sonunda tiksinmek
Muhayyilemizin derinliklerinden çıkarıp aşkımızın ateşinde Kaynata Kaynata saf bir cevher haline koyduğumuz ve en mükemmel kadın örneğine göre şekil verdiğimiz putun, kendi istek ve iradesi ile gidip bir gorile teslim oluşu veya çamura batışı, bize iki kat elem verir. Bir yandan, içimizde bir yaradanın, öbür yandan en kıymetli malı elinden alınmış bir insanın yürek acısını duyarız.
Sayfa 115 - İletişim yay.92.Baskı 2020, İstanbulKitabı okudu
Ruhumuzu dijital kodlara sıkıştırmaktan, sanal dünyayı gerçek sanmaktan, zenginliği sadece paraya şartlamaktan, değerlerimizi satılığa çıkarmaktan, haramı masum göstermeye çalışmaktan, adaletin terazisini yanlış yerde tutmaktan, düzenim bozulmasın diye hep alttan almaktan, güçlü sansınlar diye ağlayamamaktan, aman laf olur diye adım atamamaktan, akışta kalacağız derken savrulmaktan, kalabalıklar içinde yalnızlıktan, üst aklın planına razı olmaktan, eyvallah kelimesinin içini boşaltmaktan, sahibinden az kullanılmış merhamet bolluğundan, yağmuru çamur görüp karda üşüyoruz diye mızmızlanmaktan, ölümü hep uzak evlerde sanmaktan, savaşın çocuklarını etkileşim ve beğeni alacağımız postlara alet ederken onları duasız bırakmaktan; işte bunlardan dolayı mosmor dudaklarımız, griye çaldı vicdanlarımız. Ama gökyüzü inadına mavi hâlâ. Yaradan’ın iradesi umudu hep boyuyor yeşile, sarıya.
Sayfa 143 - Destek Yayınları
Reklam
Tesadüf diye bir şey yoktur
Tesadüf… Öylesine, kendi kendine ve olağan bir olgu sanki. Şans eseri bir karşılaşma veya sebepsiz yere olan bir benzerlikmiş gibi. Oysa, her şeyin bir sebebi ve her sebebin bir sahibi vardır unutma! Senin tesadüf dediğin şey, başlı başına planlanmış bir mucizedir. Ve senin mucize sandığın bir çok şey, Yüce Yaradanın muhteşem eseridir. Hiç dikkat ettin mi? Bir kaza olur ve muhtemelen yakınlarda bir yerden bir doktor geçmektedir. Bir çocuk, dengesini kaybeder ve balkondan düşer, aşağıda ise saman yüklü bir kamyon beklemektedir. Örnekleri çoğaltmak mümkün fakat asıl önemli olan, bilinenin aksine bunların birer tesadüf olmadığı. Farklı bir açıdan bakmak gerekirse, birbirine çok benzeyen iki kişinin karşılaşması, birbirinden hoşlanan iki çiftin, huy ve zevklerinin birebir aynı oluşu ve daha bir çok mucize sanılan olay veya mahaller aslında Allah’ın irâdesi ve emriyle gerçekleşmektedir. Hiçbir şey Allah’ın bilgisi ve kudretinin dışında olmadığı gibi, idaresi dışında da değildir. Her şeyde bir amaç ve bir irâdenin belirtisi vardır. Allah dilemedikçe hiçbir şey olmaz. Bütün bunlar gösterir ki: Kainatta Tesadüf diye bir şey yoktur. Her şeyin birbirine denk gelip bir nizâm ve uygunluk içinde oluşu tevafûk’a işaret eder. Buna göre tevafûk, akla “perde arkasında birinin olduğunu” gösterir. LEVENT AĞAOĞLU
“Kusura bakmayın ama yazgı, benim gözümde ulu yaradanın eliyle yazdığı bir kitap, göğün iradesi ya da bilmem hangi alınyazının kararı değildir. Bana göre birbirleriyle bağlantılı değilmiş gibi görünen gerçeklerin, olayların ve eylemlerin bir sonucudur.”
Sayfa 149 - RegisKitabı okudu
"Kusura bakmayın ama yazgı, benim gözümde ulu yaradanın eliyle yazdığı bir kitap, göğün iradesi ya da bilmem hangi alınyazının kararı değildir. Bana göre birbirleriyle bağlantılı değilmiş gibi görünen gerçeklerin, olayların ve eylemlerin bir sonucudur."
Sayfa 149 - Regis Terzieff- GodefroyKitabı okudu
Zaten bu da öğretilerim için son fırsattır. Şunu bil ki vali bey, ilâhî irade asla, bir gün açık bir havada birden patlayan fırtına gibi, insanlığın başına son yargıyı getirmek değildir: Genel anlamı bu ise de, meydana gelecek olay bunun tersidir. Aslında aranıza dönecek olan, şehri geçip Golgotha’ya gidecek kadar zamanı bulunan ben değilim, ama,
Reklam
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.