YouTube kitap kanalımda Wolfgang Borchert'in hayatını ve kitaplarını kronolojik okuma önerimle birlikte yorumladım: ytbe.one/yAaaSmtCYn0
"İnsanın her gün yaptığı en iyi şey intihar etmemeye karar vermektir." Albert Camus
Hayatımda bir kitabı nadir olarak 4 kez okurum. Ama evet, "Kapıların Dışında" kalmış
Bugün Yavuz Çetin'in, 20. ölüm yıldönümü. Gerçekten müziksever olan müzisyenleri unutmayalım lütfen!
Yapamadım bu düzende
Kaçacak delik arar oldum
Sürüngenler şehrinde
Eğitilmiş köpekler
Doymak bilmez maymunlar
Yaşamak istemem artık aranızda
Benden bir ruhsuz yaratmayı
Nasıl başardınız
Benden bir hissiz yaratmayı
Nasıl başardınız
Benden bir uyumsuz yaratmayı
Nasıl başardınız
Benden sizden biri yaratmayı
Nasıl başardınız
Yaşamak istemem artık aranızda
youtube.com/watch?v=mqWDU9U...
Çocukluğumun kahramanı Yavuz Çetin, 21 yıl önce bugün kendi kararıyla hayatına son verdi.Hatırası, şarkılarıyla bizde yaşamaya devam ediyor. Papatyayı koparınca kokusu elimizde nasıl kalırsa, öyle.
''Benden bir ruhsuz yaratmayı
Nasıl başardınız
Benden bir uyumsuz yaratmayı
Nasıl başardınız ...
Yaşamak istemem artık aranızda ...''
Belki de terslik bende
Yapamadım bu düzende
Kaçacak delik arar oldum
Sürüngenler şehrinde
Eğitilmiş köpekler
Doymak bilmez maymunlar
Yaşamak istemem artık aranızda
youtu.be/mqWDU9UmI9Y
Şimdi biraz bahçeye oturup Yavuz Çetin dinlemek istiyorum. Dışarıdan kısık, içimden bağıra bağıra. İki bira, sigara, boşluklar sonra. Asla olamayacağım yerlere uzun uzun bakacağım hem bu gece, her birine. Delireceğim. Ve bağırarak diyeceğim ki: “yaşamak istemem artık aranızda”
Türkiye'nin en çok yarım bırakılan kitabını ittire kaktira hatta bazı sayfaları atlayarak da olsa bitirmeyi başardım. Tam kapanma da kitabı bitirebilmemde etkili oldu tabi :)
Kim bu tutunamayanlar? Belki ilkokulda kimseyle oynamayan o çocuk, belki lisede herkesin ezik diye dalga geçtiği o çocuk, belki hiçbir işte dikiş tutturamayan Ziyalar.. ya da sokakta yürürken yolunuzu degistirmenize sebep olan isimsiz evsizler. Bu kitaptaki ana karakter Selim Işık aslında bir şeylere tutunup belli mevkilere gelebilmiş ama artik yabancilarin deyişiyle midlife crisis (orta yaş krizi) mi dersiniz, bulmuş da bunuyor mu dersiniz yoksa zaten biraz kafadan kontakti daha fazla gizleyemedi mi dersiniz.. Bir şeylerin ruhunda, aklında birikmesiyle tutunduğu şeylerden de kopmuş, hayatın olağan akışı içinde çoğunluğa normal gelen şeyleri yadırgamış ve intihar etmiş bir birey. Turgut Özben de onun intiharının sebeplerini araştıran ve araştırdıkça kendisinin de tutunamadigini fark eden bir arkadaşı. Kitapta o kadar çok ayrıntı, o kadar çok yan öykü var ki işte bunlar okumayi en zorlaştıran, konudan koparan şeyler. Hayali tiyatro sahnesi gibi diyaloglar, şu meşhur noktasız sayfalarca süren bölüm... aslında 400 500 sayfaya rahatlıkla azaltilabilecek bir öykü ama Atay hiçbir detaydan kaçmamış. Yer yer Dövüş Kulübü filminde Norton ve Pitt'in tek kişide bütünleşmesi gibi Turgutla Selim'in de bütünleştiğini hissedebilirsiniz. Ayrica Yavuz Çetin'in "yaşamak istemem" isimli şarkısının adeta bu romanın özeti gibi olduğunu fark ettiğimi belirtmem lazım. Zaten o da intiharı seçti malumunuz. Kitabı yarım bırakmak en kolayı, bitirmek zor. Tutunamayanlar'a tutunabilmede başarılar.
Benden bir ruhsuz yaratmayı nasıl başardınız
Benden bir hissiz yaratmayı nasıl başardınız
Benden bir uyumsuz yaratmayı nasıl başardınız
Benden sizden biri yaratmayı nasıl başardınız
YAŞAMAK İSTEMEM ARTIK ARANIZDA…
-Yavuz Çetin
youtu.be/sRc06D93_sc
Hem varsınız, hem yok. Size söylenecek çok şey var ancak, bir o kadar da yok.
Kopyala/yapıştır yaşamlar, düşünceler!
İki yüzlülüğünüz mide bulandırıyor.