kalmış kaybolmuş gibisin ama koskoca kainatı sığdırmış gibiyim.
Senin her cümlen bende derin mana
Dilinden dökülen ya yara olur ya da şifa
Yara da olsa layıksın
Şifa da olsa layıksın
Dizginleri elinde olan gönlümün tahtına
Sana tutsak olmak özgürlüğümdür benim
Benim yaşamımı sürdürüyor senin nefesin
İster yar ol,
Ister yara
Lütfun da başım üstüne, kahrın da
Sürekli yarayı görenler, kanayan yarayı sürekli taze tutmakta, hep görülünce de yara kabuk bağlayamıyordu. Biraz fazla kapatılmalıydı, kendi haline bırakılmalıydı, yüze vurulmamalıydı belki.
Sürekli yarayı görenler, kanayan yarayı sürekli taze tutuyordu, hep görülünce de yara kabuk bağlayamıyordu. Biraz fazla kapatılmalıydı, kendi haline bırakılmalıydı, yüze vurulmamalıydı belki.
İnsan da kırılmaktan, zayıf yerlerini göstermekten korkar. Yeni ve bilinmezlik içeren deneyimler, bizi yararlanmaya açık hale getirdiği için zorlayıcıdır. Ama kendimizi korumak için bu yeni alandan kaçınmak da bizi değişimden, gelişimden uzaklaştırır. Yaralarımızın fark edilmesi ve yeniden yara alabilmemiz ihtimaline rağmen, kırılma ihtimaline açık kalarak yeni bir deneyime başlamak cesaret gerektirir. Bu cesareti bulmak her zaman kolay değildir. Zorlayıcı hisler, uzaklaşma eğilimimizi arttırır.
Bir an için hayal edebiliyor olmak istedim.
Düşleyebilmek.
Zihnimde bir şeyi resmetmek.
Ruhumdaki yaralar için de bir yara bandı olduğuna inanmak istedim. Onu cebinde taşıdığına, o yaraları öpebileceğine ve kanın ellerimden akıp gidebileceğine...