Sultan Murad da yiğit, gözünü daldan budaktan esirgemez bir padişah imiş. Bağdat üstüne sefer eylemeye karar vermiş. O kavli kararında olsun, Muradın anası bir gün Padişah oğlunu huzuruna çağırmış, "Oğlum Murad," demiş, "sefere gidiyorsun Bağdat üstüne, hayırlı uğurlu, kademli olsun. Osmanlı büyük bir devlet, senin de yer götürmez
İNCE MEMED: HAKLI İSYANIYLA BÜTÜN MECBUR İNSANLARIN İDOLÜ OLAN EŞKIYA! II. Adnan Menderes hükümeti görevde. Mecliste sert tartışmalar sürüyor. CHP'nin İstanbul şubesi mühürleniyor. Dünyada ve Türkiye'de tarih, sessizce kendini yazıyor.Avrupa Birliği'nin 4 ay içinde kurulacağı haberleri çıkıyor. 1953 Nobel Edebiyat Ödülü İngiltere Başbakanı Winston
Bir fıkara oğlan varmış bizim o yanlardan.Düşmüş bir kıza ışkı. Kızın babasi vermezmiş.Getirsin, dermiş, iki bin lira başlık, alsın kızı ..Oğlan fıkaraymış, çıril çıplak, nan ekmeğe muhtaç.Kızın arkasında yıllar yılı sürünmüş durmuş.Kız da oğlana öyle bir vurgunmuş ki , olmaya gitsin.Bir gece oğlan kızı el inden tutmuş, yürü, demiş Çukurovaya. Gelmişler Çukurovaya.Oğlan toy.Gündüz saklanır, gece yürürlermiş. Hükümet görür de bizi biribirimizden ayırır , diye.Babasi zenginmiş. Eli kolu uzun. Oğlan kızı gündüzleri iyice
saklar, kendi köylere ekmek toplamaya gidermiş.Bir gün gene kızı bir çeltik salaginin yanındaki bir çukura saklamış , ekmek toplamaya gitmiş, gecikmis.Anca karanlık kavuşunca kızın saklandığı yere gelebilmiş.Bakmış ki kız yok sakladığı yerde.Aramış taramış, kız yok.Sabaha kadar oralarda dönmüş durmuş.Sabaha kadar kanlı yaş akitmis gözlerinden.Cennet, Cennet, diye sabaha kadar çağırmış. Gün ışıyıp gavur müslüman belli olunca, varmış bir yere ki ne görsün! Bir çukurda bir yığın ak kemik.Bir yanda da kızın kara yilan gibi mor belikleri.Bir yanda da yirtık, parça parça giyitleri Oğlan bunu görünce aklı zıvanadan çıkmış.Kızi sinekler parçalamış, sinekler yemiş derler.Vabalı günahı söyleyenin boynuna ...
Demek ki görünüşe aldanmamalı... Atalar ne demiş, kepenek altında er yatar, demiş. Bir kişi çobansa da, hiçbir adama öyle tepeden, öyle adam saymazcasına bağırmanın bir yakışığı yok.
Yine söylüyorum. Bin kez daha söyleyeceğim. Ömrüm oldukça da söyleyeceğim: Türk-Kürt savaşının hiçbir anlamı yok. Sebebi de yok. Bu savaşın bir tek sebebi var, o da insanlığın kanseri olan ırkçılık. Yoksa yıllarca sağcı, ırkçı dergiler kapaklarını, gazeteler sayfalarını, ‘’Her ırkın üstünde Türk ırkı’’ sözleriyle süsleyebilirler miydi? Her ırkın üstünde Türk ırkı sözlerinin kardeşi de, ‘’Ne mutlu Türküm diyene’’ sözleridir.
...
İşte bu zihniyet ki, Türkiyeyi bugün içinden çıkılmaz bu hale getirdi. Ülkemizin elini kana buladı. Dünya karşısında bizi onursuz kıldı.
Kim demiş fotoğraf sanat değildir diye. Gelsinler de fotoğraf görsünler. Görsünler de sanat nasıl olurmuş anlasınlar. Adamlar ışıkla bir oynamışlar ki, zincire vurmuşlar da ışığı istedikleri yöne, renge akıtmışlar.
10 Nisan 1960