"Çocuklarımızı yetiştirmek için önce kendinizi yetiştirmeniz gerek. Aksi halde, hayvani ihtiyaçlarınız ya da yalnızlığınız ya da içinizdeki boşlukları doldurmak için çocuk sahibi oluyorsunuz demektir. Bir baba olarak göreviniz bir başka benlik, bir başka Josef değil; daha yüce bir şey üretmektir. Bir yaratıcı üretmektir."
Sayfa 355Kitabı okudu
Bu Kitap Niçin Yazıldı
Şimdiye kadar memleketimizde neşrolunan tarih kitaplarının çoğunda ve onlara mehaz olan Fransızca tarih kitaplarında Türklerin dünya tarihindeki rolleri şuurlu veya şuursuz olarak küçültülmüştür. Türklerin, ecdat hakkında böyle yanlış malûmat alması, Türklüğün kendini tanımasında, benliğini inkişaf ettirmesinde zararlı olmuştur. Bu kitapla istihdaf olunan asıl gaye, bugün bütün dünyada tabiî mevkiini istirdat eden ve bu şuurla yaşayan milliyetimiz için zararlı olan bu hataların tashihine çalışmaktır, aynı zamanda bu, son büyük hadiselerle ruhunda benlik ve birlik duygusu uyanan Türk milleti için milli bir tarih yazmak ihtiyacı önünde atılmış ilk adımdır. Bununla, milletimizin yaratıcı kabiliyetinin derinliklerine giden yolu açmak, Türk deha ve seciyesinin esrarını meydana çıkarmak, Türkün hususiyet ve kuvvetim kendine göstermek, ve milli inkişafımızın derin ırkî köklere bağlı olduğunu anlatmak istiyoruz.(...)
Reklam
İnsanın durumu: Düşüncede kaybolmuşluk. Çoğu insan tüm yaşamını kendi düşüncelerinin sınırları içinde hapsolarak geçirir. Onlar geçmiş tarafından koşullandırılmış, dar, zihin-ürünü kişiselleştirilmiş bir benlik duygusunu asla aşamazlar.İçinizde, her bir insanın içinde olduğu gibi, düşünceden çok daha derin bir bilinç boyutu vardır. O sizin ta özünüzdür. Biz ona mevcudiyet, farkındalık, koşullanmamış bilinç diyebiliriz. Kadim öğretilerde, o içinizdeki Mesih’tir, ya da sizin Buda doğanızdır. O boyutu bulmanız sizi ve dünyayı -bildiğiniz tüm şey zihin-ürünü “küçük ben” olduğunda ve o yaşamınızı yönettiğinde- kendi kendinize ve başkalarına verdiğiniz ıstıraptan kurtarır. Sevgi, mutluluk, yaratıcı genişleme ve kalıcı iç huzuru yaşamınıza ancak o koşullanmamış bilinç boyutuyla gelebilir. Eğer, ara sıra bile olsa, zihninizden geçen düşünceleri sadece düşünceler olarak görebilirseniz, eğer kendi zihinsel-duygusal tepkisel kalıplarınızın ortaya çıkışlarına tanık olabilirseniz, o zaman o boyut içinizde, düşüncelerin ve duyguların meydana geldiği farkındalık olarak -yaşamınızın içeriğinin gözler önüne serildiği ebedi içsel alan olarak- zaten ortaya çıkmaktadır. Düşünce akışı sizi kolayca sürükleyip götürebilecek muazzam bir devingenliğe sahiptir. Her düşünce çok önemliymiş gibi davranır. O dikkatinizi tamamen kendisine çekmek ister. İşte sizin için yeni bir ruhsal uygulama: Düşüncelerinizi çok ciddiye almayın.
64 syf.
·
Not rated
·
Read in 2 hours
İranlı toplumbilimci ve İslam düşünürü olan Ali Şeriatî’nin bir konuşmasının çevirisiymiş bu kitap. Beşer ve insan kavramlarının üstünde durmuş öncelikle. İnsan ‘olmak’tır ve bu sürece giren insanın üç özelliği vardır: öz varlığının bilincinde olmak, seçme yeteneği ve yaratıcı özelliği. Bunlarla ilgili ayrıntılı açıklamalar da bulunuyor. Ve
İnsanın Dört Zindanı
İnsanın Dört ZindanıAli Şeriati · İşaret Yayınları · 20005k okunma
Gerçek benlik ancak özgür kalınca kendini ifade etmeye, serpilmeye ve yaratıcı güçler geliştirmeye başlar. Bunun sonucunda önceleri korkutucu bir boşluğun ya da korkutucu "büyüklük" fantezilerinin egemen olduğu ruhsal dünyada beklenmedik zenginlikte bir yaşam ortaya çıkar... Bu benliğin yuvaya dönüşü değildir, çünkü hiçbir zaman gerçek bir yuvası olmamıştır; -benliğin sonunda bir yuvaya kavuşmasıdır.
“ Çocuklarınızı yetiştirmek için önce kendinizi yetiştirmemiz gerek. Aksi halde, hayvani ihtiyaçlarınız ya da yalnızlığınız ya da içinizdeki boşlukları doldurmak için çocuk sahibi oluyorsunuz demektir. Bir baba olarak göreviniz bir başka benlik, bir başka Josef değil; daha yüce bir şey üretmektir. Bir yaratıcı üretmektir.”
Sayfa 355Kitabı okudu
Reklam
430 öğeden 371 ile 380 arasındakiler gösteriliyor.