1980’li yıllardan sonra düşünce hayatımızın genel özellikleri köklü olarak değiştirilmiştir. Bu ülkede yaşayan insanlar bir bütün olarak düşünceden, sistematik fikirden, ideolojilerden, estetikten, etikten, bilimden uzaklaştırılmıştır. Bu yıllarda insanların temel referans kaynakları önemli oranda yerle bir olmuş, bunun yanı sıra okuma edimi köklü
Sadece kitabın içerisindeki cinselliğe takılırsanız hiçbir şey anlamayacağınız bir kitap diğer yönden baktığınızda tam bir hayat dersi vermekte. İnsanların iç dünyasını arzular, bakış açısı, yaşam felsefesi ve psikolojik sorunlar.. Kitapta çok şey de bulabilirsiniz hiçbir şey de bakış açınıza bağlı. Ben kitabı okuduğumda 1 hafta etkisinden kurtulamamıştım gerçekten derinden etkiledi.. İyi okumalar..
FiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201419,2bin okunma
iyi bir karaktere sahip olmak mutluluk için gerekli bir koşuldur,çünkü mutluluk ancak iyi bir karakterle kazanılır.Mutsuzluk insanın yaşama beceriksizliğidir.diyor Farabi,...... kitap Farabi'nin mutluluk felsefesi üzerine yazılmış,aristo ve platon'un fikirlerine de yer verilmiş,mutluluk konusu farklı bakış açılarıyla değerlendirilmiş,Farabi'nin mutluluk anlayışında pek çok etken söz konusudur,bunlardan biride hatta en temel unsur da,kendini kontroldür.Çünki kendini kontrol iradeyi güçlendirir ve karakteri daha nitelikli duruma getirir.İyi ve mutlu olmak yaşam biçimine bağlıdır........
MutlulukMehmet Kasım Özgen · Rağbet Yayınları · 20154 okunma
Çağdaş dünyanın gerçekleriyle ve kendi tarihsel mirasını uzlaştırıcı bir yaşam felsefesi geliştirememiş toplumların, kronolojik yaşıyla orantılı olarak olgunlaşmış bireyler üretebilmelerini beklemek bir ütopyadır!
Bir mahkeme reisinin gaddarlığı merhemetten acımaktan uzak yaşam felsefesi verdiği hatalı idam kararı ile yerle bir olur.Hayata bakış açısı tamamen değişirartık insanlara acıma ile merhametle bakmayı öğrenir.
Reis BeyNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20088,1bin okunma
Charles Bukowski'nin öz yaşamından kesitler içeren (1.kitabı: Ekmek Arası) ikinci kitabı. Bukowski'nin, yaşamındaki, fırtınalı ve sıkıntılarla ve heyecan dolu detaylar nedeniyle kolaylıkla okunabiliyor. Ancak, kitap, Ekmek Arası'ndaki yaşam felsefesi içeriğinden çok uzak. Sanırım, yazar bu ikinci kitabı aceleyle isteksiz bir ruh haliyle kaleme almış:) Bukowski'nin eserlerini okuyacaksanız öncelikle Ekmek Arası ve bu kitabını okumanızı öneririm.
Eser, Sufiliğe nasıl gidilir sorusuna cevap niteliğinde...
Kitap, Sufizm'in bir yaşam felsefesi olduğunun, örneğin meditasyon kelimesinin ilk olarak akla Hinduzm ve Budizm'i getirdiğini oysa ki bu iki isim yerine tefekkür ve riyazet kavramlarının ilk olarak gelmesi gerektiğine vurgu yapıyor...
Sufizm'in hiç bir dine ait olmadığını savunan yazar bunun bir yol olduğunu anlatarak kişilerin öncelikle kendi iç dünyalarını arındırmalarını ve bu arındırmanın sadece zikir veya ibadet ile olmayacağını, kişinin tüm hayatını nefsten arındırarak bu yolda ilerleyebileceğini yalın bir dil ile anlatıyor...
İslam inancına göre zikrin bu yolda etkilerinin neler olduğu ile beraber İncil'den de ayetlere yer verilmiş...
İnsanın ruhunun bedende hapis halinin, özgür kalmasının nasıl mümkün olacağını, bunun için meditasyonun ne kadar önemli olduğunu, madde dünyasından mana dünyasına geçişin ancak zihni susturup, mana ile mümkün olacağının anlatıldığı bu eser, soru cevap halinde yazılmış...
Bu tarz kitaplara ilgi duyuyorsanız okumanızı tavsiye ederim...
Sufi MeditasyonuHazret İnayet Han · Okyanus Yayıncılık · 200823 okunma
İskenderiyeli Hypatia ilk kadın matematikçi,filozof.Çoktanrılı felsefesi nedeniyle kilisenin başı Cyril'in kışkırtmalarıyla acımasızca katledildi.Hypatia'nın yaşam öyküsü; çağına öncülük eden bilim insanlarının,doğru bildiği yolda eğilip bükülmeden yol alan aydın kadınların bir benzeri aslında.Soner Tuna bu bilgin,filozof kadını 64 sayfalık çizgileriyle çok güzel anlatmış.Çizgi roman sevmiyorsanız bile bir belgesel tadında olan bu kitabı edinmenizi öneririm.
Çağdaş dünyanın gerçekleriyle ve kendi tarihsel mirasını uzlaştırıcı bir yaşam felsefesi geliştirememiş toplumların, kronolojik yaşıyla orantılı olarak olgunlaşmış bireyler üretebilmelerini beklemek bir ütopyadır!