Şiirlerine aşina olduğumuz bir yazar Zarifoğlu. Yaşamak kitabı beni zaman zaman zorlasa da iyi ki diyebileceğim bir okuma oldu. " Ne çok acı var" diye başlayan kitap, günlük türü diyebileceğimiz, izlenimler, olaylar siradışı bakış açısıyla bizlere sunuluyor. Kitapta bir çok mekan ve kişilerden söz edilmekle birlikte her olaya dair anlatımda da farklı farklı mesajlar vermektedir. Felsefi anlatımların da yer aldığı var oluş ve bunun arka planı gibi konuları da içeriyor. Amerika, Fransa gibi ülkelerin yanısıra ölümden ahirete kadar bir çok konuya işaret ediyor. Benim en sevdiğim yerlerden bir bölümü babasının ona yazdığı zarif ince ruhla yolladığı mektuplar oldu. Her mektubun sonunda ' namazını ihmal etme' şeklindeki tembihleri ve zaman yerine zeman şeklindeki üslubuyla yazması gülümsetti.
Her okuyanın içinde bir çok şey kesfedecegi harika bir kitap ben bol bol altını çizdim. Bana sorarsanız ayirmaksizin her okurun okuduğunda kazanım diyebileceği bir eser olarak tanimlayabilirim.
Ağlamak istiyorum.. Bütün dünyanın itrail terör örgütünün ürünleriyle dolmasına, bir karış askerle binlerce kardeşimi şehit etmelerine, bütün ama bütün dünyanın gözleri önünde kardeşlerimi ateşlerin içine atmalarına, ama buna rağmen gözü körlerin ve dilsiz şeytanların hiç sesini çıkarmamasına, Refah'ta diri diri yanan bebekler şehit olmasına rağmen bir maç kadar gündemde olmamasına yanıyorum!!! Bir maç kadar gündemde değiller yazıklar olsun! Hayvana verdikleri kıymeti bebeklere göstermiyorlar vallahi yazıklar olsun!!! Vicdanım sızlıyor! Keşke orada şehit düşen bir asker olsaydım da en azından Rabbimin yanına, "Rabbim ben toprağımı, kardeşlerimi korumak için Allah yolunda kanımı canımı feda ettim de geldim" diyebilecek yüzüm olsaydı! Şimdi yaşamak bile korkunç geliyor artık... Dünyanın bütün çirkin, zâlim, acımasız yüzünü ve insanların bütün zalim ve ihanet yanını gördük... Bugünde sessiz kalan, hiçbir şey yokmuş gibi yaşamaya devam edenlerin ihanetini ve dilsiz şeytanlığını gördük... Gazze'deki olaylar dolayısıyla bir tepki olarak kendini yakan ve vefat eden Hristiyan adamı şimdi daha iyi anlıyorum... İntihar etti evet, ama en azından bir "TEPKİ" verdi. Ya biz? Ya biz!!!?
Çok Güzel Şey
Yaşamak güzel şey dogrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnin
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
Iyi günler bekliyorsan hele
Iyi günlere inaniyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey dogrusu.
Melih Cevdet Anday
Hasanü'l Benna gibi dâvâ adamlarının, hâlleri, tavırları ve yaşayışları; sözlerinden daha tesirli olur. Bu insanlar her ânlarını, günün 24 saatini, Müslümanca yaşarlar. Ben, Hasanü'l Benna, M. Sabri efendi, Zâhid Kevserî, Yozgatlı İhsan Efendi gibi zâtlarda bu hâli gördüm. Ne yazık ki, İslâm dâvâsına önder olduğu söylene bazı meşhur kimselerin, şahsi davranışlarında, siyasî ve ticarî hayatlarında, yakışıksız hâller görülebiliyor... "Canım, bu onun özel hayatıdır, karışmayalım!" denilemez. Çünkü dâvâ adına öne çıkmış adamların, özel hayatları olamaz... Özel hayatını keyfine göre yaşamak isteyenler, İslâm adına öne çıkmazlar, çıkamazlar, çıkmamalıdırlar...
Sayfa 294 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Hasanü'l-Benna-, Dâvâ Adamının Özel Hayatı Olmaz, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
○
Sanki özgürmüşüz gibi yaşamak zorundayız. Yazgımızdan kaçamasak da onun karşısına dikilebilmeliyiz, alınyazımızı kendi irademizle yaşamalıyız. Yazgımızı sevmeliyiz.
○