Birçok kişi fırsat ayağına geldiğinde onu görmez çünkü daha önce planladığı şeyi bitirmekle meşguldür. Yaratıcı dehalar ise şansın kapıya gelmesini beklemezler; aksine, faal şekilde kazara keşfin peşindedirler.
Sayfa 25Kitabı okuyor
Ne zaman bir şey yapmayı denesek ve başarısız olsak kendimizi başka bir şey yaparken buluruz. Bu ifade ne kadar basit gelse de, kazara yaratıcı olmanın ilk koşulu budur.
Sayfa 25Kitabı okuyor
Einstein'a kendisi ile ortalama bir insan arasındaki fark sorulduğunda, ortalama bir insandan saman içinde bir iğne aramasını isterseniz iğneyi bulduktan sonra aramaktan vazgeçer, cevabını vermişti. Öte yandan kendisi samanlığı baştan sona tarayarak tüm olası iğneleri bulmaya çalışırdı.
Sayfa 11Kitabı okuyor
Dahiler üretken biçimde düşünürler, tekrarlayıcı değil. Bir problemle karşılaştıklarında kendilerine bunu çözebilmek için ne öğrendiklerini değil, soruna kaç farklı açıdan bakabildiklerini, nasıl yeniden düşünebildiklerini sorarlar.
Sayfa 11Kitabı okuyor
Dahiler akıcı bir şekilde düşündükleri için sürekli olarak üretilirler. Düşüncenin akıcılığı fazla sayıda fikir üretmekten ileri gelir.
Düşünce akışkandır. Bir problemi kelimelerle ifade ettiğinizi düşüncelerimizi kristalize edebilir, yani somut hale getirebilirsiniz.
Her ne kadar Aristo insanın düşünce sistemine özgü bazı büyük gelişmeleri kaydetmiş olsa da modern toplum ve eğitim keşiflerin yapıldığı zihinsel süreçler ve stratejilerden ziyade keşiflerin kendisi odağına almaktadır.
Soyutlama bir problemi yeniden yapılandırmada temel bir prensiptir.
Dehalar genellikle bir bakış açısından yola çıkar. Einstein’in izafiyet teorisi özünde farklı bakış açıları arasındaki etkileşimin bir ifadesidir.
Yine de çağrışımlar ve hayali bağlantılar yaratıcılığın önemli yanlarıdır; aslında özgün ve yenilikçi olan fikirleri mantıklı ama ilgisiz olanlardan ayırırlar.