Görüyorsun bir acıyı gidiyoruz seninle,
Örselenmiş söz yığınları bırakarak
Kırık tekerlekler gibi ardımızda.
Ve üstümüzde döneniyor çaylak sürüsü,
Doyabilmek için yaralı bir aşkla.
Konup göçüyoruz böylece acıyla birlikte.
Bir imgeye dönüşen rüzgârın önünde
Savrulan ve toza boğulan,
Soluk ve üzgün bir mendilin peşinde
Üstünde birkaç damla gözyaşı olan,
Koşuyoruz her şeyin silindiği bir yere.