Yine bilinmezliklere sürüklenir dibi bilinmez bilinmezlikler. Beni benden çekiyor amansız boşluk sanki, hiçbir şey gözükmüyor bu yolculukta. Hiçbir tabela hiçbir şey... Mezar taşına başının değdiği gibi bazen duraklatıyor sonra, bir ilah gibi beni bana göstermek istiyor bu olay. Müthiş bir çarpıntı müthiş sezgi. Hissiyat ve duygu patlaması oluşuyor. Böyle olduğunda önümde hep iki yol açığa çıkıyor. Birincisi sessizce olay geleni, olay gelişi kabullenmekle ilgili; ikincisi de kendimi aşıp biz olma yolu, ortası hiç yok. Bu olay genelde anlamın yüzeyselleştiği sıradanın bir yaşam biçimine geçiş sinyali verildiği zaman gelişiyor. Nedendir bilmem demeyeceğim, çünkü artık anlıyorum biliyorum. Bende geliştiği zaman bu durum suretin gözlerime çarpar, gözlerimde akar tıpkı bir nehir gibi kuraklaşan ve de kuraklaşan yüreğime; sonra mı artık çekinmeden ve utanmadan söyleyeceğim, zaten aşkın utancı yoktur zaten başkaları değil miydi kavramlarımızı anlam çarpıklığına uğratan. Evet utanmadan söyleyeceğim sana dair olan her şeyi. Başlayacağım söylemeye artık, ne zamana kadar mı? Yaşam var oluncaya kadar. Sen ve ben bizde alevlendikçe. Aşkın hakikatinde ayrım, ayrılık yoktur; kan vardır, bütün vardır. Zamanın anlamın, zamanın anlamı aşıldığı sonsuz duygu, his ve sezgiden oluşan biz vardır. Düşün ve hayalin gümbür gümbür bu benim zamanımdır dediği özgürlük türküleriyle dansa tutuşmak vardır. Evet suretin gözlerinden yüreğime aktığı an. Çağdaş sıloganı haykırıyorum önümüzde duran perdeleri yırtmak için: Ayrılacağımız an öleceğimiz andır, avlandırma devrinde yüzümüze düşen tebessümle...
''..zamanımızdan 31 binyıl kadar gerilere gidiyordu..''
Yukarı Paleolitik ''sanat'' yorumları: * ''Mağara sanatı'' buluntularının, en güzellerinin en son yapılanlar olacağı (evrimci bakışla) düşünülmüştü. Bu görüşün ışığında, bu görüşü destekleyen tarihlemeler yapılmıştı. Resimle buna göre kronolojik bir sıraya sokulmuştu. Buna uygun yorumlar geliştirilmişti.
Reklam
Kadın eşya değildir!
Kadın güçlü olmalidir. Ailesine sahip çıkmalı elbette ancak elinde mesleği, söyleyecek kelamı hayata dair temizlikten başka amaçları olmalıdır. Ancak o zaman annelerin kızları ile ilgili endişeli olmaları gerekmez. Eşya değildir kadın. Kadın yaşam mimaridir. Saygı görmeli, görmediği ortamı terk edecek güce haiz olmalıdır. Hayatın içinde olmalı, insanlara kendisini eşya gibi sunmamalidir. Eşya nev'i ne olursa olsun eşyadir: Seccade de eşyadir, iç çamaşırı da. Lütfen artık bu açıdan bakın kadına ve topluma lütfen.
“Beklemek, bir şeyin yoluna ve haline girmesini beklemek, beklerken olacak olanın olması için gereken her türlü başka hale geçişlere, kalışlara tahammül etmek ne zor şeydi. Başı da, ortayı da, sonu da bilip beklemek ne tahammülü güç şeydi. Tanrı’nın da yaptığı bu muydu? Baş, orta, son belli, helak kaçınılmaz, ancak önemli olan o zamanı geçirmek, o zamandan geçmek. Ve geldiğinde gelmemiş gibi, bilmemiş gibi, yaşamamış gibi gelmek, rüyayı görüp uyanmak ve ‘Neyse rüyaymış,’ demek ve aynı yerden uyumaya devam etmek. Yaşamaya da, ölmeye de yazık. Bu ölüm için yaşamaya, bu yaşamak için ölmeye yazık. Mezarlıklara, servilere, süsenlere, nisan sonunda açan katırtırnaklarına, telaşlı karıncanın adımlarına yazık, mezar taşına konup da bağıran karganın sesine yazık, ölüme ağlayan şaire, yaşam var zanneden filozofun nefesine yazık, şen taklalarla ilk senelerinde koşup zıplayan, ağaçlara tırmanırken seyredilip seyredilmediğini kontrol eden kedinin tırnaklarına yazık, ağdaki balığa, lokantada onu bekleyen anguta, önce ön iki ayağını sonra arkadakileri ovuşturup bu hareketinden büyük kâr ve kisve uman karasineğe yazık, hortumunu sallayan koca file, sanatlı sıçrayışı ile dahi boşluğu dolduramayan yunusa yazık, grafon kâğıdından gelincik ve petunyalara, en pürüzsüz çakıl taşına, kum olmuş zavallıya, sağdan sağdan yürüyen eşeğin inadına, yol kenarlarındaki ısınmış dikenlere, kozalağın içindeki fıstığa, duvara yapışmış yosuna yazık, bu topu binyıllardır çevirip duran sema-i muğlâka, titreyen kanatlara, açılan göğe ve onun katmanlarına, havanın, suyun olduğu, olmadığı yerlere yazık.”
.... Siyasette istismar; erkek siyaset Biz kadınların güvenle oy verebileceği bir parti yaratmak siyasetçilerin elinde. Güvende hissetmek ve bizi koruması gerekenler tarafından mağdur edilmemek en büyük hakkımız. Umarım kadınları koruyacağını söyleyen her parti gereğini yapar. ‘’Kadın hakları insan hakkıdır. Bunu dikkate almayan bir dış
🗣️ Son Uyarılar Cumhuriyet tam bağımsızlığın ve egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğu bir yönetimin temelidir. Cumhuriyeti kuran partinin cumhuriyet ve o ulusun düşmanlığını yapanlar ile iş tuttuğu bir seçimde saklanan bir niyetin meşru hale getirilmesi için araç olarak kullanmak amacıyla oy kullandığını unutma. Bu bir seçim değil,
Reklam
245 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.