Bir kültürü okumak için bakılması gereken yerlerden birinin kamyon arkası yazıları olduğuna inanırım. Şoförlerin kamyon arkası yazıları öğrenilmiş çaresizlik anıtlarıdır. Aşağıda Türkiye'de yaygın olarak kullanılan bazı kamyon arkası yazıları ve onların öğrenilmiş çaresizlikle ilişkisini bulacaksınız. • Öğrenilmiş çaresizlik genelleştirilmiş
''Çiçek yanıt verdi: Seni aptal! Görülmek için mi açtığımı sanıyorsun? Kendi zevkim için açılıyorum, başkaları için değil, çünkü hoşuma gidiyor. Aldığım zevk var olmaktan ve açmaktan ibaret''
Reklam
Ama okumak, yani başka insanların hayatlarından betimlemeleri izlemek hoşuna gitmiyordu. Kendisi bizzat yaşamak istiyordu. Roman kahramanının bir hastaya baktığını mı okudu, hastanın odasında sessiz adımlarla dolaşmak istiyordu; bir parlamento üyesinin konuşma yaptığını mı okudu, bu konuşmayı kendisi yapmak istiyordu; Lady Mary’nin atına atlayıp sürünün peşinden gittiğini ve gelinini kızdırıp, cesaretiyle herkesi kendisine hayran bıraktığını mı okudu, bunu kendisi yapmak istiyordu. Ama yapacak bir şey yoktu ve küçük ellerini kâğıt keseceğinin kaygan yüzeyinde gezdirerek kendini daha çok okumaya veriyordu.
Sayfa 133
Öykü Nasıl Yazılır-1
O Ses Sen Değilsin Diyelim ki ne yazacağımızı bulduk; olayı, kahramanı zihnimizde tasarladık. Yazar olarak niyetimizi ne ölçüde açık edeceğimizi ne ölçüde saklayacağımızı kurguladık. Değineceğimiz meseleleri, kullanacağımız mekânları, kanatlandıracağımız imgeleri seçtik. Bir öykünün iç dinamiğini yani merkezini teşkil edecek sorun yumağını
Sayfa 6 - Emin Gürdamur:
Okumak mı? Yaşamak mı?
Şöyle bir düşünün bakalım, bizler”canlı”nın nerede olduğunu, nasıl bir şey olduğunu nasıl ifade edildiğini bile bilmiyoruz. Kitaplarımızı elimizden alsalar, öylece ortada kala kalacağız. Sonra da kimi sevip kime kızacağımızı, kimden uzaklaşıp kime yaklaşacağımızı, hiçbir şeyi bilemeyiz. Etiyle, kemiğiyle gerçek bir insan olmak, bizim için o kadar zordur ki !… Utanıyor,ayıp kabul ediyoruz bunu.
Sayfa 131 - Şule Yayınları
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİRŞEY VAR
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİRŞEY VAR Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla
Reklam
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var (1977)
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı
Sayfa 57 - PdfKitabı okudu
kim ne yaparsa yapsın aşkım karışmasana..
– Burada sen de hiçbir neden yokken bu düzenbaz herife otuz bin ruble armağan ettin. – Ne yapsaydım yani, tek tek ağaçları mı saysaydım? – Mutlaka saymak gerekirdi. Bak işte sen saymadın, ama Ryabinin saymıştır. Ryabinin'in çocuklarının yaşamak ve okumak için paraları olacak, ama seninkilerin belki de olmayacak!
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mut￾luluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı
Sayfa 57 - 1977Kitabı okudu
Reklam
İzin verin size edebiyatçılar, emektar kalem erbaplatı ve ucuz velüd yazarlar tarafından kullanılan kurnazca, ama me­lunca, bir o kadar da karlı ve başarılı olduğu söylenebilecek bir oyundan söz edeyim. Bunlar büyük bir başarıyla döne­min zevki selimi ve hakiki kültürü üzerinde oynayarak zariflerin zürefanın yularını ele geçirmeyi başarmışlardır. Böyle­likle hepsi a tempo okumaya alıştırılmışlardır; bir başka söy­leyişle, dolanıp durdukları kibar çevreler de sohbet konusu yapacak malzeme bulabilmek için hep aynı şeyi, yani en ye­ni ve en son çıkan kitapları okumaya şartlandırılmışlardır. Kötü romanların ve Spindler, Bulwer, Eugene Sue gibi bir za­manlar meşhur olan yazarların kaleminden çıkma benzer ürünlerin hizmet ettiği gaye budur. Fakat sadece para için yazan ve bu yüzden sayıları asla azalmayan bilakis biteviye çoğalan fevkalade sıradan ve bayağı kimselerin en son eser­lerini takip etmeyi büyük maharet addeden ya da buna ken­dini zorunlu hisseden bu tür bir okur kamuoyunun talihin­den daha hazini nedir bilen var mı? Ve bu yüzden bütün çağların ve ülkelerin az sayıdaki en büyük, en seçkin kafala­rının eserlerini sadece isimleriyle bilirler onlar.
Acaba göz önünde olan şey kendi özündeki bir yıkımdan dolayı mı göz önünden kalkmaktadır? Yoksa göz önünde bulun­duğu dünyanın onu bayağılığıyla görünür olmaktan alıkoyacak kadar boğmasından mı?
Kendi haki­katinin ve kendisini çevreleyen dünyanın anlamının arayışı içerisinde olan birinin bir ipucu bulma umuduyla arayışı boyunca uğramadan edemeyeceği durakları mı?
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı
787 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.