Sözünden dönen taş olsun
Yüreğimin başındaki bu duman da ne Azelya?Halimi sorma
İki nehrin kavuşması gibi
Senede bir de olsa kavuşasım var sana
Ayn-ı Zeliha
Sonra fark ettim ki içim yare
İçim bin pare
Hardan öte
Külden ziyadeEy benim, sevdasına yenildiğim Azelya...
Yeter artık, kurula gözlerini
Sabrın makamında, nun mu sandın kendini
Enel hak
Geçmedi yâre sözümüz,
Yollarda kaldı gözümüz,
Yere çalındı yüzümüz,
Böyleymiş kara yazımız.
Çiçekler açılmaz oldu,
Pınarlar içilmez oldu,
Yâr bize bir gülmez oldu,
Böyleymiş kara yazımız.
Bu bahtımızın işidir;
Bu her işlerin başıdır:
Yâr başkasının eşidir,
Böyleymiş kara yazımız.
YALNIZ ONA YÂR DEMİŞTİK,
ONDA BİR ŞEYLER VAR DEMİŞTİK,
O BİZİ ANLAR DEMİŞTİK,
BÖYLEYMİŞ KARA YAZIMIZ.
Hey gönül gene bu gece
Kederim geceden yüce;
Gel susalım beraberce:
Böyleymiş kara yazımız.
Yanmaya yangın gerekmezmiş
Gözlerin ki yakar od misali
Boğulmaya deniz gerekmezmiş
Boğar göz yaşların sel misali
Gurbete gurbet gerekmezmiş
Sözlerin bana el misali
Cânân için cân taşıyanların her şeyleri cânândır. Onları sevgiliye kavuşmak teselli etmez; sevgili olmak paklar ancak. Biri yâre kavuşmak ister; diğeri yâr olmak.