Bilirim ki her sanat adamında klasik olmak kaygısı bulunmalıdır. Yarına kalmak için çalışmıyan, eserinin zamana dayanmasını istemiyen, bugün beğenilip yarın unutulmaya razı olan bir sanat adamından ne hayır umulur? Ama klasiklik öteden beri alışılmış kalıplara uymakta değildir, ölmiyecek şekiller yaratabilmektedir.
“ İnsanoğlu , yarına kalmak için mücadele ederken , geçicilik içinde sürekli etrafındakiler “ yenileyerek” akan ve kendisini ölüme sürükleyen zamana karşı durmaya çalışıyor. Bu psikoloji , çeşitli sosyal hastalıkların kaynağı olabiliyor. Şimdi belki her şeyimiz var görünüyor ama gerçekten bize ait olan hiçbir şey kalmadı... “
Bu yenilemeye insanlar da dahil kimse kimseyi önemsemiyor , kimse kimseyi sevmiyor sevdiğini söylediği halde hiç bir değeri yada kıymeti yok nasıl olsa bir şekilde yeni birisi girecek hayatına...
Yalnızca sesler var, yalnızca yalanlar. Buradan, gitmek buradan başka bir yere varmak, ya da kalmak burada ama bir aşağı bir yukarı dolanarak. Önce kımılda, bir beden gerekli eskisi gibi, yadsımıyorum bunu, yadsımayacağım artık bir bedenim var diyeceğim kendime, zorunlu oldukça öne, arkaya, aşağıya, yukarıya doğru devinen bir bedenim. Yeniden yaşamak, birazcık daha katlanabilmek için gereksinme duyacağım bir yığın uzuvla, organla donanacağım, yaşamak diyeceğim buna, benim diyeceğim, ayağa kalkacağım, düşünmeyi bırakacağım, işimle dopdolu olacağım, ayakta durmakla, ayakta durmayı sürdürmekle, yer değiştirmekle, katlanmakla, yarına, gelecek haftaya sağ çıkmaya çalışmakla...