" Seninle değil birkaç saat, birkaç dakika bile görüşmek ne mümkün! Demek ki zarflarda buluşacağız. Yaşasın mürekkep! "
Sayfa 190Kitabı okudu
Kadınlar kadar kafanıza taş düşsün emi!
Kadınları saçma sapan kalıplara sokmaktan, sizin istediğiniz gibi yaşamaya, davranmaya zorlamaktan vazgeçin. Siz İslamiyet'e göre yaşayın ama bırakın kim nasıl yaşıyorsa yaşasın. Bu bir takım oyunu değil neticede değil mi? Bıktırdınız vallahi ya. Azıcık mürekkep yalayan kendini din alimi sanıp, akıl vermeye kalkıyor. Ya sabır ya selamet. 🤦♀️
3k kar kitap kahve.
Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar..
asfaltlar ışıldar, buz tutardı resmi yalanlar...
kimse keman çalmaz belki ama
çok keman çalınsın balolarında
diye yapılmış
gri sisli binalar...
alnının ortasında
ciddi bir devlet asabiyeti.
çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar,
bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmek
bir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş!
(biz
Demek ki zarflar da buluşacağız. Yaşasın mürekkep!
Seninle değil birkaç saat, birkaç dakika bile görüşmek ne mümkün! Demek ki zarflarda buluşacağız. Yaşasın mürekkep.
Sayfa 190Kitabı okudu
biz hala köprü parası ödüyoruz :)
Boşuna kendini yorma , köprüyü geçerken artık para ödemeyeceğiz dedi.
Doğru ya. Yetmiş yıl süreyle, dünya kadar verginin yanı sıra, bir de her geçişte köprüye para ödemiş olan İstanbullular, bundan böyle Galata Köprüsü'nü babalarının malı gibi kullanabilecekler. Yaşasın.
Sayfa 66Kitabı okudu
"Yetmiş yıl süreyle, dünya kadar verginin yanı sıra, bir de her geçişte köprüye para ödemiş olan İstanbullular, bundan böyle Galata Köprüsü'nü babalarının malı gibi kullanabilecekler. Yaşasın."
Sayfa 66Kitabı okudu
Seninle değil birkaç saat, birkaç dakika bile görüşmek ne mümkün! Demek ki zarflarda buluşacağız. Yaşasın mürekkep!
Sayfa 190 - Şule YayınlarıKitabı okudu
... seninle değil birkaç saat, birkaç dakika bile görüşmek ne mümkün! Demek ki zarflarda buluşacağız. Yaşasın mürekkep!
Türkiye’nin trajedisinin iki yönlü olduğunu söyledi. Birincisi, medeniyetimiz olarak Batı karşısındaki iktidarsızlığımız; İkincisi, kitlelerin kendi ülkemiz içindeki iktidarsızlığıydı.
"Bürokratik despotizm! Aydınlar devleti! Oligarşi! Silahlı ve silahsız bürokrasinin mürekkep yalamışların, ‘dışardakiler’ üzerindeki Tanrısal denetim tutkusu. Geliştirdikleri grup narsizmi: Kendi düşünceleri, kendi duyguları, kendi gereksinimleri dışındaki dünyaları gönülden algılayamamaları. Giyimden damak zevkine kadar kendilerinden olmayanı, onaylamadıklarını algılayamama, aşağılama, eşyalaştırma, yok sayma tutkusu. Sosyal sadizm.”
"... Seninle değil birkaç saat, birkaç dakika bile görüşmek ne mümkün! Demek ki zarflarda buluşacağız. Yaşasın mürekkep!..."
Sayfa 190Kitabı okudu
Türk ,mürekkep yalamaya görsün hemen sadistleşir...
