Akşam olduğunda eve dönüp çalışma odama gi riyorum. Eşikte çamur ve tere bulanmış iş kıyafet lerimi çıkarıp sırtıma saraylık esvaplarımı geçiri yor, antik çağın salonlarına, büyüklerinin karşısına böyle çıkıyor ve onlar tarafından da hoş karşılanı yorum. Sadece bana ait olan, adeta onu yemek için doğduğum yemeği de orada tadıyorum. Cesaretimi toplayıp onlara eylemlerinin ardındaki dürtüleri soruyorum. Yüce gönüllülükle cevaplıyorlar beni. Sonra, dört saat boyunca dünyayı unutuyor, eziyet leri hatırlamıyor, yoksulluktan korkmaz, ölüm kar şısında titremez oluyorum ... "1 Niccolo Machiavelli
Birinci yüzyılda yaşamış Romalı devlet adamı ve düşünür Mar cus Tullius Cicero şöyle yazar: "Sizi temin ederim, ruh için bir tıp sanatı vardır. Bedensel rahatsızlıklarda yardımı kendi dışımızda aramamamız gereken felsefedir
Reklam
Sözgelimi Albert Ellis bana, Stoacı feylesof Epiktetos'un bir sözünden özellikle etkilendiğini söylemişti: "İnsanları sarsan olaylar değil, onlara ilişkin görüşleridir."
Ona göre çoğu insan, ne yaptıklarını ya da yaptıklarının nedenini kendilerine hiç sormadan uyurgezer bir yaşam sürer. Ana babaları ya da kültürlerinin değerlerini sorgulamaksızın özümser. Ama özümsedikleri eğer yanlış inançlarsa bu onları hasta edecektir.
İnsanın ussallığının sınırlarına, duygusal tepkilerimizi sorgulama becerimizin zayıflığına dikkatimizi çekeceklerdir. Aralarından bazıları insanların alışılmış düşünme ve davranış biçimlerimizi değiştirme becerisine sahip olduğumuz fikrine karşı çıkacak, aynı hataları döne döne işlemeye mahkum olduğumuzu ileri sürecektir. Nitekim bazı bilim insanları gerçekten de mistik batıl itikat gözüyle baktıkları özgür irade ve bilinç görüşüne karşı çıkıyor. Bizler maddi bir evrendeki maddi varlıklarız ve kainattaki diğer her şey gibi fizik yasalarına tabiyiz. Dolayısıyla, güçlü bir depresyona, sosyal kaygı ya da başka bir duygusal bozukluğa yatkınlık ile dünyaya gelmişseniz, ne yazık ki, bunlar muhtemelen hiç peşinizi bırakmayacaktır. Bu biyokimyasal bozuklukla baş etmede tek umudunuz, onu başka kimyasallarla dengelemek olacaktır. Maddi bir sorunun maddi çözümü. Bilincinizmiş, aklınızmış, bu oyunda yerleri yoktur.
Ancak Sokrates'in haklı olduğunu gösterir artan sayıda kanıt var. Birincisi, nörobilim bize bir duruma ilişkin görüşümüzle birlikte duygularımızın da değiştiğini gösteriyor. Nörobilimciler buna "bilişsel yeniden değerlendirme" adını veriyor ve keşfini antik Yunan felsefesine dayandırıyor. Araştırmaları, dünyayı nasıl yorumladığımız üzerinde belirli bir kontrolümüz olduğunu, bunun da duygusal tepkilerimizi ayarlama becerisi verdiğini gösteriyor.
Reklam
Stoacı düşünür Epiktetos'un ifadesiyle, "İnsan ruhundan daha kolay işlenebilir şey yoktur." Bizim de anlamaya başladığımız gibi, ahlaki karakterimizin ne kadar da kolayca biçimlendirilebilir alışkanlıkların toplamı olduğunu anlamışlardı. Gerçekten de "etik" sözcüğünün kökeni Yunanca "alışkanlık" anlamına gelen ethos kelimesidir. Daniel Kahneman gibi çağdaş psikologlar "çift işlemcili" beyinlere sahip olduğumuzu ileri sürüyor. Bunlardan biri başlıca otomatik ve alışkanlık temelli bir düşünce sistemi iken diğeri daha bilinçli ve ussal düşünme yetisine sahip. Bilinçli düşünme sistemi otomatik sistemden daha yavaş ve enerji yoğun olduğundan bunu çok daha az kullanmaktayız.
"İster bir sınavı verememek olsun, ister bir hastalık, vurulmak ve susturulmak, karşılaştığım her soruna aynı şekilde yaklaştım: Elimden geleni düzeltir, gelmeyen konusunda da yakınmam" diyordu. Cornum kendisine stoik demese de uygulayıp öğrettiği teknik en iyi şekilde ikinci yüzyılda Epiktetos adlı Romalı bir Stoacı filozof tarafından tanımlanmıştır.
Çoğu ıstırabın kaynağı, diye ileri sürer Epiktetos, düştüğümüz iki hatadır. Birincisi, elimizde olmayanlardan oluşan alanda mutlak egemenlik kurmaya çalışırız. Başaramayınca çaresizliğe, öfkeye, suçluluk duygusuna, kaygıya, depresyona kapılır, kontrolden çıkarız. İkincisi, bizim kontrolümüzde olan düşünce ve inançlarımızın sorumluluğunu üstlenmeyiz.
"Anna'nın örneği bize, çocuğa korkunç şeyler yaşatan dengesiz bir ana baba ile büyümüş olsanız bile ilk kez Epiktetos'un öğrettiği akılcı baş etme becerilerini geliştirmeyi öğrenebilirsiniz." Anna babasının hareketlerinden ötürü kendini suçlarken bunun üstesinden gelmesi ise güçsüz olduğu bir durum olduğunu kabulüyle olmuş. Üzerinde hiçbir kontrolü olmadığını. Onun suçu olmadığını. Ama yıllar sonra şimdi artık bunu nasıl düşüneceğinin ve yoluna nasıl devam etmeyi seçeceğinin kendi elinde olduğunu öğrenmiş. Knaus 'un dediği gibi, "Başımıza gelenler bizim hatamız olmayabilir ama bunları nasıl düşüneceğimiz bizim sorumluluğumuzdur."
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.