Sonuçta da, Kur'ân okuyan kimse, içinde bulunduğu ruh haline veya o ruh haline yakın bir duruma göre, kalp gözünün farklı farklı açılımlarıa hazırlanır. Çünkü dinlenen şey (Kur'ân âyetleri) farktan farka bürünürken dinleyen kimsenin aynı halde kalması düşünülemez. Zira orada kulundan Hoşnut Olanın (Râzın) seslenişi, kulunun yaptıklarından Hoşnut Olmayanın (Ğadbân) seslenişi, Nimet Verenin (Mün'ım) seslenişi, İntikam Alan (Müntekım) seslenişi, hiç kimseye aldırmadan Dilediğini Yapan (Cebbâr), Büyüklüğü Sonsuz Olanm (Mütekebbir) seslenişi ve de hiç kimseyi ihmal etmeyen Şefkat (Hanân)
ve Merhamet Sahibinin (Müteattıf) seslenişi vardır!
doktorum
gayya kuyusuna inmek istemem
bana bir ip uzat, yağmurlar istemem
aynaları kırarım, suretimi istemem
mevsimler dönedursun, bu dünyayı istemem
yalnız ALLAH'ı anmak isterim
ben Allah'ı isterim
'Biraz yağmur kimseyi incitmez' Her insan kendi masalının peşinde koşuyor. Koca bir ömrü bir hikâye kurmak için yaşıyoruz. Anlatacak bir
şeylerimiz olsun, bizden geriye bir hoş seda kalsın istiyoruz. Sevenlerin kalbine çarparak çoğalacak bir büyük hece, sadece sevginin telleriyle titreşecek bir cümle.