... Bir kanat çırpıntısı duymak için başımda Gökte melekleri mi taşlamadım kuş diye, Size tattırmak için hasreti gözyaşımda Yârdan mı ayrılmadım beni unutmuş diye? ...
Sayfa 89 - Kitabın "Okuyanlara" şiirindenKitabı okudu
Bu yolda keyif yoktur. Dalgalıdır bu nehir. Dünyanın bir zorluğu varsa bu yolun bin zorluğu vardır. Zira çileyle yoğrulmuş bedenlerin yoludur bu mukaddes yol. Yârdan, anadan, serden geçebilenlerin yoludur. Üstâd'ın ifadesiyle bu yol, bazen acı bir lokmadır zehirle pişmiş aştan, ve ayrılık anneden, vatandan, arkadaştan... Ne mutlu bu yolun yolcusu evlatlar yetiştirerek zamanın Muhammedi annesi olmaya namzet olabilen bu ümmetin büyük ruhlu kadınlarına...
Sayfa 69
Reklam
Ataol Behramoğlu
Ömür çarpar duvarlara, sokaklara, Yağmurlu gecenin altında saklandığımız kuytuya.. Sarmalayan sevdamıydı, yoksa kolların mı? Dilden döküldü o an, aşkın itirafı... Ateşten gömlek mi giyindik üstümüze Bizi yakan ne bu sevda selinde.. Tutulmuş dil, söylenmez sözlere gebe.. Çığlık kopar yüreğinden duyarım sessizce.. Sen bana sevdalı, ben sana yaralı.. Kördüğüm olmuşuz, bahtı karalı.. Kenetlanmiş iki yürek korkmaz fırtınadan.. Ne yardan geçilir, ne yaradan Bir tek o duyar sessizliği.. Bizi bilen birtek Yaradan..
"Anadan ayrı, ayrı Babadan ayrı, ayrı Bir de yârdan ayrılırsan Hepsinden acı"
Hiç kalan yok Maşallah herkes geçiyor Meraklısı fasıl geçiyor Akıllısı sınıf geçiyor Kabadayısı ırza geçiyor İşi olan Dayı d eyip köprüden geçiyor Kimi yardan geçiyor Kimi serden geçiyor İsmet Paşayı sorarsanız Huzur deyip, refah deyip Bizimle dalga geçiyor
"Nice başbuğların açtığı yolda; Biri yardan geçmiş, öteki serden Yolcular gidiyor yarına doğru, Kafile kafile bu köprülerden."
Reklam
Yerden yere vurmak, yârdan yâre tutulmak değildi aşk. Yer yerinden oynasa da, yâri, yürekteki yerinden oynatmamaktı aşk…
Huzur olmaz yardan ayrı kalınca Bir de hasret kapımızı çalınca Kalpten kalbe gizli yolu bulunca İki gönül aşkta bir görünüyor
Sayfa 125 - Taş Medrese YayınlarıKitabı okudu
Küçüktüm, küçücüktüm, Oltayı attım denize; Bir üşüşüverdi balıklar, Denizi gördüm. Bir uçurtma yaptım, telli duvaklı; Kuyruğu ebemkuşağı renginde; Bir salıverdim gökyüzüne; Gökyüzünü gördüm. Büyüdüm, işsiz kaldım, aç kaldım; Para kazanmak gerekti; Girdim insanların içine, İnsanları gördüm. Ne yârdan geçerim, ne serden; Ne denizlerden, ne gökyüzünden ama... Bırakmıyor son gördüğüm, Bırakmıyor geçim derdi. Oymuş, diyorum, zavallı şairin Görüp göreceği. (Yaprak, 15.3.1950)
Anadan, yardan, serden ayrılacaksın. Candan, gönülden Kur'an'a sarılacaksın. Damla iken deniz, nefes iken tayfun olacaksın.
Reklam
Avrupalılar Jordan, İbraniler Yardan diyor; Şeria Vadisi ise Arapça ama Ürdün ülkesi aslında Bilad-ı Şam denen büyük Suriye’nin, kısmen çölün ve eski Arabistan’ın bir parçası. Bugünkü Ürdün’ün güneyinde bir zamanlar Nebatiler ve onlardan hemen, sonra Arapça konuşan Gassaniler ve Lahmiler hüküm sürmüş. Dolayısıyla bu bölge Suriye ve Filistin’in aksine sonradan değil ezelden beri bir Arap ülkesidir. 19. Yüzyıl Kafkasya’sından kovulan halkların önemli bir kısmını Osmanlı İdaresi bugünkü Suriye ve Ürdün’e yerleştirmiş. Bugünkü Ürdün, ezelden beri burada yaşayan Bedevi Araplar, yurdunu kaybeden sürgün Filistinliler, Çerkez ve Dağıstanlı gibi Kafkas asıllılar, milattan önceden beri burada bulunan Aramiler ve onların torunları Hristiyan Arapların Ülkesi.
Affıma yol bulamadım ne yabandan, ne yârdan Beni yalnız tabutum, taşım, toprağım anlar.
Sayfa 25 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Macera
Küçüktüm, küçücüktüm, Oltayı attım denize; Bir üşüşüverdi balıklar, Denizi gördüm. Bir uçurtma yaptım, telli duvaklı; Kuyruğu ebemkuşağı renginde; Bir salıverdim gökyüzüne; Gökyüzünü gördüm. Büyüdüm, işsiz kaldım, aç kaldım; Para kazanmak gerekti; Girdim insanların içine, İnsanları gördüm. Ne yardan geçerim, ne serden; Ne denizden, ne gökyüzünden ama... Bırakmıyor son gördüğüm, Bırakmıyor geçim derdi. Oymuş, diyorum, zavallı şairin Görüp göreceği.
Sayfa 139Kitabı okudu
Öğrenmeyi umdukları şey, daireden nasıl kare yapılacağıdır: Ne yardan ne serden vazgeçmek isterler, ilişkilerin zevkli kısmını alıp acıyı ve tatsızlıkları uzak tutmak; ilişkilerden güç alırken güç yitirmemek, boğulmadan tatmin bulmak isterler ...
Oğrun-oğrun daldalardan baxırsan, Alırsan cəsəddən canı, sevdiyim! Müjganların sinəm üstə çaxırsan! Tökürsən bədəndən qanı, sevgilim! Dolandım dünyanı, gəzdim baş-başa, Sənin kimi gözəl görmədim haşa, Qərq oldum dəryaya, düşdüm ataşa, Od alıb əndamım yanı, sevdiyim! Haçan doymaq olar belə bir yardan? Buxağı büllurdan, sinəsi qardan. Kəsmə iltifatın, salma nəzərdən, Ələsgər tək binəvanı, sevdiyim!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.