"hayatta her insanın kendini gregor samsa gibi hissettiği zamanları olmuştur"
kafka'nın sembolizmin ve soyut düşüncenin dibine vurduğu hikaye. fiziki bir değişiklikten yola çıkarak, belki de duygu dünyamızda bunun binlerce katı ters değişiklikleri ne kadarda doğal karşıladığımızı yüzümüze vurur. düşünülenin aksine değişen gregor samsa
"Eğer tıp okursan, insan DNA'sının şempanze ile %98 aynı olduğunu anlarsın.
Biyoloji okursan, evrim ne demek bilirsin.
Fizik okursan, Big Bang ve kuantumu öğrenir, evrenin sırlarını keşfedersin.
Kimya okursan, elementlerin nasıl kaynaştığını ve nasıl ayrıştırılarak kullanılacağını öğrenirsin.
Tarih sana, insanlığın geçirdiği evreleri ve gelişmeyi anlatır.
Jeoloji sana, dünyanın kaç yaşında olduğundan, fay hatlarına kadar bilgi verir.
Arkeoloji bilirsen, tüm dinlerin Sümerlerden nasıl evrildiğini, aslında hepsinin birbirinin benzeri olduğunu kavrarsın.
Fakat okumazsan sana ne söylenirse ona inanırsın. Sorduğun kişinin bildiği yanlışları farketmeden doğru kabul edersin. Başkalarının etkisinde onun izin verdiği kadar bir hayat yaşarsın. Ve bu durum seni herkesin kandırmasına ve bunu fark bile edememene sebep olur.
Oku, öğren hayatın değişsin. Kendi kararlarını ver.
ÖZGÜRLÜK bilmekten geçer."
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan