Adam yaşama sevinci içinde Masaya anahtarlarını koydu Bakır kâseye çiçekleri koydu Sütünü yumurtasını koydu Pencereden gelen ışığı koydu Bisiklet sesini çıkrık sesini Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu Kimi seviyordu kimi sevmiyordu Adam masaya onları da koydu Üç kere üç dokuz ederdi Adam koydu masaya dokuzu (...) Masa da masaymış ha Bana mısın demedi bu kadar yüke Bir iki sallandı durdu Adam ha babam koyuyordu.
Yıllarca aradığım gerçeklik bu pasajda vücut buldu
"Yaşama sevinci dediğimiz duygu ne garip... Çıkıp gittikten sonra insanın içinde, utanca benzeyen buruk bir şey bırakıyor, bütün yalınkat sevinçler gibi..."
Reklam
- Onu bu kadar özel yapan nedir? - inanılmaz yaşama sevinci...
Yaşama sevinci denen neşe, yaşamda yani anda orada olabilirsen var. Yeter ki zihnin yorumlarında nafile dolanmak yerine, gerçekte kalalım.
Yaşamak istediklerimin hepsini yaşmak isterdim.Veya bir kısmı da yeterli olurdu yaşma isteği sevinci gitmesin diye.İstekleimin bir kısmını yaşamak isterdim.Oysa yaşanmamışlıklar artıyor bir bir ,yetişemiyoruz.Sigara dumanı gibi tükeniyoruz ,tüketiyor yaşama sevinci birer birer,tükeniyor.... sözler, hayatlar...birileri bir yerde gülüyor ve geliyor umutlar biri her yerde ölüyor tükeniyor umutlarr.Bu kadar kolay şekinllenmeliydi umutlar,her şekilde biraz tükeniyor...
Ey acıdan damıtılmış yaşama sevinci, sen ne güzel, ne büyük, ne değerlisin...
Reklam
Ah, yetişkinliğin her şeyi küçümseyen bilgiçliği… Şaşırma yetisini yitirenin yaşama sevinci olur mu?
Cinsellik bir anlamda da yaşama sevinci demektir.
Dostoyevski'nin hayatını değiştiren olay neydi biliyor musunuz? Kendi idam sahnesi... Çar'ın baskı döneminde, arkadaşlarıyla bir sohbet grubu kurmuştu. Yakalandı. 28 yaşında idam isteğiyle yargılandı. Mahkemenin sonucunu beklediği gece hücresinden alındı. Ölüm kararı yüzüne karşı okundu. Papaz günah çıkarttırdı. Gözleri kapalı olarak bir direğe bağlanıp, müfreze karşısına geçirildi. "Ateş" emrini beklerken gerçek karar bildirildi kendisine... Aslında mahkeme 8 yıl hapis vermiş, Çar bunu 4 yıla indirmişti; ama ona ders olsun diye böyle bir gösteri planlanmıştı. Böylece "ölüm"le tanıştı; oysa bu sefil oyunda asıl keşfettiği şey, "yaşam"dı. Stefan Zweig'a göre 4 yıl sonra yaralı parmaklarından zincirleri çıkardıkları zaman sağlığı bozulmuş, şöhreti uçup gitmişti, ama kırık dökük bedeninden her zamankinden daha parlak fışkıran tek bir şey vardı: Yaşama sevinci... Durumu en iyi anlatan cümle Nietzsche'nindir: "Hayatı kaybetmenin kıyısına yaklaşanlar, onu daha iyi tanırlar"..
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.