"Nilgün Marmara'nın şiirinin bir 'anahtar'ı yine yalnız kendi şiirinin içine gömülüdür demeyeceğim. Ta hayatının içine gömülüdür!"
Ece Ayhan
Nilgün Marmara'nın intiharının ardından Gülseli İnan tarafından düzenlenerek yayımlanan eserde, kişisel notları, izlediği filmlerden, okuduğu kitaplardan alıntıları bulunuyor. Ayrıca kendi el yazısına da yer verilmiş. Yaşarken bunu kitap haline getirme kaygısı olmadığı belli. Kızgınlığını, kırgınlığını tüm çıplaklığıyla hissediyoruz.
Anlaşılması pek de kolay olmayan, zaman zaman cümlelerini tekrar okutturan bir dili var Marmara'nın. Popüler kültürün dergilerde ve sosyal medyada yer alan 'aşk' şairleri arasında kurban gitse de, onun şiiri çok daha fazlası.
"Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi" başlıklı tezinin bir bölümünde yazdıkları:
"Belki kendini yok etmek de bir kendini koruma girişimi, sevgi görmek için atılan bir çığlık, mutlu yaşama olasılığının aranışıdır."
Cemal Süreya nın ölümünden sonra söyledikleri:
"Çok değişik bir insandı Zelda(diğer ismi). Akşamları belli saatten sonra kişilik hatta beden değiştiriyor gibi gelirdi bana. Yüzü alarır bakışlarına çok güzel ama ürkütücü bir parıltı eklenirdi."
Ece Ayhan ın Sivil Denemeler eserinde, Nilgün üzerine 8 soru başlığı altında yazdıkları:
"Nilgün Marmara'yı herkesinki gibi değil de kendine
özgü ve çok değişik morumsu renkte bir giysisiyle, bir öğrenci olarak düşündüğümü söyleyeceğim."
‘’Benim boynum hep böyle bükülü mü ka-
lacak / Her hasretin içinde kavgası mı olacak / Bak halime
arkadaş yaşarken ölmüşüm ben / Belki çare var ama beni
nerden bulacak / Gayemiz yaşamaksa acı çekmek mi lazım
/ Çaresizlik peşinde hep adım adım / Bazen isyan ettiysem
hakkım değil mi / Bu dünyada gülmek için ölmek mi lazım /
Ben yanılmam arkadaş sen de bizdensin / Bizim gibi meçhule
gidenlerdensin / Bu dertler böyle bitmez düşünme derin derin
/ Hayat böyle arkadaş beteri var beteri / Her darbede öldü-
ren aşkın kurbanıyız biz / Türlü dertler içinde büküldü hep
belimiz’’
.
-Hiç ölü insan gördün mü sen?
-Gördüm.
-Nasıldı?
Omuz silkti
-Uyuyor gibi. Uykudan yüzü gözü şişmiş gibi. Tek farkı ağzı dağılmasın diye çenesinden sardıkları beyaz çaput parçası.
Ürperdi. İkisi de.
Okudum Bitti....
Demian...Emil Sınclaır'in Gençliğinin Öyküsü...
Herman Hesse' nin okuduğum bu ikinci kitabı.
Okuduğuma asla pişman olmayacağım eserlerden biri olarak çıktı karşıma.On, onbir yaşlarında bir çocuğun kendini bulma, sıradanlıktan sıyrılma isteği ve arayışlarının anlatıldığı bir kitap.Hristiyan dindar bir aile ve iki kardeş
Annem, evi, babamı ve bizi terk ettiğinde ben altı yaşında, abim sekiz yaşındaydı. Annemin babamı terk etmesini o yaşta bile anlamıştım da, bizi terk etmesini anlamamıştım. Anne çocuklarını terk eder miydi?
Babam, annemi döverdi. Babam beni, abimi döverdi. Ben o yaşlarda babalar döver diye biliyordum. Babalar döver…
Anneler olmayınca,
Bütün organlarımı bağışladığım için büyük ihtimalle öldüğümde beni size poşetle verecekler. O yüzden fazla kurcalamayın.
Cesedimi o poşetle toprağa gömüp üzerine bir ağaç dikilmesini istiyorum.Mezar taşı isim falan istemiyorum.
Ne cenazemde ne de sonrasında 3’üydü 7’siydi 40’ıydı gibi bahanelerle yemek falan vermeyin yok şunu çok severdi yok canı için yiyelim gibi saçmalıklarla karnınızı şişirmeye bahane aramayın. Siz etli pide yiyin diye ölmedim ben. Benim canım için yediğiniz her lokma boğazınızda kalır. Bilesiniz.
Öyle mevlit falan bahanesiyle hatim indirmeye arkamdan iyiliğim için dua falan etmeye kalkmayın, yaşarken yapmadığınız iyiliği ölünce yapmaya kalkmayın. Yemem.
İlla birilerine yemek vermek isterseniz sokak hayvanlarına verin. (Bu en net isteğimdir.)
Benim malım kıymetlidir hiçbir eşyamı bir tanıdığa vermeyin. Giysilerimi aşevine yada sosyal hizmetlere verin. Diğer eşyalarımı atın ya da yakın. Benden geriye hiç bir şey kalmasın.
Beni tanıyanlar iyi bilir ki biraz fazlaca açık sözlüyümdür.
O yüzden gönlüm ister ki hepinizden önce öleyim. Sonraya kalıp da kimsenin ölüsüyle falan uğraşamam.
Arkamdan istediğiniz kadar atıp tutabilirsiniz artık. Rahat olun. Sizinle mi uğraşacam. Ne güzel ölmüşüm.
Ve… Evet. Hayvanları insanlardan daha çok seviyorum
Aha buda kapak olsun…