Türlere Göre Okumanız Tavsiye Edilen Kitaplar:
Türlere göre okumanız tavsiye edilen kitaplar: FELSEFE Küçük Prens Özgürlüğe Uçuş Bhagavad Gita Sessizliğin Sesi
352 syf.
9/10 puan verdi
Hayatımın her döneminde okuyabilecağim kitaplar arasındadır 1984. Diktatörlüğü ve iktidarın kendi çıkarları için yapabileceklerini en iyi anlatan kitaptır sanırım. George Orwell, bu kitabında ütopik bir dünya kurmuş gibi görünsede bana göre büyük öngörü sahibiymiş. Okurken sürekli olarak bu dönemle kıyasladım kitabı. Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya yaşanan savaşlar sonucu üçe bölünmüş ülkelerdir. Ülkenin dört bir yanında posterleri olan, despot lider Big Brother' in yönettiği Okyanusya, yasaklar ve korkularla sindirilmiştir. Her evde bulunması zorunlu olan tele ekran ( bir çeşit televizyon) ile özel hayat ortadan kaldırılmıştır. Bu tele ekranlar sayesinde parti propaganda yapıyor, isyankarlara karşı nefret aşılıyor insanlara. Aynı zamanda bu ekranlar sayesinde insanların yaptığı her şey görülüp, dinleniyor. Bangır bangır eşitlikten bahseden yöneticiler ve halk arasındaki yaşam kalitesi uçurumlar kadar. Ama yozlaştırılıp, uyutulan halk bunun bilincinde dahi değil. Sistemin ( partinin) insandan önemli olduğu bir dönem yaşanıyor. Sorgulamak, düşünmek, aşık olmak, yakın arkadaşlık kurmak...sistemin istemediği ve sisteme zarar verecek her türlü duygu ve düşünce yasak. Bu duygu ve düşüncelerin yasak olduğu Okyanusya' da aksi bir durum olursa Düşünce Polisi tarafından yakalanıp, idamla ya da işkenceyle cezalandırılıyor insanlar. Sevginin olmadığı kendi anne, babasını Düşünce Polisine şikayet eden çocukların ülkesi haline gelmiştir Okyanusya. İşte insanların robotlaştırıldığı bu ruhsuz ve totaliter rejime karşı olan Winston Smith' in aşkını ve isyanını anlatan olağanüstü bir kitap.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165bin okunma
Reklam
171 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bazı yollar yıllar alır.
Merhaba 1k okurları! Kitabın içeriği hakkında yazmadan önce bana kitabını imzalı olarak yolladığı için (ülke farkı olmasına rağmen)
Deniz Kılıç
Deniz Kılıç
beye teşekkür ederim. Kitabınız bir ömür bana emanettir yazar bey. Bazı kitaplar vardır ki her harfi bile hata olsa geçirdiği o eşsiz duygulardan dolayı defalarca okunmaya değer. İşte Efla da onlardan
Efla
EflaDeniz Kılıç · Panu Kitap · 2022738 okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Hayatın Mimarları
Grigory Petrov
Grigory Petrov
, herkesi çeken bir anlatım biçimi olan usta bir papaz iken, dönemin en çok okunan yazarlarından birine dönüşmüştür.Büyüklüğünü mukayese etmek amacı ile kıyaslandığı kişilerden birinin
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
olduğunu söylemek sanırım yeterli olacaktır.Kiliseyi eleştiren bi mektuptan dolayı papazlıktan yani kiliseden kovulması olayı onun ünlenmesini
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Koridor Yayıncılık · 200798,6bin okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
Stefan Zweig'in kitapları arasında ayrı bir yerde gördüğüm, duygusal yoğunlukları bireyler üzerinden ve çevresine etki silsilesi açısından çok iyi bir şekilde aktardığı kısa bir romanıyla karşı karşıyayız. Zweig'in bir duygu üzerinde yoğunlaşıp bu duyguyu abartılı yaşadığını ve karakterlere bu şekilde aktardığını, bunun gerçeklikle
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,1bin okunma
Reklam
70 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Tabuları sersefil ediyoruz!
Evet, sert bir girişle başlamak istiyorum. Salome hep aynı şekilde tanıtılıyor, bilmiyorum, fark ettiniz mi? Nietzsche’nin evlenme teklifi ettiği kadın... Yahu bu kadının bir tek meziyeti bu adamı kendine aşık etmesi midir? Salome’nin böyle bir adamı kendine aşık etmesi, ruhundaki derinliğin elbette bir tesiri olsa gerek. Fakat ben bu kadın için böyle tali bir tanımlama yapılmasının haksızlık olduğunu düşünüyorum. Ne duyar kasmışsın dediğinizi duyar gibiyim, o yüzden kasmaya devam ediyorum aynı hızla! Geçmişten beri özgür kadınlara pek yer yok dünyamızda. “Hanım hanımcık, çıtıpıtı, narin...” Bunlar hep bir kadında aranan sıfatlar. Hayır, bir erkek ne kadar kibar olmak zorundaysa, bir kadın olarak biz de o kadar kibar olmak zorundayız. Bizim ekstra bir nezaket göstermek, girdiğimiz her ortamda bir leydi edasıyla süzülmek gibi vazifelerimiz yok. Ayakları yere sağlam basan bir kadın olmak, bir prenses olmaktan inanın daha güzel! Dünyadaki pek çok kötülük, bastırılmış isteklerden kaynaklanıyor. Ne kadar yasak varsa o kadar kirleniyor insanın zihni. Ne yapmak ve ne yaşamak istediğinden utanç duymak korkunç bir şey. Bir kadın için bu yasaklar çok daha büyük takdir edersiniz ki. En kötüsü de bir kadının saklanmak zorunda kalması. Saklanmak, pek çok şeyden. Toplumdan, aileden, yaşamak istediklerimizden, kendimizden, duyduğumuz hazlardan... Kitabın özü bu saklanma ihtiyacı ve saklanmayı reddediş üzerine kurulu bana göre. Ben anlatmayacağım, Feniçka anlatsın sizlere. Özgür ruhlu tüm kadınlar ve(varsa) feminist erkekler; buradan hepinize selam ve sevgiler!
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20167,7bin okunma
"Bir toplumda yasalar ve yasaklar çoğaldıkça insanların illegal yollara başvurmaları, o oranda çoğalabilir."
Sayfa 14 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Gördüğümüz nedir?Et kafalı askeri diktatörler, askeri diktatörlere taş çıkartan sivil ırkçılar ve bağnazlar,dini bağnazlığa bayrak edinmiş mollalar, dini ve kitabı sadece para olan,durmadan yüzümüze gülümseyerek yalan söyleyen politikacılar, bizi kurtarmak iddiasında olup, saf ideallerimizi ve duygularımızı sömürerek bizi bağnaz bir savunucu,kör bir propagandist haline getirmek isteyen eğilimler...Ve yasaklar,bitip tükenmez yasaklar.Ve kan,kin,nefret,önyargı,göç,gözyaşı. Ve son karanlık;ölüm.
Sayfa 126Kitabı okudu
YASAKLI KİTAPLAR LİSTESİ Farklı ülkelerde çeşitli zamanlarda iktidarda bulunanlar tarafından siyasi, toplumsal, dinî veya ahlaki motivasyonlarla süresiz olarak ya da belirli bir süre için satışına, dağıtımına veya erişimine engel olunmuş, basılıp dağıtılmış olanlarının da toplatılmış olduğu kitaplar dünya üzerinde hep olmuştur. Birçok durumda
Reklam
167 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitapla bir insanı daha tanımış oldum. 12 Mart döneminde fikir suçlusu olarak tutuklanıp cezaevine konan, 24 yaşında yasaklar, sınırlandırmalar, baskılar sonucunda yurdundan ayrılıp yabancı bir ülkede yıllarca sürgün yaşamak zorunda kalan Mehmed Uzun'u. Çokkültürlülük üzerine yazmış olduğu deneme yazılarında yaşamından izler var, yoğun hüzünle
Nar Çiçekleri
Nar ÇiçekleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20123,947 okunma
Belki haklı, belki zeka bir düşüştür. Her şeyi anlayan kimsenin delirebileceği doğrudur. Keşke hiç düşünmeye başlamasaydım! Boş ver! Şimdi çok geç, gitmekte olan trenden artık atlaya­mam. Sonuna dek gitmek, biraz daha dayanmak gerekir. Büyük balığı yakalamak üzere olduğumu duyumsuyo­rum. Beeen, bunu on yıl önce söylemiştim. Adam sen de! Hiç değilse vicdanımı hiçbir zaman satmadım. Kendimle barışığım ve bunun bedeli yoktur. Başkaları ödül kazan­mak için kaygan direğe tırmanadursunlar, ben sadece ölü fareler bulma pahasına da olsa ayak değmemiş mağarala­rın dibine inmeyi yeğliyorum. Sonunda kuşkusuz en önemlisi nereye gittiğini bilmemektir, yoksa her şey öylesi­ne sıkıcı, öylesine yorucu olur ki... Yoo, gerçekten, yaşamı­nı krom kaplı ve güzelce yağlanmış bir işyeri koltuğuna oturtmak, yalnızca daha önce yapılmışı yapmak, yalnızca okların gösterdiği yönde düşünmek, zamanı düşlerine ya­saklar koyarak geçirmek ve usun daha önce arşınladığı yol­lardan geçmek bana göre değil. Ben, her gece yatağımda yaşamımı ortaya koyuyorum. Belki bir sabah yeryüzüne çıkamayacağım... Sağlık olsun! Çok kazanmak için büyük oynamak gerekir!
96 syf.
10/10 puan verdi
Türk milliyetçiliğinin ilham kaynağı
Yurtseverlik, hürriyet, millet kavramlarını Türk fikir hayatına ve edebiyatına sokan kişi olmak ne büyük şeref. Ayakta alkışlanası, ne büyük onur. Ki yaşadığı dönem gözönünde bulundurulunca. Şuan bile düşününce ne zor birşeyi başarmış. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün bile ne derece etkilendiği şu sözleri ile anlaşılabilir; "Benim bedenimin babası Ali Rıza Efendi, duygularımın babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp'tir der." Namık Kemal’in ilk tiyatro yapıtı olan eser, Türk edebiyatı'nda romantik tiyatronun ilk örneklerindendir. Eserin ilk sahnelenmesinden sonra izleyicilerin heyecana gelerek başlattıkları gösteri ve olaylar; yazarın tutuklanarak Mağusa'ya sürülmesine sebep olmuştur. Eserin gerçek adı “Vatan”dır. Eser yayınlandıktan sonra uygulanan yasaklar ve sansür nedeniyle “Silistre” adı ile oynanmış ve yayınlanmıştır. Daha sonra da “Vatan yahut Silistre” adı ile yaygınlaşmış ve bu isimle kabul görmüştür. Kısacık okurken tiyatroyu gözünüzde canlandırarak okuyacaksınız. Kitabın maneviyatını, taşıdığı ruhu hissettikten sonra okumamak elde değil. Okuyunuz okutunuz bu ruhu yaşatınız efenim. " Yara erlerin tenine madalyadır. Ölüm ise askerin son rütbesidir Altıda bir, üste birdir yerin Arş Yiğitler vatan imdadına! " ( youtu.be/5ZBpbbn_Ang) Bu sahne kitabı okumak için bir sebep daha.)
Vatan Yahut Silistre
Vatan Yahut SilistreNamık Kemal · Koridor Yayıncılık · 202021,3bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.