------ : Vicdan ve üst ben Yasaklar gerçek bir ahlak bilinci değil zahiri bir vicdan oluşturur. İnsanlar arası gerçek ilişkilerin yerini poz alırsa, gerçek yakınlık da yok olur. Aynı şekilde vicdan da poza dönüşürse gerçek suçluluk ve sorumluluk duygusunu hissetme imkânı da ortadan kalkar. Niçin düşmanlara ihtiyaç duyuyoruz? Düşmanlara, kendilik nefretimizin hedef taşı olarak ihtiyaç duyarız. Anne-babalarımızın bizde aşağıladıkları veya reddettikleri şeyler için cezalandırmak üzere düşmanlar ararız. İnsan başkalarını cezalandırabildiği, aşağılayabildiği, hatta yok edebildiği sürece kendi kendisiyle yüzleşmek zorunda kalmaz.
Empatinin Yitimi / Kayıtsızlık Politikası Üzerine -- Arno Gruen -
~•~ “...nasihat, nefsine uymaktan zevk alanlara acı gelir. Zira yasaklar insanların kalplerine daha sevimli gelir.” ~•~
Reklam
Filmlerin kadın kahramanlarına benzemeyi , onlar gibi davranma özgürlüğüne sahip olmayı arzu ediyorduk. Fakat kitaplar ve filmler ile toplumun buyrukları arasında, geniş ahlaki yargılar ve yasaklar bölgesi uzanıyordu, bizim onlarla özdeşleşme hakkımız yoktu.
Sayfa 48 - Can Yayınları
Bu çağ ki öyle en olmayacağı Kuşatır yasaklar üstünü örter
LAHZ MERTEBESİ
"Ebû Yezîd el-Bistamî şöyle demiştir: 'Kerametler gösteren bir adam görseniz, hatta adamın havaya yükseldiğini görseniz, aldanmayın. Asıl, emr ve yasaklar karşısında nasıl davranıyor, hadlere ve şeriate riayet ediyor mu, ona bakınız!..."
Sayfa 107 - (İnsan Yayınları, 60)
Zorba yasaklar çocuklarda bulunan tutkuları büyüklerinkinden daha fazla keskinleştirir. Çocukların sadece yasaklanan şeyi akıllarına takmak gibi bir üstünlükleri vardır
Reklam
İnsanda derinden kök salmış bir içgüdünün neden bir yasayla pekiştirilmesi gerektiğini anlamak kolay değil. İnsana yemesini, içmesini emreden ya da elini ateşe sokmasını yasaklayan bir yasa yok. İnsanlar yerler, içerler ve ellerini ateşten uzak tutarlar, içgüdüsel olarak yaparlar bunu, bu dürtülerin ihlali sonucu maruz kalacakları kanuni bir cezadan değil, doğanın cezasından korktukları için. Kanunlar insanlara sadece, dürtülerinin tazyikiyle yapabilecekleri şeyleri yasaklar. Bizzat doğanın yasaklayıp cezalandırdığı şeylerin yasayla yasaklanıp cezalandırılmasına gerek yoktur zaten. Dolayısıyla, bir yasayla yasaklanan suçların, pek çok insanın doğal eğilimlerinden ötürü işlemek isteyeceği suçlar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Böyle eğilimler olmasaydı, böyle suçlar da olmazdı ve böyle suçlar işlenmeseydi, niçin yasaklanacaklardı ki?
Sayfa 131 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ana-baba otoritesini hiç bir zaman yenememiş ve ana baba şefkatin iüzerlerinden atamamış veya çok az atabilmiş kişiler çıkar ortaya. Özellikle kız çocuklardır bunlar. Ergenlikten çok sonra bile çocuk'luklarındaki sevginin etkisinden sıyrılamamış çocuklar.Onların, evliliklerinde, eşlerine gerekeni veremeyişleri öğreticidir. Soğuk eştirler,cinsel yönden duyarsızdırlar.
Atlardan korkuyordu çocuk. Bu yüzden sokağa çıkamıyordu. Atın, odasına girip kendini ısıracağını sanıyordu.Atın ölmesini istediği için böyle bir şey olacağını düşünüyordu. Baba korkusundan kurtarıl'dıktan sonra, onun, babasının uzakta olmasını, yolculuk etmesini,ölmesini istediği anlaşıldı. Çok açık biçimde gösterdiği gibi, babayı, cinsel isteklerini yönettiği annesine karşı yeni yeni uyanan sevgisinde kendine bir rakip gibi görmüştür.
Amerika'da 1920-1933 yılları arasında uygulanan içki yasağı kaçak kullanımların büyümesiyle, on üç yıl sonra kaldırıldı. Çünkü gönüllere hitap eden bir mesajla ahlakileşmeyen hukuki yasaklar sadece kaçak kullanımları artırır. Yukarıda aktardığımız gibi bir fikir yoksa ve ruhları kendisine bağlayamıyorsa, yasaklar hiçbir zaman yeterli olmaz. Hukuki normlar, sadece yakalanılacağınızı düşündüğünüz duruma hitap eden soğuk bir yasaklar ve emirler zincirinden ibaret kalır. Oysa İslam'ın, Hicret'ten sonra yaklaşık 4. yılda içkiyi haram kıldığı düşünülürse içki yasağı Muhammed (s.a.v.) tarafından hepi topu 6-7 yıl uygulamıştır. Onun 6-7 yıllık uygulaması 1400 yılı etkilemiştir. ABD'nin 13 yıllık uygulaması neden aynı etkiyi oluşturmamıştır?
Sayfa 304
Reklam
Daha doğrusu rüyalar, isteklerin yerine getirilmesinin gizli ifadesidir. Nevrotik semptomlar gibi, ruh halindeki uzlaşmaların gerçekleşmeleriyle çelişen arzular ve yasaklar arasındaki etkileridir. Her ne kadar uyku, zihnin yasaklı arzuların günlük sansürünün gücünü gevşetebilse de bu sansür -yine de- rüya var olduğu sırada kısmen devam eder. Bu nedenle yalnızca çarpıtılmış durumda yaşanan, gerçekte yasaklanmış arzular oldukları için değil, gerçeği anlamak için rüyaları deşifre etmek şarttır. Çünkü rüyalar analistin düzeltmesine ve anlamlandırmasına açıktır.
- O sizin için yasak efendim.. - Yasaklar çiğnenmek içindir Olric.. - Ama o sizin için inkamsız efendim. - Önemli olan imkansızı başarmaktır Olric. - Onda bulduğunuz nedir ki efendim? - Herkeste arayıp ta bulamadığımdır Olric. - Peki o da sizi seviyormu efendim? - İşte bir tek buna cevap veremem Olric
Yasaklar önüne kattığı engelleri deviren, ezen geçen hürriyeti doğurur. Hür doğan ve hür yaşama arzusundaki cemiyetlerde yani.
Sayfa 214 - İletişim Yayınları
Bertrand ailenin, hizmetçilerle birlikte, her sabah saat sekizde dua için toplandığını anımsar. Sekiz hizmetçi alıkonmuş olmasına karşın yemekler son derece yalındı ve eğer sofraya örneğin elmalı pasta gibi biraz ağız tadı verecek bir şey gelmişse bu, çocuklar için ancak görümlük olur ve onlar kendi sütlaçlarıyla yetinmek zorunda kalırlardı. Şarap, ancak misafir bulunduğunda ve yalnızca misafirlere verilirdi. Soğuk suyla yıkanma bütün yıl uygulanan bir düzendi. Bertrand her gün kahvaltıdan önce yarım saat piyano çalışmak zorundaydı. Tek değer erdemdi ve bunun herkesi bilgeliğe, mutluluğa ve sağlığa götüreceğine inanılırdı. Matematik ve felsefe, Bertrand’ın erkenden ilgilenmeye başlayacağı bu iki konu, yasaklar dizisi içindeydi; özellikle de matematik, çünkü onun ahlaksal içeriği yoktu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.