Komünizmin saldırganlığı o dereceye varmıştır ki, İkinci Dünya Savaşı sırasında asılsız iftiralar uydurarak, Müslümanları hainlikle suçladılar. İşte bu insanlık katliamı, Tito'yu, vahşi Sovyetler Birliği'nden ayrılmaya sevk eden ve onu günün adamı yapan sebeplerin en önemlisi oldu. Tito, her fırsatta: "Ey sapık vahşiler, Çeçen milleti nerede, onları ne yaptınız?" sözlerini tekrarlıyordu. Katiller sürüsünün uydurduğu suçlardan, Çeçen milletini bizzat komünist meclisin temize çıkarması, bu vahşeti doğrulamaktadır. Fakat bu gerçek, Çeçen milletinin yok olmasından bir buçuk sene sonra itiraf edildi, Meclis kararında, Kafkasya harbi zamanında, Çeçenlerin Almanlara yardım etmedikleri bilakis Çeçen gençleri ve ileri gelenlerinin harbe katılmak için, Stalin'in yalvarmasına uymak üzere, cepheye koştukları açıklanmıştır. Fakat o zalim, onları hainlikle, yok etmek için cepheye çağırmıştı. Nitekim bu vahşet, fiilen gerçek oldu. Savaşta görevlerini hakkıyla yaptıktan sonra, onları arkadan yaylım ateşine tutturdu ve üzerlerine ateş yağdırttı. Bu ateş, Alman toplarından değil, bizzat o acımasız diktatör tarafından verilen emirle, Rus toplarından geliyordu. Bu facianın haberi, bazı devletlere ulaştı. Sovyetlerin, bu İslam vilayetini yok etmesi, dünya devletlerince bir vahşet olarak nitelendirildi.
Yenileri fişleten fraksiyonlar, sisteme hizmet eden eskilerdir.
genç nesil, kökü ve etkileri tüm dışarda olan, şu veya bu siya­sî partiler tarafından avlanıyorlar ki, bunlar aslında, bu fikirlerle en küçük bir derecede ilgilenmeyip, gençleri sanki mezbahaya giden kuzularmış gibi— sırf kendi bir takım çıkarlarını temin etmek için bir yardım vasıtası olarak kullanıyorlar.
Reklam
Burs almak
Öğrenciye yardım etmekten çok öğrenci avlamak için burs veren, verdiği bursu izleyen yabancı kurumlardan ve şahıslardan burs alamayız. Burs talep formu doldurulurken, Müslüman kimliğini gizlemeye mahkûm eden zelil soruların sorulduğu bir yerden burs talep etmek için, domuz eti yemenin helal olacağı kadar aç ve sefil kalmak gerekir.
Sayfa 122
Ölülerden yardım istemeyi kınayan Mustafa Kemal'in mezarı bir süre sonra dilek dileyenlerin, şikâyette bulunanların kapısı hâline gelmiştir. Hatta, mezarından başka bir nevi "makam"ı sayılan heykelleri bile aynı maksatla ziyaret edilir olmuştur. Müsbet ilim mensupları, hukukçular, üniversite öğretim elemanları, doktorlar cübbeleriyle; Ankara'daysalar Anıtkabir'e, Başkent dışındaysalar büyük heykellere toplu ziyaretler ve şikâyetler yapmışlardır. Kemalizm, İslâm dinini hayattan tecrit etmek için çeşitli uygulamalara başvururken, ona alternatif kurumlar üretmeye çalışmıştır. Meselâ, cami ve tekkelere karşı Halkevleri kurulmuştur. Toplumun sosyal hayatında önemli yer işgal eden bayram gibi dinî-İslâmî kurumlara karşı milli bayramlar ikame edilmeye çalışılmıştır. Burada bilhassa geleneklerin tesirine henüz girmemiş ve etkilenmesi kolay çocuklara ve gençlere yönelik bayramlar ihdas edilmesi üzerinde dikkatle düşünmek lazımdır
Sayfa 362 - Yazar YayınlarıKitabı okudu
Yaşanan hayat şöyle bir tahlil edecek olsak görürüz ki, yaşamın üçte biri hatta daha fazlası uykuda geçer, ilk on veya onbeş senesi çocukluk dediğiniz dönemdir ki ne yaptığımızı bilmeyiz. Hayatın son seneleri ise, hastalıkla.ağrı sızı ile geçer. Geri ye kalan sürenin de yarıdan fazlası zaten sıkıntılı ve meşakkatli günlerle doludur. O halde geriye ne kalıyor? Bir hiç! Onun için gençlere diyorum ki bulunduğunuz dönemin kıymetini iyi bilin, bu dönemler bir daha geri gelmeyecektir. Yaşlılara daima hürmet edin, yardım edin ve unutmayın ki onlar sizden çok çok tecrübelidir ve yine unutmayın ki tecrübeyi öğreten bir okul yoktur. Tecrübe yaşadıkça kazanılır.
Akşam namazını kılıp camiden çıkınca, şeyda misali arşa âguş açımış, endamını arz eden devasa bir çınar dikkatimi çelekti. Yılların yorgunluğu üzerine çöken ağacın halatlarla birbirine bağlanmış dallarının arasında uyuyakalmış minik serçeler ruhumu okşarken, toprağa meydan okurcasına dimdik ayakta duran ağacın etrafını sarmış mermer banka oturdum.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
143 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.