Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ölmek nasıl bir ansa yaşamak da bir an. Gözlerimi kapar ve bütün gereksiz korkuların çözülüp gitmesine izin verirsin. Sonra korkudan muaf olan bu yeni varoluş halinde kendine sorarsın:Ben kimim? Şüpheler olmadan yaşayabilsyedim neler yapardım? Haksızlığa uğrama korkusu olmadan yaşayabilsyedim?Acıdan korkmadan sevebilseydim? Yarın o tadı nasıl özleyeceğimi düşünmeden, bugünün tadını çıkarabilseydim? Zamanın geçişinden ve sevdiklerimi benden çalabileceğinden korkmamış olsaydım? Evet. Ne yapardım? Hangi yollarda yürüdüm? Nelerden haz alırım? İçimdeki hangi gizemleri çözerdim? Kısacası, nasıl yaşardım?
Sayfa 308Kitabı okudu
Ölmek nasıl bir ansa yaşamak da bir an. Gözlerini kapar ve bütün gereksiz korkuların çözülüp gitmesine izin verirsin. Sonra korkudan muaf olan bu yeni varoluş halinde kendine sorarsın: Ben kimim? Şüpheler olmadan yaşayabilseydim neler yapardım? Haksızlığa uğrama korkusu olmadan yaşayabilseydim? Acıdan korkmadan sevebilseydim? Yarın o tadı nasıl özleyeceğimi düşünmeden, bugünün tadını çıkaralabilseydim? Zamanın geçişinden ve sevdiklerimi benden çalabileceğinden korkmamış olsaydım? Evet. Ne yapardım? Kimleri umursardım? Ne için savaşırdım?Hangi yollarda yürüdüm? Nelerden haz alırdım? İçimdeki hangi gizemleri çözerdim? Kısacası, nasıl yaşardım?
Sayfa 308Kitabı okudu
Reklam
Yaşamak
Zamanı Tanrı yaşar. İnsanoğlu hep ölmek için türemiş.
Sayfa 59 - 10Kitabı okudu
484 syf.
·
Puan vermedi
İstanbul üniversitesi halkla ilişkiler görevini yürüten Maya uçak seyahati esnasında bu romanı yazıyor.. Ara ara yazdığı zamana dönüyor , uçak seyahati uzun bir seyahat ve Boston’a gidiyor. Hikaye şöyle başlıyor, Maya profesörü karşılamaya gidiyor, karşılama sonrası duygularını yalın bir dille katıksız anlatıyor .. 87 yaşındaki profesörün hala
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2015136,7bin okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Çok sevdiğimiz, tekrar tekrar başa döndüğümüz edebiyat eserleri, belki de sürçmelerimizin, sıkıntılarımızın bir anlamda hem ifadesi oluyor hem de katharsisimizi bunlarla sağlıyoruz. edebiyat iyileştirir diye söyleyenler var, ben de öyle diyorum; iyileştirir, çünkü burada, bu gezegende zamanla mekânla sınırlı, anlamak için zamanı ve araçları
Edebiyatın İyileştirici Gücü
Edebiyatın İyileştirici GücüAhmet Sarı · Ketebe Yayınları · 2020314 okunma
Beklemek, bir şeyin yoluna ve haline girmesini beklemek, beklerken olacak olanın olması için gereken türlü başka hale geçişlere, kalışlara tahammül etmek ne zor şeydi. Başı da, ortayı da, sonu da bilip beklemek ne tahammülü güç şeydi. Tanrı'nın da yaptığı bu muydu? Baş, orta, son belli, helak kaçınılmaz, ancak önemli olan o zamanı geçirmek, o zamandan geçmek. Ve gel- diğinde gelmemiş gibi, bilmemiş gibi, yaşamamış gibi gelmek, rüyayı görüp uyanmak ve 'Neyse rüyaymış,' demek ve aynı yerden uyumaya devam etmek. Yaşamaya da, ölmeye de yazık. Bu ölüm için yaşamaya, bu yaşamak için ölmeye yazık. Mezarlıklara, servilere, süsenlere, nisan sonunda katırtırnaklarına, telaşlı karıncanın adımlarına yazık, mezar taşına konup da bağıran karganın sesine yazık, ölüme ağlayan şaire, yaşam var zanneden filozofun nefesine yazık, şen taklalarla ilk senelerinde koşup zıplayan, ağaçlara tırmanırken seyredilip seyredilmediğini kontrol eden kedinin tırnaklarına yazık, ağdaki balığa, lokantada onu bekleyen anguta, önce iki ayağını sonra bu arkadakileri ovuşturup hareketinden büyük ve kâr kisve uman karasineğe yazık, hortumunu sallayan koca file, sanatlı sıçrayışı ile dahi boşluğu dolduramayan Yunusa yazık, Grafon kâğıdından gelincik ve petunyalara, en pürüzsüz Çakıl taşına, kum olmuş zavallıya, sağdan sağdan yürüyen eşeğin inadına, yol kenarındaki dikenlere, kozalağın içindeki fistığa, duvara yapışmış yosuna yazık, bu topu binyıllardır çevirip duran sema-i muğlâka, titreyen kanatlara, açılan göğe ve onun katmanlarına, havanın, suyun olduğu, olmadığı yerlere yazık.
Sayfa 50 - iletişimKitabı okudu
1.000 öğeden 801 ile 810 arasındakiler gösteriliyor.