Bir başkasının rüyası mıydı bizim yaşadığımız?
624 syf.
10/10 puan verdi
Okulda gördüğünüz o sıkıcı tarihi unutun. Beyazıt Akman, dünyanın kaderini değiştiren, bir çağı kapatıp yeni bir çağ başlatan İstanbul'un Fethi üzerine öyle bir roman yazmış ki, kitabı elinize aldığınız andan itibaren büyüsüne kapılıyorsunuz ve bir an olsun yanınızdan ayırmak, elinizden düşürmek istemiyorsunuz. Beyazıt Akman, master ve doktora yaptığı Amerika'ya doğru yola çıktığında aklında böyle bir proje olduğunu ama imkanların el vermediğini söylüyor TRT'de katıldığı bir programda. Amerika'daki devasa kütüphanelerin büyük katkısı olduğunu da ekliyor. 5 yılını harcamış bu kitapı oluşturabilmek için. Yüzlerce kaynak, sürüyle eser eşlik etmiş ona bu süreçte. Dünyanın İlk Günü, inanılmaz bir roman. Hani tarih üzerine bir kitap okuyacaksın ve böyle seveceksin deseler dalga geçerdim herhalde. Ancak Beyazıt Akman öyle bir hale getirmiş ki o tarihi, öyle güzel anlatmış ki o zamanları, o saldırıyı, o gelişimi, elinizden bırakmakta güçlük çekiyorsunuz. Sürekli okumak istiyorsunuz. Eğer bir "mutlaka okunması gereken kitaplar" listesi varsa, kanımca bu kitap kendine en tepelerde yer alır. Türü sevin veya sevmeyin, tarihe ilgi duyun veya duymayın hiç farketmez. Yaşadığımız topraklarda inanılmaz emeği geçen, ama nasıl oluyorsa üzerine doğru düzgün bir film çekilemeyen (Sene 2012 oldu, ancak bir Fetih 1453 gördük işte o da idare eder kıvamdaydı) Fatih Sultan Mehmet'i bir de Akman'ın kaleminden dinleyin.
Dünyanın İlk Günü
Dünyanın İlk GünüBeyazıt Akman · Epsilon Yayınları · 20183,315 okunma
Reklam
412 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yaşadığımız güncelliğin yakın tanıklığını yapıyor...Kayıp Sicil. İlerisi için iyi bir belgesel,veri kaynağı olacak nitelikte. Günümüzde ki bazı karanlık noktalara da ışık tutuyor. Ancak bir kaç kuşak sonra bugünleri bu kitap üzerinden irdelemek isteyen geç nesil bazı zorluklarla karşılaşacak. Şunun gibi: Bazı bağlantılar birbiri içine eklenerek geçiyor bu, zihin kargaşası çıkarıyor, Çok fazla isme yer veriyor ( belki bu kitap için bir zorunluluk bu). Bildiğim kadarıyla Sayın Soner Yalçın'ın tekniği böyle. buda genç nesil için zorluk yarataçak bir yol olacak... "Okunmalı bu kitap" diyorum. hem de birkaç kez....
Kayıp Sicil
Kayıp SicilSoner Yalçın · Kırmızı Kedi Yayınları · 20201,233 okunma
Hayatımız bir devridaim. İster devasa boyutlarda olsun, ister bir dirhemcik ağırlığında, yaşadığımız her zorluğun, çektiğimiz her çilenin büyük resimde yeri var işlevi var. Mücadele etmek insan olmanın gereği. İlahi bir nizam olduğuna inanıyorsak eğer, biliriz ki bunun içinde tesadüfe yer yok.
Beyin biyolojik yapılı ama sosyal boyutlu bir organdır. Bu bağlamda Churcill'in ''Önce biz yaşadığımız yeri biçimlendiririz, sonra da yaşadığımız yer bizi'', cümlesi anlamlıdır.
Sayfa 101Kitabı okudu
412 syf.
10/10 puan verdi
''Cahillik mutluluktur'' diyorum ve bu kitabı okuduktan sonra kendinize söyleyeceğiniz sözün bu olduğuna inanıyorum. Cahil olmak, bir şeye körü körüne bağlanmak gerçekten insana huzur veriyor... Arkamızdan çevrilen oyunlar,yaşadığımız zorluklar, güvenilesi değil yaşanılası hiç değil bir ülkeye nasıl dönüştüğümüzün kitabıdır Kayıp Sicil... Siyasi görüşünüz ne olursa olsun bu kitabı evinizde bulundurmanızı tavsiye ederim... Uyanan bir nesil olmayı başarabilirsek ilerde bu tarz kitapların yasaklanacağını Soner Yalçın gibi düşünürlerin de Silivri de kendine yer edindiğini görüceğiz ne yazık ki.
Kayıp Sicil
Kayıp SicilSoner Yalçın · Kırmızı Kedi Yayınları · 20201,233 okunma
Reklam
752 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
ŞU ÇILGIN TÜRKLER... Bir milletin romanını yazmak zor olmuş olsa gerek. Bu, kütüphanelerimizin baş köşesinde durması gereken, Türklerin yeniden kurtuluşunun romanı. Yirminci yüzyılda yeni bir Türk Destanı yaratarak bağımsız bir devlet kuran Türkler ' in romanı... Kitaba başladığınız andan itibaren siz de bir şekilde bu romanın içerisinde yer
Şu Çılgın Türkler
Şu Çılgın TürklerTurgut Özakman · Bilgi Yayınları · 202321,6bin okunma
276 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Elimde kİ , Necati Cumalı nın, Ay Büyürken Uyuyamam kitabı 1972 baskısı. Ben, 6. Eylül 1977 de İzmir de imzalattıtmışım kendisine. Benim için bu kitabın çok farklı, önemli bir değeri var. Ay büyürken Uyuyamam, kitabında, bendeki baskısında 25 hikayeden sadece birisidir. Edebiyatımızın çok önemli isimlerinden ,Melih Cevdet Anday, Doğan Hızlan gibi şahsiyetlerin de bulunduğu tam on bir isim köşelerinden neşrettikleri yazılarında kitap hakkında övgü ile bahsettimişler. Bu yazılardan alıntılar da yer alıyor. Necati Cumalı nın asıl mesleği olan avukatlığın kendisine verdiği yeteneği eserlerinde o kadar ince bir hat ile kullanmış ki. Nasıl mı? Anadolu nun , taşranın bilhassa kırsalın insanını gözlemlerine dayalı ve seviyeyi hırpalamadan, mükemmel bir analizle harikulade işliyor. İşte bu kitapta, Anadolu insanlarının yani bizlerin, var oluşumuzdan beri dışa vuramadığımız iç güdüsel bir davranış haliyle benliğimizde , egomuz, kompleksimiz olarak içimizde saklaya geldiğimiz; Çoğu zaman "ayıp" olarak telakki ettiğimiz. hatta toplum baskısının doruğunu yaşadığımız cinsel yaşamı, bunalımını, harikulade tekniği, olağan üstü üslubu ile ele almış.. Ben defalarca beğenerek okudum. Eminim ki okuyunca sizlerde beğeneceksiniz...
Ay Büyürken Uyuyamam
Ay Büyürken UyuyamamNecati Cumalı · Cumhuriyet Kitapları Yayınları · 2019266 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
Sami Paşazade Sezai'ye ait olan bu tanzimat dönemi eserini okumakla okumamak arasında kalmıştım aslında.Eser tanzimat dönemine ait olduğu için anlamını bilmediğim ve kafamı karıştıracak bir çok kelime olduğunu farkettim.Eserin adını son zamanlarda çok duydum ve merak ederek okuma kararı aldım.Şöyle ki okuduğumuz bu dönemin kitapları yaşadığımız
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Bilge Kültür Sanat · 201645,6bin okunma
Burasi kitap diyari, kitaplarin konusuldugu, begendigimiz kitaplardan alintilar yaptigimiz, kitaplarin icindeki hayatlari paylastigimiz, tartistigimiz, yasadigimiz ve kendimizden bi seyler kattigimiz bi yer tamam kabul fakat hayatta baska guzellikler de var bana gore... Iste bu sarki da onlardan sadece bi tanesi, gozlerinizi kapatip dinleyin ya da acin sevdiginiz kitabi okuyun ve kendinizi muzigin ritmine birakin derim ben nacizane... Cumlelerim dusuk ama bugun canim hep dusuk ve uzun cumleler kurmak istiyor, bakiniz ustte yazdigim paragraf gorunumlu mektup :)) Gununuz huzurlu ve umutlu gecsin. youtube.com/watch?v=GAjInKi...
Reklam
“Benim başımdan geçenler, etrafımdakilerin başından geçenler hakikat mi, hayal mi, yoksa tanrının bir rüyası mı sadece? O uyandığı zaman kaybolacak bir rüya olmasın bunlar, eğer ona dualar ediyor, ezgilerle onu yüceltiyorsak, bu, onu uyutmak, sallayarak rüyalara dalmasını sağlamak isteğinden doğamaz mı?” Bir başkasının rüyası mıydı bizim yaşadığımız? Kaderimizin bir başkasının zihnindeki bulanık görüntülerle belirlendiği bir rüya mıydı bu?
İdealler, İdealleştirmeler ve Bunların Politik Sonuçları İdeallerin ezenin idealleştirilmesiyle oluştuğu bir dünyada idealler ne anlama gelir? İyinin peşinde olduğumuza inanırız, ama kendimizi inkâr etmemizi sağladığı için aslında bağımız kötüyledir. Ezene dair olumlu imgeyi koruyabilmek için içimizdeki bu kurbanı inkâr etmek zorunda
336 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle belirtmeliyim ki kitap 5. vitesten 1.vitese kadar düşüyor. Kitabı elinize aldığınızda bir anda "Son hızda giden arabada" hissediyorsunuz kendinizi. Araba durduğunda "Ne yolculuktu be!" diyorsunuz. Normalde bu tarz yazılmış kitapları sevmem. Okuyucuyu heyecanın içine çekip bir göz boyaması amaçlanmış gibi hissederim. Anafikir yoktur, sadece "çok satanlar" reyonunda yer alma gayesi vardır gibi gelir bana. Lakin, bu son hızla başlayıp duran araçta geçen yolculuk o kadar güzelki. Son sürât yaşadığımız hayatın yavaşlayarak gözümüzün içine bata bata, kaçırdığımız ayrıntıları önümüze sermesinden ibaret. Toplumsal farkındasızlığı, Dünya içinde küçük bir Dünya'yı müthiş betimlemiş. Ayakta alkışlanacak türden bir yapıt.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,3bin okunma
" Öldüğü varsayılan geleneğe yeni bir ruh üflenebilir mi? Zor, ama mümkün! Unutulmuş alfabeler çözülüyor, ölü kültürler diriltiliyor da daha dün yaşadığımız kültürün dili ve sembolleri niçin çözülemesin? Bunun için önce kendi kültürünüzden korkmamanız, bu topraklara ayağınızı sağlam basıp onu anlamaya, dilini sökmeye ve yeniden anlamlandirmaya çalışmanız gerekir. Küreselleşen dünyanın ilimde, sanatta, felsefede nereye gidildigini bilmeden, yani kendi içine kapanarak varabileceginiz bir yer yok. Gerektiğinde dışarıdan da bakabilmelisiniz, hatta bu şarttır; ama iceridekilere akıl vermek için değil, dönüp üretime ve yeniden inşa faaliyetine katilmak için. Yani "eve dönüş"... Dönüşte evinizi beğenmeyebilirsiniz, giderken bıraktığınız ev artık ihtiyaçlarınıza cevap vermiyor olabilir. O halde onu ya -yeni ihtiyaçları da göz önüne alarak- özenle restore eder yahut temelleri üzerine bir ev inşa edersiniz! Içinde yasayabileceginiz yeni bir ev! Yeni bir estetik!"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.