Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"...Çünkü bilinmeyen bilgi tehlikeliydi.Birileri bir yerlerden bilgiyi üretiyor, yaratıyor, türetiyor, uyduruyor, sıçıyor, yazıyor, basıyor, dağıtıyor, yayımlıyor, söylüyor, ortalığa salıyor virüs salar gibi; aklı olan o bilgiye ulaşır, bilgiyi ele geçirir, inceler, yorumlar, sindirir, antidotunu hazırlar ki bir gün başka biri o bilgiyle zarar vermeye,yaramazlık yapmaya kalktığında kendini ona karşı sağlama almış olsun, bilginin karşısına çıkmaya hazırlıklı olsun."
Sayfa 39 - YKY 9. Baskı, Ağustos 2002Kitabı okudu
288 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kudüs kokan bir kitap. O silik çocuğun başardığı şeylerde içinizden "aferim oğluma sen istediğin kadar yaramazlık yapabilirsin" deyip yer yer destek veriyorsunuz. Samimi içten aşırı gerçekçi bir anlatım. Mekan tasvirleri kafanızda tamamen o yeri çiziyor. Dolaştığı sokakları hatırlar gibi oldum:)
Jerusalem
JerusalemMarkar Esayan · Timaş Yayınları · 201171 okunma
Reklam
"Seni mutsuz eden duygular; yalnızlık, sevgisizlik, değersizlik, işe yaramazlık fikridir. Bu da özünün değil, zihnin sana hissettirdiği tuzak düşüncelerdir."
Sayfa 50 - KitapKitabı okudu
Sen tüm şatafatlı tanımlardan sıyrılıp en doğal halinle yaramazlık yapan çocuklar gibi boynunu bükmüş bağışlanmayı beklerken, “ben sana aşık oldum!”
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitabı en çok kadınlar okusun istiyorum demiş Özge Uzun.. Gerçekten de kadınların okuması gerekiyor aynı zaman da erkeklerinde.. Hayatımda bir çok örnek var; Sağlıklı bir kız çocuğu, sırf koltukların tepesinde zıplayıp azıcık da olsa yaramazlık yaptı diye "keşke senin kolun bacağın olmasaydı" diyen anneler biliyorum, tanıyorum... Yazar yürümenin, hareket etmenin bile hayırlısı diyor. Şükretmeyi bilin. Her gününüze şükredin eliniz kolunuz bacağınız sağlıklı olduğu için şükredin çünkü çok şanslısınız! Özge Uzun'un gerçek hikayesini, oğlu Dağhan'la çıktığı zorlu mücadeleyi gözünüzde yaşlarla okuyacaksınız. Bir çift mavi göz… Bir çift beyaz kanat… Pembe hayaller… Ve her şeye rağmen umut… Sizin Hiç Maviniz Var mı?
Sizin Hiç Maviniz Var mı?
Sizin Hiç Maviniz Var mı?Özge Uzun · İnkılap Kitabevi · 201589 okunma
Sonra bir çocuk gelir, yüzü kapkara, ayağında pabucu yok bunun da, üstü başı yırtık, yamalı, yıkanmıyor, yaramazlık yapıyor, besbelli, babası anası amcası dayısı eniştesi teyzesi halası dayak atar buna, nineleri onu dayaktan korumak için uzun eteklerinin içine kollarının altına alırlar mı, çocuk geliyor geliyor duruyor önlerinde, Didile çantasını karıştırıyor uzun uzun, çıkarıp bir şey veriyor, çocuk gidiyor. ne verdin, para verdim, niye, parası yok, benim param var mı, yok, bana niye vermedin, ne yapacaksın parayı, o ne yapacak, ekmek alacak, niye, karnını doyuracak, evine gitmeyecek mi, şimdi babası yemeğe gelmeyecek mi, evinde de yemek yok belki, niye, belki babasının da parası yok babası yok belki de, ne olmuş, ölmüştür belki gitmiştir belki, ekmeği evine mi götürecek, evet, niye çalışmıyor, daha çok küçük, benim gibi mi, senden çok büyük görmedin mi, ne zaman çalışacak, şimdi de çalışıyor sayılır ya, ne yapıyor, dileniyor, çiçekçinin önündeki kocaman adam da dileniyor mu, hangi çiçekçi, hani annem arada bir çiçek alır, evet evet bildim adamı evet o da dilenci, ben de dilenci olayım mı, Allah korusun gülüm o nasıl söz öyle hem bırak artık bu lafları bak eve geldik
Reklam
.“Sen, gözlerinden ateşler saçarak, zehirli oklarını bana yöneltirken, ben sana âşık oldum Nehir... ”“Sen, tüm şatafatlı tanımlardan sıyrılıp en doğal halinle, yaramazlık yapan çocuklar gibi boynunu bükmüş bağışlanmayı beklerken, ben sana âşık oldum Deniz...”
Roald Dahl’ın Çikolata Fabrikası Türkiye’de 1989 yılında basılmış, lakin kitap Amerika’da 1964 yılında satışa çıkıyor. 1964 yılında yazarın televizyon ve kitaplar üzerine söyledikleri. Bu zamanda, bilgisayar ve telefonu ’da bu metnin içine ekleyebiliriz… Yazar çikolata Fabrikası kitabında şöyle der: (…) Aman derim, çocukları asla şımartmayın.
ANNE NE YAPTIN? Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı? Sanki karnında fazla yaramazlık mı ettim? Senden istemiyordum ne tacı ne sarayı Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim. Bir kere doğurdunsa sonra niçin büyüttün? Kundakta beşikte de bir zahmetim mi vardı? Koynundan niçin attın yavrunu bütün bütün. Bilmiyor muydun ki o yalnızlıktan korkardı? Sütünden tatlı mıdır anne sanki bu hayat? Bana sorsana anne yaşamak bir hüner mi? El aç yalvar gündüze geceye boyun uzat Bu uğurda bir ömür çürütmeye değer mi? Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim Anne istemiyordum ne tacı ne sarayı Anne karnında fazla yaramazlık mı ettim? Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı? CAHİT SITKI TARANCI
Küçükken bir şeyden saklanmak istediğimizde, kendimizi rahat hissetmediğimizde, yaramazlık yaptığımızda kanepenin, koltuğun veya bir masanın altına saklanırız (biraz büyüyüp yaramazlıklar artıp yolsuzluklara dönüştüğünde meclis çatısı altına saklanmak en mantıklısıdır).
Reklam
Kendimi ne zaman yalnız ve işe yaramaz hissetsem en yakınımdaki ecza dolabını seyre dalarım, böylece yalnızlık ve işe yaramazlık konusunda yalnız olmadığımı tekrar hatırlarım.
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
200 syf.
8/10 puan verdi
·
27 günde okudu
Ufak kendi halinde bir çocuğun eğlenceli ve hüzünlü hikayesi. Bu çocukta her çocukta olduğu kadar biraz haylazlık ve yaramazlık var. Belki diğerlerine göre biraz fazla. Bu sebeple ailesinden orantısız bir şiddet gören çocuğun, hayattan soğuma noktasına gelmesi gibi bir durumu anlatan, farklı olaylarında yer aldığı, duygu yüklü, kaliteli bir kitap...
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022229,4bin okunma
Ortalığın karmakarışık olduğu, geceleri sokağa çıkmaya, anacaddelere bakan salonlarda ışık açık oturmaya korkulan günlerdi. Babası, çay bahçesinin adı sağcıların veyahut solcuların kahvesi olarak anılmasın diye mahallenin kadınlarına bedava çay günleri yapardı. Çocuklara gazoz dağıtır, yaramazlık etmelerine sonuna kadar müsaade ederdi. Herhangi bir tarafa meyli olduğundan değil, ekmek teknesini koruma derdindendi tavrı. Üzülürdü gençlerin haline. Askerler idareyi ele aldığından beri mahallelerinden eksilen tanıdıklarına, bazı tanıdıkların evlatlarına içi yanar ama dile bile getirmezdi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.