280 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Stephan King / Azrail Koşuyor “Yarın öğlen av başlıyor. Bu yüzü unutmayın!” Yıl 2025. Amerika’da kâbus gibi bir düzen hâkimdi. Ülkeyi yönetenler büyük bir sınıf farkı yaratmışlardı. Halkın çoğu yoksuldu. Televizyon programları insanların para için hayatları üzerine bahse girdiği bir platform haline gelmişti. Ben Richards da o çaresiz adamlardan biriydi. İşsizdi, parasızdı ve ümitsizdi. Hasta kızının tedavi olması gerekiyordu. Ben’in yapabileceği tek bir şey vardı: Koşucu programına katılmak ve bir milyon dolar kazanmak. Yarışmanın amacı onu öldürmekle görevli Avcılar’dan kaçmak ve otuz gün boyunca hayatta kalmaktı, hem de gezendeki hemen herkes onu seyrederken ve ele vermeye çalışırken… Acaba şimdiye dek kimsenin sekiz günden daha fazla hayatta kalamadığı yarışmayı Ben Richards kazanabilecek mi? Acımasız sistemi yenebilecek mi? Sonucu ne olursa olsun, Ben bu ölüm kalım oyununda sonuna dek gitmeye hazırdı. Azrail Koşuyor, film izliyormuş hissi veren akıcı ve sürükleyici anlatımı ile sınıfsal ayrımlara, sosyal farklılıklara, dünyanın en zengin insanlarının bireyselliğine, acımasızlığına, dünyanın adaletsizliğine ve bir yandan da düzene yönelik ince vurguları ile içinde bulunduğumuz sistemi durup bir düşünmemizi sağlıyor. 1987 yapımı "The Running Man" isimli bir uyarlaması da mevcut izlemeden önce okuyunuz efendim. Ekonomist Profesör Paul Samuelson demiş ki; "Bir ülkede fakirlerin bebeklerinin içeceği sütü, zenginlerin köpekleri içiyorsa o ülkede kapitalizm hakimdir."
Azrail Koşuyor
Azrail KoşuyorStephen King · Altın Kitaplar · 20211,007 okunma
HEPSİNİ İSTİYORUM!
"Ama ben yan etkileri severim." "Biz sevmeyiz," dedi Denetçi. "Biz her şeyi keyifli yapmayı yeğleriz." "Ben keyif aramıyorum. Tanrı'yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum." "Aslında," dedi Mustafa Mond, "siz mutsuz olma hakkını istiyorsunuz." "Öyle olsun," dedi Vahşi meydan okurcasına, "mutsuz olma hakkını istiyorum." "Eklemek gerekirse, ihtiyarlama, çirkinleşme ve iktidarsız kalma hakkını da istiyorsunuz; frengi ve kansere yakalanma haklarını, açlıktan nefesi kokma hakkını, sefil olma hakkını, sürekli yarın ne olacak korkusu içinde yaşama hakkını, tifoya yakalanma hakkını ve her türden ağza alınmaz acıyla işkence çekerek yaşama hakkını da istiyorsunuz." Uzun bir sessizlik oldu. Sonunda Vahşi, "Hepsini istiyorum," dedi. Mustafa Mond omuzlarını silkti. "Hepsi sizin olsun," dedi.
Reklam
"Bazen insan kendini karasız bir deniz gibi hisseder" ama her denizin bir karası vardır.Önemli olan o karaya ulaşabilmektir. Yarın sabah sizin için öyle bir denize açılış olsun ki karaya ulaşmak için çaba sarf edin ve çabalarınızın sonucu çok gecikmeyecek ... İYİ GECELER DİLERİM "Dertleşmek veya anlatmak için bana yazabilirsiniz kesinlikle cevap veririm:)"
Siz hep hayvan olmaya meraklandınız, bilim adı altında maymun bile oldunuz.. olsun be dedik bunlar da böyle çeşit.. Ama siz illa biz tanrı olacağız demeye başladınız. Akıl var mantık var temiz soylu insanın tanrısı maymun olur mu? Size saygı duymuyorum, yarın da duymayacağım insan düşmanları.
Hepsini İstiyorum
"Ama ben yan etkileri severim." "Biz sevmeyiz," dedi Denetçi. "Biz her şeyi keyifli yapmayı yeğleriz." "Ben keyif aramıyorum. Tanrı'yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum." "Aslında," dedi Mustafa Mond, "siz mutsuz olma hakkını istiyorsunuz." "Öyle olsun," dedi Vahşi meydan okurcasına, "mutsuz olma hakkını istiyorum." "Eklemek gerekirse, ihtiyarlama, çirkinleşme ve iktidarsız kalma hakkını da istiyorsunuz; frengi ve kansere yakalanma haklarını, açlıktan nefesi kokma hakkını, sefil olma hakkını, sürekli yarın ne olacak korkusu içinde yaşama hakkını, tifoya yakalanma hakkını ve her türden ağza alınmaz acıyla işkence çekerek yaşama hakkını da istiyorsunuz." Uzun bir sessizlik oldu. Sonunda Vahşi, "Hepsini istiyorum," dedi. Mustafa Mond omuzlarını silkti. "Hepsi sizin olsun," dedi.
Atatürk'ün İngiliz Albaya Rest Çekişi
"Emireri Ali (Metin) evde alıkonulmuştu. Ali odaya girdi: —Kolonel Rawlinson, sizi görmek istiyor Paşam. Haberine ulaştırdı. Paşa, bir saniye, çatık kaşlarının altında bir güneş gibi açan bol ışıklı gözlerini Ali'nin gözleri içinde dolaştırdıktan sonra: —Peki, buyursunlar... Dedi. Biraz sonra, Kolonel aramızdaydı. Paşa ile havadan,
Sayfa 81 - Mazhar Müfit Kansu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.