* Dünyaya çıplak geliyorsun...
* Makam-mevki, mal-mülk, çoluk-çocuk, eş, arkadaş, dost sahibi oluyorsun...
* Gençlik, güzellik, dinçlik, azim, güç- kuvvet veriliyor..
* Akıl-zeka, irade sahibi oluyorsun...
* Sonra birer birer bu nimetle elinden alınıyor.
* Yaşlanıyorsun; gençliğin, güzelliğin, gücün, kuvvetin gidiyor elden....
* Azmin, iraden aklın, zekan da yavaş yavaş tükeniyor...
* En sonunda ölüm geliyor. Herşeye "elvada" diyorsun.
* Bütün bu nimetler sana emanet olarak verilmişti.
* Emaneti Gerçek sahibine teslim ediyorsun.
* Tekrar çıplak olarak geri dönüyorsun Rabbine...
*Yalnız bir kefen alırsın o da kabirde çürür.
Mahşerde çıplak olarak diriltilirsin.
* Şimdi düşün yarın için hazırlığın nedir?
* Allah hepimizi yarın için hazırlananlardan eylesin...
* ÖYLEYSE EY İNSANOĞLU SEN ÇOK FAKİRSİN... HİÇBİR ŞEYİN YOK...
* NEYİNE GÜVENİYORSUN.?
* BAK HEPSİ EMANETTİ SANA VE HEPSİ GERİ ALINDI.
* DÜNYAYA ÇIPLAK GELDİN VE ÇIPLAK GİDİYORSUN...
*O ZAMAN BUNCA KAVGA NE İÇİN...?
~√~
"Evli misiniz?"
"Evet!" dedi... "Yarın iki ay oluyor."
"Biraz geç kalmışsınız! Neyse, geç olsun da güç olmasın."
"Geç olmasın, güç olmasın, hiç olmasın!"
Balzac’la tanışmam lise dönemime denk gelir. Vadideki Zambak’ın tırt bir çevirisiydi sanırım. Kitabı o zamanlar klasikler arasında olduğu için merak etmiş almış okumaya başlayınca hatırladığım kadarıyla şöyle bir cümleyle karşılaşmıştım;
“Balzac kadınlar ile ilgili şöyle der; ‘Genç kadınları ciddiye almayın, onlar bencildir, onlarda gerçek dostluk
Bir Tarafta Tarihi yazan ve günümüzü şekillendiren Mustafa Kemal, bir diğer tarafta ise Devleti yönetmek yerine, ülkeyi beceriksizce işgal ettiren ve tüm ciddi uyarılara rağmen susup, yabancı devletlerin emri altına girenler var… Hatta ve hatta işgal devletleri ile aynı çizgide yürüyenler var...
Tarihe bakışınız nasıldır ya da ne yöndedir