"Yaban ve asi
Dağlara dağılan taylar gibi
Ve yangın...
Gençliğinin alazında bıçaklar gibi.."
Ah, ben şimdi seni nasıl anlatayım!
Yaralı desem, hasta desem, yorgun desem...
Gencecik ömrüne bin cehennem sığdırmış desem...
Ürkek desem mesela.. Narin desem..
Adı Nevin, desem..
Kanatları kırılmış bir kuş olduğunu söylesem..
" Ben kanadı kırık bir kuş filan değilim tamam mı, uçarım! En yükseklere, yükseklere uçarım!" dersin.
Peki ya sen..
Gönlü şiirden, mert bir adam desem.. Mal varlığı, kalbi ve cüreti olan. Düşleri aydınlık pencerelerde asılı kalmış.. Yasaklı, ruhu bile sanık..
" Haydi oğlum özgürlüğe! Haydi istikamet burnunun diki, tam yol ileri! "
Kim yenebilir seni!
Yılmaz Odabaşı gönül telime en çok dokunabilen şairlerden biri. Nesir de olsa, şiir de olsa, beni benden alıp götürmeyi başarıyorsa benim için çok özel bir yeri vardır. Zevkle okudum, milyon kere okurum..