Çok Eşliliğe Dair
Kur'anî vahyin belirli tarihsel koşulları, bu konuda daha iyi bir kavrayış sağlar. Koşullu da olsa çokeşlilik izni, Uhud Savaşı'ndan sonra Müslüman toplum korunmaya muhtaç birçok yetim ve dulla birlikte baş başa kaldığında verilmişti. İlk Müslüman yorumcular ve bazı çağdaş akademisyenler, bu tarihsel koşulları, çokeşliliğin toplumsal uygunluğunu açıklamanın bir yolu olarak kabul ederler. Kur'an'ın cahiliyye döneminde sınırsız olan çokeşliliği getirmediğini, aksine kısıtladığını iddia ederler. Çokeşlilik, ebedi bir erkek ayrıcalığı değil, muayyen bir durum için bir çözümdü. Bununla birlikte, son yıllarda "Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin” (Nisa: 3) ayeti, çokeşliliğin toplumsal bir kurum olarak gelişme biçiminde içsel bir ahlâkî ve sosyal dengesizlik olduğunu savunan Müslümanlar, yasa koyucular ve alimler tarafından daha fazla ilgi gördü. Onlar, Kur'an'ın kadınlara adil davranmaya atıfta bulunmasının aslında tekeşliliğe doğrudan bir teşvik olduğunu iddia ederler.
Yasa Koyucular ile Yorumcular-Z. Bauman
...[H]atalı, aydın olmayan ya da kötü niyetli öğretmenlerin verdiği eski, zararlı eğitimin yerine, akıl adına verilen, toplumsal açıdan yararlı, bireysel açıdan faydalı bir eğitime geçmek...
Sayfa 88 - Metis,2017Kitabı okudu