BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
~•~ Beni çağırıyor, yarım kalan ne varsa Bana düşüyor, her yağmur tanesini Suya götürmek, o serin ırmaklara ~•~
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Reklam
Yasımın içinde boğulup yok olmaktansa yaşam dolu ne varsa ona bakmak daha akıllıca değil mi?
“Püren biraz konuşabilir miyiz? “Neyle ilgili?” “Konuşabilir miyiz?” Hep böyle olur. Ayrıldıktan sonra evde yangın söner ve ev sahibi gelip yangında zarar almayan hala kullanabileceği ne var diye ortalığı karıştırır. Buradaki ev benim ve söndüğümü sanan varsa, büyük yanılıyor.
Türdaş(lar)ım için bir öykü
"Başkalarına muhtaç olmak, ayıp bir şeydir!" Bu sözünü hiç unutamadım onun. Unutmam da... Kim tarafından ve ne zaman yaralandığını hiç bilmiyorum ama güzel ve çekici bir kadındı. Güzelliği, en çok kendisini umutsuzca özlemesinden kaynaklanıyordu. Güzelliği, yüzündeki yitik seslerden, can çekişen anılardan, yüreğindeki umutsuz kanayıştan
Sayfa 5
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Reklam
Bu son cümleyle birlikte ayaklarımı hissetmemeye başlıyorum. Ne kadar kaygı, korku varsa hepsi birden ayak parmaklarımdan boşalıyor. İnsanların korkuları ayak parmaklarından boşalsa ve yerin altını sarsa, sonra da tıpkı birbiriyle bağlantılı çalışan nöronlar gibi aynı korkuları yaşayanlarınki birbirine bağlanıp dursa ve o kanallardan birbirlerine seslenseler... Kurtulanlar dese ki "Geçecek". O zaman kimse yalnız hissetmezdi..
Bir sandalye çektim zor günlerin altına Ah ama Kimse yüz vermiyor bana, sandalye bile Beni çağırıyor, yarım kalan ne varsa Bana düşüyor, her yağmur tanesini Suya götürmek, o serin ırmaklara
362 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.