+"Yaşamın zıttıyım ben,kıyamet canavarıyım,her şeyin sonundaki karanlığım. Kâinatların,tanrıların,dünyaların...her şeyin sonu. Şimdi ne olacaksın bakalım,düş lordu?" -"Umudum ben."
Secundus Minutius Hora
" Zaman içinde günler , geceler , aylar ve yıllar boyunca geriye doğru giden aslında sen kendinsin. Bir gün çıkıp geldiğin o sihirli kapıya doğru yaşamın boyunca geri gidiyorsun ve sonunda da yine oradan çıkıp gideceksin . - Ya öbür tarafta ne var ? İşte orada , bazen taa içinde duyduğunu söylediğin müziği bulacaksın. Ama sen de o müziğin içindeki bir ses olacaksın. "
Sayfa 179 - Kabalcı YayıneviKitabı okudu
Reklam
Uzaklaşmak demek yaşamak. Bir şeylerden sürekli uzağa düşmek, araya anlaşılmaz engeller koymak demek. Güzellikleri, insanın içini dolduran derinlikleri alıp götüren bir şeyler var yaşamın içinde. Zor, ya da kolay, unutulmuş bir sevdaymışcasına, aranmaya hak bırakmayan, bilincin silinmesi gibi, varlığı yadsıyan ve tüm karşı çıkışları yok sayan bir hiçlik. O hüznün müziği de hiç yazılmamış, hiç seslendirilmemiş olsaydı keşke. Uzaktan uzaktan, insanı kuşkular, tedirginlikler içinde bocalatan o müzikten söz ediyorum. Umutlanmak; güneş gibi parlak bir müziğin izdüşümüdür, düşünmüş müydün?”
Bu Benim Oyunum 13. Bölüm - SON -
- Fon müziği için youtube.com/watch?v=fOVgyZW... ( Goran Bregovic - Lullaby) - KEREM – Çok tehlikelisin… HAKAN – Hayır tamamen amacıma hizmet etmek için buradayım. Tiyatronun kapısı açılır, Kapının ağzında Sedyelerle birlikte, Görevliler gözükür… KEREM – Size kim dedi acaba? Destursuz bir şekilde kapı açılabilir diye?. HAKAN –
“Bu saatler sadece benim eğlencem. Bunlar, her insanın göğsünde taşıdığı şeyin basit birer taklidi yalnızca. Çünkü nasıl gözleriniz görmeye, kulaklarınız duymaya yarıyorsa, insanın yüreği de zamanı algılamaya yarar. Kör bir insan için gökkuşağının renkleri, sağır bir insan için kuş sesleri nasıl boşunaysa, bütün bir yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider, kaybolur. Ama ne yazık ki, düzgün çarpmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır.” “Ya kalbim bir gün artık çarpmazsa?” diye sordu Momo. “O vakit, senin için zaman da biter, çocuğum” diye karşılık verdi Hora Usta. ’'Bunu şöyle de söyleyebiliriz: Zaman içinde günler, geceler, aylar ve yıllarca geriye doğru giden aslında sen kendinsin. Bir gün çıkıp geldiğin o sihirli kapıya doğru yaşamın boyunca geri gidiyorsun, sonunda yine oradan çıkıp gideceksin.“ "Ya öbür tarafta ne var?” “İşte orada, bazen taa içinde duyduğunu söylediğin müziği bulacaksın. Ama, artık sen de o müziğin içindeki bir ses olacaksın."
(COK UZUN VE KİTAPTA HERBİR SÖZÜN DÜŞÜNÜLESİ EN NAİF BÖLÜMÜ) “ Momo, şimdi o büyük salonun içindeydi. Burası en büyük kiliseden daha görkemli, en büyük istasyonların salonlarından bile daha genişti. Güçlü sütunların üzerinde yükselen tavan neredeyse görünmüyordu. Etrafta hiç pencere yoktu. Kocaman salonu aydınlatan altın renkli ışık çevrede
Reklam
Uzaklaşmak demek yaşamak. Bir şeylerden sürekli uzağa düşmek, araya anlaşılmaz engeller koymak demek. Güzellikleri, insanın içini dolduran derinlikleri alıp götüren bir şeyler var yaşamın içinde. Zor, ya da kolay, unutulmuş bir sevdaymışcasına, aranmaya hak bırakmayan, bilincin silinmesi gibi, varlığı yadsıyan ve tüm karşı çıkışları yok sayan bir hiçlik. O hüznün müziği de hiç yazılmamış, hiç seslendirilmemiş olsaydı keşke. Uzaktan uzaktan, insanı kuşkular, tedirginlikler içinde bocalatan o müzikten söz ediyorum. Umutlanmak; güneş gibi parlak bir müziğin izdüşümüdür, düşünmüş müydün?" Ayla Kutlu, Hüsnüyusuf Güzellemesi
"....Bunlar her insanın göğsünde taşıdığı şeyin basit birer taklidi yalnızca.Çünkü nasıl gözleriniz görmeye,kulaklarımız duymaya yarıyorsa,insanın yüreği de zamanı algılamaya yarar.Kör bir insan için gökkuşağının renkleri ve sağır bir insan için kuş sesleri nasıl boşunaysa,bütün bir yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider,kaybolur.Ama ne yazık ki,düzgün çarpmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır." "Ya kalbim bir gün artık çarpmazsa?" diye sordu Momo. " O vakit senin için zaman da biter, çocuğum"diye cevapladı Hora Usta."Bunu şöyle de açıklayabiliriz:Zaman içinde günler,geceler ,aylar ve yıllar boyunca geriye doğru giden aslında sen kendinsin. Bir gün çıkıp geldiğin o sihirli kapıya doğru yaşamın boyunca geri gidiyorsun ve sonunda da yine oradan çıkıp gideceksin." "Ya övür tarafta ne var?" "İşte orada ,bazen taa içinde duyduğunu söylediğin müziği bulacaksın.Ama artık sen de o müziğin içindeki bir ses olacaksın. Momo'yu süzdü."Fakat sen bunları henüz anlayamazsın,değil mi?" "Yoo"dedi Momo,"sanırım anlıyorum" "Hiç bir zaman sokağında her şeyin nasıl da geriye doğru hareket ettiğini hatırlamıştı ve sordu: " SEN ÖLÜMMÜSÜN?"
Sayfa 179Kitabı okudu
Yaşamın müziği
Ve tümü, bütün sesler, bütün amaçlar, bütün özlemler, bütün çileler, bütün hazlar, bütün iyi, bütün kötü şeyler, tümü birden dünyayı oluşturmaktaydı. Tümü birden oluşumların ırmağı, tümü birden yaşamın müziğiydi.
Sayfa 133 - Can Yayınları, Çevr: Kâmuran ȘipalKitabı okudu
“Zaman içinde günler, geceler , aylar ve yıllar boyunca geriye doğru giden aslında sen kendinsin. Bir gün çıkıp geldiğin o sihirli kapıya doğru yaşamın boyunca geri gidiyorsun ve sonunda da yine oradan çıkıp gideceksin.” “Ya öbür tarafta ne var?” “İşte orada, bazen taa içinde duyduğunu söylediğin müziği bulacaksın. Ama artık sen de o müziğin içindeki bir ses olacaksın.”
Sayfa 178Kitabı okudu
428 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.