YASAKLI KİTAPLAR LİSTESİ
Farklı ülkelerde çeşitli zamanlarda iktidarda bulunanlar tarafından siyasi, toplumsal, dinî veya ahlaki motivasyonlarla süresiz olarak ya da belirli bir süre için satışına, dağıtımına veya erişimine engel olunmuş, basılıp dağıtılmış olanlarının da toplatılmış olduğu kitaplar dünya üzerinde hep olmuştur. Birçok durumda
Bu kitapla bir insanı daha tanımış oldum. 12 Mart döneminde fikir suçlusu olarak tutuklanıp cezaevine konan, 24 yaşında yasaklar, sınırlandırmalar, baskılar sonucunda yurdundan ayrılıp yabancı bir ülkede yıllarca sürgün yaşamak zorunda kalan Mehmed Uzun'u.
Çokkültürlülük üzerine yazmış olduğu deneme yazılarında yaşamından izler var, yoğun hüzünle
Belki haklı, belki zeka bir düşüştür. Her şeyi anlayan kimsenin delirebileceği doğrudur. Keşke hiç düşünmeye başlamasaydım! Boş ver! Şimdi çok geç, gitmekte olan trenden artık atlayamam. Sonuna dek gitmek, biraz daha dayanmak gerekir. Büyük balığı yakalamak üzere olduğumu duyumsuyorum. Beeen, bunu on yıl önce söylemiştim. Adam sen de! Hiç değilse vicdanımı hiçbir zaman satmadım. Kendimle barışığım ve bunun bedeli yoktur. Başkaları ödül kazanmak için kaygan direğe tırmanadursunlar, ben sadece ölü fareler bulma pahasına da olsa ayak değmemiş mağaraların dibine inmeyi yeğliyorum. Sonunda kuşkusuz en önemlisi nereye gittiğini bilmemektir, yoksa her şey öylesine sıkıcı, öylesine yorucu olur ki... Yoo, gerçekten, yaşamını krom kaplı ve güzelce yağlanmış bir işyeri koltuğuna oturtmak, yalnızca daha önce yapılmışı yapmak, yalnızca okların gösterdiği yönde düşünmek, zamanı düşlerine yasaklar koyarak geçirmek ve usun daha önce arşınladığı yollardan geçmek bana göre değil. Ben, her gece yatağımda yaşamımı ortaya koyuyorum. Belki bir sabah yeryüzüne çıkamayacağım... Sağlık olsun! Çok kazanmak için büyük oynamak gerekir!
Yurtseverlik, hürriyet, millet kavramlarını Türk fikir hayatına ve edebiyatına sokan kişi olmak ne büyük şeref. Ayakta alkışlanası, ne büyük onur. Ki yaşadığı dönem gözönünde bulundurulunca. Şuan bile düşününce ne zor birşeyi başarmış.
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün bile ne derece etkilendiği şu sözleri ile anlaşılabilir;
"Benim bedenimin babası Ali Rıza Efendi, duygularımın babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp'tir der."
Namık Kemal’in ilk tiyatro yapıtı olan eser, Türk edebiyatı'nda romantik tiyatronun ilk örneklerindendir.
Eserin ilk sahnelenmesinden sonra izleyicilerin heyecana gelerek başlattıkları gösteri ve olaylar; yazarın tutuklanarak Mağusa'ya sürülmesine sebep olmuştur.
Eserin gerçek adı “Vatan”dır. Eser yayınlandıktan sonra uygulanan yasaklar ve sansür nedeniyle “Silistre” adı ile oynanmış ve yayınlanmıştır. Daha sonra da “Vatan yahut Silistre” adı ile yaygınlaşmış ve bu isimle kabul görmüştür.
Kısacık okurken tiyatroyu gözünüzde canlandırarak okuyacaksınız. Kitabın maneviyatını, taşıdığı ruhu hissettikten sonra okumamak elde değil. Okuyunuz okutunuz bu ruhu yaşatınız efenim.
" Yara erlerin tenine madalyadır.
Ölüm ise askerin son rütbesidir
Altıda bir, üste birdir yerin
Arş Yiğitler vatan imdadına! "
( youtu.be/5ZBpbbn_Ang)
Bu sahne kitabı okumak için bir sebep daha.)
Bu kitap George Orvell'in okuduğum ikinci kitabı. En az ilki (Hayvan Çiftliği) kadar etkiledi beni.
Kitap bize gelecekte yaşayacağımız kabus gibi hayatların fragmanını gösteriyor diyebiliriz. Fakat okudukça o kabusun içine çoktan girmeye başladığınızı hissedeceksiniz. Ansızın kendinizi George Orvell'in ütopyasında bulacaksınız.
Kitap
Tanrılar tarafından "delik bir küpü suyla doldurmaya mahkûm edilen kızlar”
5 nesil boyunca lanetlenen Argos sülalesinin 5. nesil üyeleri ikiz erkek kardeşlerdir ve daha ana karnında iken kavga etmeye başlamışlardır ve birbirlerine karşı sebepsiz, bitmeyen bir kinleri vardır. Doğumdan sonra zarar vermelerini engellemek için babaları ülkesinin doğusundaki mısır topraklarını Aigyptos'a, batıdaki Libya topraklarını Danaos'a verir ve ömür boyu görüşmelerini yasaklar. Danaos'un 50 kızı ve Aigyptos'un 50 oğlu olur, bir gün Aigyptos artık bu sebepsiz düşmanlığa son vermek ister ve bir elçi göndererek Danaos'un 50 kızına talip olur. Ancak pekiyi niyetli olmayan Danaos aynı fikirde değildir, hala sebepsiz kininin esiridir ve bunun bir tuzak olduğuna inanır. Evlilik gecesi her kızına birer hançer verir ve eşlerini öldürmelerini emreder, görev yerine getirilir ve lanetin son halkası tamamlanmış olur. Bu talihsiz olaydan sonra kızlar yeraltı dünyasının en karanlık zindanlarına atılır, kendilerine ceza olarak dipsiz bir kazanı delik testilerle doldurma görevi verilir... Yaşamları boyunca sebepsiz bir kinin cezasını amaçsız bir uğraş ile çekerler