Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
SFG 2
Wittgenstein'ın "hakkında ko- muşamadığımız şeyler hakkında susmalıyız" mottosuna yanıt si- nemadan gelmektedir: "Hayır, hakkında konuşamadığımız şey- kri gösterebiliriz". Filmlerin gösterdikleri, filozofik fikrin basit bir illüstrasyonu değildir. Filozofik fikri kopyalayan değil, onun yeni bir tarzda ve hatta o fikri bile
Bir efsaneye göre
Samuel Taylor Coleridge
Samuel Taylor Coleridge
, kendi zamanına değin yazılmış her şeyi okumuş en son kişidir. Dediklerine göre o öldükten sonra artık tek insanlık bir yaşam bakiyesinin baş edemeyeceği kadar kitap birikmiş. Oysa ondan çok önce, ilk basılı sayfanın ilk matbaadan çıkmasından yalnızca yarım yüzyıl sonra bile yani 1500'de Avrupa'da sayısız kitap vardı. Matbaa devrimi' ile gelen toplu yazılı kaynak üretimi, ilk zamanlar çeşitlilikten ziyade başta kutsal kitaplar ve eğitim materyalleri olmak üzere sınırlı bir ürün yelpazesinin ömeklerini mümkün miktarda çoğaltmayı hedeflemişti. Bilgi ve kitap pazarının hakim denklemi "En fazla satan, en fazla basılır." matbaanın daha emekleme çağında bile geçerliydi. Her şeye karşın bu dönemde dahi milyonlarca farklı kitabın olduğu dev bir kütüphaneydi Avrupa. Yaşam boyu bir milyon kitap okuyabilmek için bir insanın yetmiş yıl boyunca günde kırk kitap okuması gerekir. Ben bu kadar sürede bu sayıda çay içmeyi bile başaramadım ve bir kitap okumanın bir bardak çay içmekten çok fazla zaman aldığından eminim. Yine de her şeyi okumak, her şeyden haberdar olmak hevesinde bazı doyumsuz okurlara rastlarız. Bence böylesi bir okuma iştahı sınırsız bir entelektüel meraktan çok, dünyaya sığamayacak bir egoya İşaret eder. Demek istediğim, bütün kitapları okuyup her şeyi bilmek yüzyıllardır imkansız. Bırakın bazı bilgileri başkaları yazsın ve okusun. Zihniniz bir sürü ilgisiz bilginin genellemeler ve yanlışlıklarla dolu ansiklopedisi olacağına, ilginizi çeken bir bilginin kaynak kitabı olsun.
Reklam
21. Yüzyılda var olmak. (Acı çekiyoruz öyleyse varız)
Böyle bir çağda yaşamak, anlamak, yazmak, his etmek; en acı varoluş tablosu. Hayatı gölgeleyen insanın kendi karartısı değil. Çağın karanlık oluşu. Paralel bir zaman denklemi bu. Çağlar öncesi var olduğu düşünülen karanlık çağın, çağlar sonrası makineleşmiş karanlık dönemi. Mekanik yaşam formları. Kendi içindeki boşluğu his edemeyecek kadar materyalist gelişmişlik. Tablonun bütün noktaları bunlarla dolu.
ENERJİ ÜZERİNE!
insan; içsel tözünün sunduğu bağlamın kendisidir. kısacası insan enerjinin kendisidir. ve bu enerjye sahip olmak için yaşam diyagramında birçok kez evrim-devrim geçirmiştir. bu bağıntıdan hareketle insanlığın ve canlılığın anlam ve mana denklemi üzerine neler söylenebilir ve ne söylenmelidir? canlılık; biyolojik olarak tanımlandığında bedensek
Uysallar
Ben Kimim” diye başlar tüm ilk sorular. “Yaşam amacım ne?”, “Burada ne işim var?” diye de devam eder genelde bu sonsuz zincir… Harekete geçiren de çoğunlukla “Ben en son ne zaman mutluydum?” olur… Cevapları net olarak keşfeden ve yüksek sesle söyleyebilen enderdir ve o ölçüde özgürleşmiş özellerdendir. Gölgesiyle barışmıştır o. Denklemi çözemeyenlerse aynı hapishanenin (!) içinde yeknesaklığın getirdiği sıkıcılıkla kâh taşar, kâh coşar, kâh ağlar… Aynasız bir aynılıktır hayat; göstermez sana seni; en dipte, kuytudaki öz hücresinde “mış gibi” yaptırarak yaşatır. Sen bazen mutlu, bazen üzgün, bazen zalim, bazen de uysalsındır…
İNSAN GÖZLE Mİ GÖRÜR YOKSA RUHLA MI?
gözün gördüğü durum ve olgular ruhun algılandığından daha azdır. bu bağlamda insan ruhuyla görüp aklıyla karar vermelidir. çünkü gözün nakıs hali mevcuttur. verdiğimiz kararlar ve yaptığımız tercihler eldeki done ve veri üzerinden şekillendiğinden birey bu durumu en yetkin analiz biçimiyle yaklaşmalıdır. aksi takdirde tavır ve davranışları kendi
Reklam
SEVGİ ÜZERİNE SALVO!
içinizde yeşerttiğiniz gülün karşılığını bulamayabilirsiniz! ancak o güle benzeyen ya da örtüşük gösteren gülü bulduğunuzda onu terk etmeyin. çünkü o gül sizi hayata bağlayan anlam ve mana denkleminin kökleri hatta tohumu rezervindedir. bu yüzden içinizdeki gülü daima besleyin ve bunu da incil'inde öğretisi olan ''insan sevgi
HK
Bizler 15 yaş yukarısı erkeğini cephede şehid vermiş bir milletin evlatları olarak Kurtuluş savaşını islamdan kurtulma savaşı olarak kutlamaya mecbur bırakıldık Ve Nasıl ki Ortaçağ avrupası skolastik düşünceden ateist materyalizm ile çıkmıştır Bu kabilden İslamî anlayışı ortaçağ anlayışı mesabesinde ruhsuz ve cansız kılıp fikriyattan ve
İnsan Nedir?
yaşamakta ölmekte bir ekosistem işidir. çünkü her yaşam ölümle, her ölüm bir yaşamla perçinlendiği durumda varlık ya da yokluk sahasında kendiliğine gelecektir. bu bağlamda girift gibi gözüken konuların veya koşulların çözümleri aslında çok basittir. durumları karmaşık hale getiren insanın kendi düşünsel devinimidir. kısacası bakış açısını
Hep iyi olmaz...
Hep iyi olmaz hayatlar… Hep iyi olmaz insanlar Hep iyi olmaz havalar Hep iyi olmaz sağlığın Hep iyi olmaz Hep iyi Hep Her gün iyi olmayan şeyler arasında gözlerim mercek altındaymış gibi, tüm iyi ve kötü anları bilir ve insanları tanır. Bunları mikrop inceler gibi incelemesi sanırım tesadüf değil. Benlik denilen şey yaşama güdüsü ile tanışmaya
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.