Çoğu terapist gibi julius da terapi alanındaki aralıksız saldırılara kendini karşı kapatamıyordu. Saldırılar pek çok yönden geliyordu: ilaç şirketlerinden, ilaçların ve kısa terapilerin etkinliğini doğrulamak için düzenlenen yüzeysel araştırmaları destekleyen kontrollü bakımdan; terapistlerle alay etmekten hiç bıkmayan medyadan; davranışçılardan; motivasyon konuşmacılarından; hepsinin hastaların kalbi
ve zihni için rekabet ettiği bir yığın yeni çağ şifacılarından ve mezheplerden. Ve kuşkusuz içteki kuşkular da söz konusuydu: artan bir
sıklıkla rapor edilen olağanüstü moleküler nörobiyolojik keşifler en deneyimli terapistin bile işinin uygunluğundan kuşkulanmasına yol açıyordu.
“ Bir öğleden sonra tıp fakültesinin kütüphanesinde melanom literatürü üzerinde bir şeyler okuyarak konuyla ilgili biraz hakimiyet hissi kazanmak istedi “
Seni ilgilendiren güçlü bir yaşama arzusu ve keşfetme arzusudur nalları dikip de toprağın altına girmeden evvel, doyasıya yaşamaktır seni ilgilendiren.
Günümüz hükümetleri, partileri ve ideolojileri, cenneti yeryüzünde kurmak iddiasındalar cehennemsiz bir cenneti içinde yaşadiğımız düzenden, cehennemi ve ölümü anımsatan her şey kaldırıldı. Onlardan
çok seyrek söz ediyoruz. Mezarlıklar köy meydanına ya da şehir merkezine yakın olacak yerde, gitgide daha sapa yerlere kuruluyor. Dinin egemen olduğu
Şair yüreği, herkeste olduğu gibi, yaprakları kesilmekle tükenmeyecek bir enginara benzer. Ancak bu yapraklar eti ve kemiğiyle kadınlara, gerçek aşklara ve düşlere yataklık etmekle kalmaz, ayrıca yaşama arzusu ve gururla işlenmiştir.
Hayatımızdaki “uzun yaşama arzusu” da ahiretin varlığını hissettiren delillerdendir. Hepimizde sonsuzluk duygusu vardır. Bu duygunun tatmin olacağı yer ahirettir. Ölüm ile birlikte her şeyin son bulduğu bir yok oluş, bizi ümitsizliğe ve strese iter. Ahiretin varlığı psikolojik ve sosyal açıdan hayatımızı daha anlamlı kılar.
İnsanda en köklü azı dişinden daha derin, insanın kol ya da bacağından daha fazla tutunduğu bir şey vardır: yaşama arzusu.
Bu nedenle bütün deneyimler insana şunu haykırır: her şeyden önce yaşama arzusunu kaybetmemek için bütün önlemlerini al. Hayatta ne kaybedersen et, eğer yaşama arzusunu korursan, hepsini geri getirmen mümkündür.
Tanrı aksini düşünür. Der ki; eğer samimi bir dindar olmasını istiyorsan, dünyadan vazgeçmesini, kendisinden vazgeçmesini ve beni sevmesini istiyorsan; her şeyden önce kişinin yaşama arzusunu yok etmelisin.
❝
Ama dediğim gibi bütün acılar korkaktır, yaşama karşı duyulan aşırı arzu karşısında acı geriler; çünkü yaşama arzusu, düşüncelerimizde var olan ölüm arzusundan çok daha güçlü şekilde bedenimizin her zerresinde mevcuttur.
❞
Ama dediğim gibi bütün acılar korkaktır, yaşama karşı duyulan aşırı arzu karşısında acı geriler; çünkü yaşama arzusu, düşüncelerimizde var olan ölüm arzusundan çok daha güçlü şekilde bedenimizin her zerresinde mevcuttur.
Sayfa 67 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bütün acılar korkaktır,yaşama karşı duyulan aşırı arzu karşısında acı geriler;çünkü yaşama arzusu,düşüncelerimizde var olan ölüm arzusundan çok daha güçlü şekilde bedenimizin her zerresinde mevcuttur.