Jonathan Swift’in: “Dünyada gerçek bir dâhi varsa, bunu anlamak kolaydır, çünkü bütün alıklar ona karşı birlik oluştururlar." epigrafıyla başlayan ve adını da bu alıntıdan alan "Alıklar Birliği" tam bir karnaval kitabıdır.
Karnavalesk eserlerde toplumsal normların diktesiyle oluşan her şey özgür bırakılır: ayrıcalıklar, normlar,
Gördüğümüz her şeyi kendi benliğimizin prizmasında kırıp döküp görüyor ve benlik yanılsamasından başımızı kaldıramıyorsak, bir rahatlık alanına kendimizi hapsetmişiz demektir. O halde ne kadar sahicisin, bir sor kendine. Görgü şahidi olduğun şu hayatın ne kadarını sen kendi iradenle yazdın, ne kadarı eline tutuşturulan repliklerden
Oktay Arayıcı ile Devlet Tiyatrosunda üç sene önce "Rumuz Goncagül" eseri ile tanıştım. Ondan sonra kaybettim onu ya da unuttum. Evet unuttum ihmalkarlık boyutumuzu da unutmuşum sanırım.
Geçen hafta Cumartesi günü bu kitabını kütüphanede görünce çok sevinmiştim, çünkü kendisi yasakların yazarıdır. Her eseri bir baskıya, bir şiddete
İslam'da makul ölçüde bir patriyotik duygudan bahsetmek mümkün olsa bile dil, renk, ırk, kan ve soy birliğine dayalı milliyetçilik yoktur. Aksine inanca dayalı bir ümmet birliğini hedefleyen İslam, bu tür taassubiyetleri tehdit olarak algılar, reddeder ve yasaklar. (Yeni Şafak)
➡️Bakara / 34. Ayet
وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا
Çocukluk, şuurun gözlerini oluşturduğu günler, intibalar rüyadaki gibi silik ve kaypak. Büyüklerin anlaşılmayan dünyası. Bir yasaklar ağı içinde kıpırdamağa çalışan cılız, zavallı bir hayvancık. Öbür dünya, cami avlusunda görülen birkaç tabut. Mahiyeti meçhul kelimeler: cehennem, kabir azabı, ölüm. Çok sığ bir muhayyile. Çevresindekiler için ne düşünüyor, belli değil. Düşünüyor mu? O da meçhul. Hikmetine akıl erdiremediği aksilikler. Herkes inanmış görünüyor. O da aynı tatsız oyunun adsız bir figüranı. İnanıyorlar mı, neye inanıyorlar? Aklı ermiyor. Dehşet içinde seziyor ki bu abesler âleminde yaşayabilmenin vazgeçilmez şartı, gerçeği paranteze almaktır. Gerçek...
Buradaki insanlar dünyayı yasaklar dünyası haline getirmişlerdi. Katlanılmaz bir ketlemeler zinciri... Her şey ayıp, her şey günah... Ayıplanma, toplumca dışlanma korkusu yapışmıştı ruhuma ve onca yıldan sonra atamamıştım içimden. Bilinçaltımda hüküm süren yasakların çoğu, köklerini bu evden alıyorlardı. Böyle bir ortamdan nasıl bir roman yaşanmışlığı çıkardı? Nasıl gelişebilirdi insanların ince duyarlılıkları? Ruhsal derinliği, düşünsel çeşitliliği gelişmemiş bir toplumda nasıl bekleyebilirdik ki iyi romanlar?
Bir birey doğru olup olmadığına bakmaksızın, sadece korkutulduğu için söylenilenleri doğru kabul edebilir. Tek gereken yeterince korkutmaktır. Kişi, korkutulduğu durumu yaşamamak için ne söylenirse yapacaktır. Çünkü söylenileni yapmadığı takdirde aynı korkunç durumu yaşayacağı bilinçaltına işlenmiştir. Bundan sonra konunun doğru olup olmadığı hiç önemli değildir. Tek düşünülen şey korkudan emin olmaktır. Korkan insan düşünemez....
Sonuç; ...Korkma ve düşünme, sadece dediğimi yap...
Benim Ölümüm [Ma mort]
Ölüm, “duvar”ın öte yanındakilerden olduğu için hiçbir şekilde insani olmayan şey gibi görünürken, sonra bir anda bambaşka bir bakış açısından düşünülmeye, insan yaşamının bir olayı gibi ele alınmaya başlandı. Bu değişiklik çok açık bir biçimde anlaşılır: ölüm bir terimdir ve her terim (ister sonuç, ister başlangıç terimi
Yaşamak mucizedir.
1912 yılında hızla yayılan bir vebanın insanlık tarihini nasıl alt üst edeceğinin distopyasını anlatıyor. Kısa öz, sarsıcı ve corona virüs zamanlarında gerçekleşemeye yüz tutan tespitler ile real korkular yaratan bir eser.
Kızıl veba, medeniyeti dünya üzerinden silip süpüreli altmış yıl olmuştur.
Hayatta kalmayı başaran bir
İnsanın acziyetinden doğan dinler, ondaki hayatta kalma ve beka içgüdüsüne hitap ederek yaratılış, kıyamet, iradeyi baskılayan yasaklar, pekiştirilen olumlu davranışlar, ömrün kullanım kılavuzunu oluşturan fikir sistemleridir.
Kitap elimde baya süründü.. begendim mi begenmedim mi onu bile bilmiyorum.
3 hikayeden olusuyor. Hikayelern ortak ozelligi ruh esleri ve yasaklar. Sanirim 2.si de gelcekmis okur muyum mechul :)
Gece DünyasıL. J. Smith · Artemis Yayıncılık · 201190 okunma
İçinize ılık bir esinti bırakan kitap...
Dünyaya çocukların gözüyle bakabilmenin özel bir yetenek olduğunu düşünüyorum. Çocuk yazını bu yeteneğin var olmasını sağlayan harika bir alan... Bu kitapta da Korkut'un ve Masal'ın çocuk dünyası ile baş başayız. Yusuf Atılgan çocuk gerçekliğine sadık kalırken yetişkinlerin dünyalarını da nesnel bir
"Kız çocukları babacı olur" denir halk arasında. Freud ise iki kelimeyle açıklar bu cümleyi, Elektra kompleksi.
İşte dostlar bu kompleksin üzerine inşa edilmiş bir kitap "Âdemelması".
Karakteri farklı kuramsal bakış açılarıyla şekillendirilmiş feminist şehirli bir kadına, Âdem'in Havva'dan önceki aşkı Lilith'in