Hiç; "aklıma gelen başıma geldi" dediğiniz oldu mu? Ya da "böyle olacağını biliyordum", "zaten her şey beni bulur, "neden bu kadar şanssızım", "bende tam seni düşünüyordum" dediğiniz oldu mu? Yada yaptığınız her hareketin, davranışlarınızın size mutlaka bir dönüşü olacağını düşündünüz mü? Yazdıklarımı
Tülsü'yü sevmek...
"Seni Seviyorum TÜLSÜ" .....yazılı telgrafımı alınca bu da ne demek oluyor,Tülsü de kim oluyor diye şaşırmış olmalısın. Aklı başında bir insanın yazacağı bir şey değildi doğrusu ; ama o telgrafı çekerken tam olarak aklımın başında olduğunu söyleyemem, o gün bir uyur gezer gibiydim; istencim dışında o telgrafı çektim sana... Yabancısı
Reklam
Çocuğun birisi bal yiyince vücudunda yaralar çıkıyormuş, ama bir türlü bal yemeyi de bırakamıyormuş. Ailesi, çocuklarının bal tutkusunu önleyebilmek için hekimlere gitmişler, tedbirler uygulamışlar, ama nafile! Sonunda, tavsiye üzerine, İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerine gitmişler. İmam Azam Ebu Hanife, sorunu dinledikten sonra çocuğun ana ve babasına; “Kırk gün sonra gelin” demiş. Anne ve baba buna bir anlam veremese de çaresizlik içinde mecburen geri dönmüşler. Kırk gün geçtikten sonra tekrar İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerinin huzuruna varmışlar. İmam-ı Azam Ebu Hanife, çocukla kısa bir görüşme yaptıktan sonra ona; “Bundan sonra bal yeme evlâdım!” demiş. Sonra da çocuğun ailesine dönüp; “Tamam, gidebilirsiniz.” demiş. Anne-baba şaşkınlık içinde.”Bu mudur yani?” dermişçesine birbirine bakmışlar. Öyle ya, kırk gün bekleyip de sonunda sadece bir cümle duymak, anlaşılır bir durum değilmiş. Fakat karşılarındaki zat da devrin en büyük âlimi… Sıradan birisi değil ki… Onun dediği gibi yapmışlar ve evlerine dönmüşler. Sonraki günlerde bakmışlar ki çocukları artık bal istemiyor! Merak etmişler bunun sebebini. İmam-ı Azam Ebu Hanife’yi tekrardan rahatsız etmişler ve ona; “Efendim, ona bir cümle söylediniz. Nasıl onu baldan vazgeçirebildiniz? Nedir bunun hikmeti?” diye sormuşlar. Gülümseyerek şöyle cevap vermiş İmam-ı Azam Ebu Hanife: “Kırk gün önce, ben de bal yiyordum. Bal yiyen birinin, başkasına bal yeme demesi etkili olmazdı. Sizin ilk gelişinizde bal yemeyi kestim, önce nefsimde denedim bunu. Kendim bunu bırakmanın mümkün olduğunu görünce sözüm de ona tesir etti.”
.... 1908 Devrimi: Özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve adalet 23 Aralık 1876, Haliç Tersanesi’ndeki Bahriye Nezareti’nde İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya-Macaristan, Almanya, Rusya ve Osmanlı heyetleri toplantı hâlindedir. Konu, Osmanlı’nın Balkan toprakları ve büyük devletlerin bu topraklar üzerindeki çıkarlarıydı. Batılı devletler ile Rusya
📚👉 İNSANIN GELİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE DİRENCİN ROLÜ 🦋 İnsanın temeli çocuklukta atılır ve yetişkinlik o temel üzerinde ilerler. Çocuklukta yaşanan eksiklik, yetişkinlikte kendini gösterir. 📚👉 DİRENÇ NEDİR? İnat etmek, ayak diremek, bir şeyin değişimine ve dönüşümüne karşı gösterilen bildiğin koşullarda ve yerde kalma isteği. 🦋 İnsan gelişime
🗣️ Yurtta Barış Dünyada Barış Yüz Yaşında Yön duygusunu yitirmiş olanlar ne yapsalar kaybetmeyen Atatürk ve ilkelerine karşı tüm güçleriyle birlikte çaresizlik içindeler. Gerek iktidarda gerekse muhalefette hatta bürokrasi ve akademi dünyasında ki tüm karşıt çabalar karşısında ulusumuz Cumhuriyete, Atatürk ve devrimlerine sahip çıktığı için
Reklam
71 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.