Önyargıyı muhteşem şekilde anlatan bir yazı.
"SEKSSİZLİK"
¶¶Günaha bulaşmadan kadın ya da erkek olunmuyor bu âlemde hekimbaşı. Bulaşmaya da değmiyor. Aslında yapmamız gereken hormonlarımızı görmezden gelmekti. Yapamadık; evdeki “vitrin”de Lacan vardı da biz mi okumadık? Cennetten zaten kovulmuştuk, cehennemde yer yoktu.
25 günde bitirebildiğim okudukça bazı şeylerin farkına vardığım kitabım Martin Eden'ın incelemesiyle karşınızdayım bugün.
O kadar yoğun bir zamanıma denk geldi ki Martin, okumaya fırsat bulamadıkça okuma şevkimin kırıldığını hissettim. :(
Ama toparlandığımı hissediyorum. Kaldığımız yerden okumaya devam...
Neyse incelememize geçelim o halde
Geçenlerde bir tanesi bankta otururken bir yandan telefonla konuşurken, neye sinirlendiyse elindeki yarı dolu pet şişeyi şiddetle vurdu yere...
Ah ah ah O elindeki bir damla su için, günde 35 kilometre yürüyüp çamurlu suyu içen var..
Allah her canlı gibi seni de sudan yarattı ama nankörsün işte..
Sonra nankörlüğünden dolayı başına bir iş geldi mi vik vik vik ağlarsın öyle...
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
*
“Cahilliğin dağlarında gezenler için; almasını bilene bilgece öğütler, yaşanmışlıkların getirdiği doğru tespit ve öneriler, samimi itiraflar; bir o kadar da topluma tenkit yağmuru. İlber Ortaylı’nın sakınmadan söylediği her söz, gençler için altın değerinde. Toplumun her kesimine ustaca entelektüel bir dokunuş, hazır olun; bu bir kültür
Kitabın sonlarında hüngür hüngür ağladım. Yedi sekiz yaşlarında adı verilmemiş bebekken annesi, babası tarafından terk edilip dedesine verilmiş kalbi iyilik dolu bir çocuk. Çocuk kalbinde derin yaralar var her günü Orozkul adlı eniştesinin çocuğu olmuyor diye eşini, yani çocuğun teyzesini dövmesiyle, küfürleriyle bağırışlarla sarhoşluklarıyla
Mis gibi bir kitap. Kesinlikle öneririm.
En sevdiğim şiir ektedir :
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sende hiçbir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
“Zaten biz acı çeken ölümlüler ayaklarımızı
mutluluğun üzerine hiç tamamen basamadık.
Her seferinde acı bir keder neşemizi kaçırır.”
-Rodoslu Apollonios
1. Giriş:
Bu yazı direkt olarak bir inceleme yazısı değildir. Antik Çağ’ın önemli yapıtlarından Argonautika hakkında bir akademik makale çalışmasıdır. Ve elbette yalnızca kitap hakkında
Spoiler içerir.*
Tarihi ilginç kılan en büyük etkenlerden birisi de, hiç şüphesiz, ülkelerine sonsuz sadıklıkları ile bilinen casuslardır. Bugün, Birinci Dünya Savaşı’nın en ünlü casusu hakkında konuşacağım: Mata Hari’den. Tek sorun, kendisinin ülkesini satmış olmasıydı. Halbuki, ne Almanya kendi vatanıydı ne de kendisi tamı tamına casustu.