Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Hayır, ama dinlemek için ölüyorum. Sanırım artık Memphis'te yaşıyor. Arizona'dan New York'a onun için geldim ve üç ay boyunca East Village'da onu aradım. Gerçek bir hayranı olduğumu söyleyebilirim. Ama birileri bana uzun zaman önce New York'tan gittiğini söyledi. Hala her gün Grace'i dinlerim. Müziğin kutsal kitabından farksız benim için. Hatta albümüne benim yüzümden bu ismi verdiğini bile hayal ederdim," diye kıkırdadı. "Biliyor musun, sen aslında ona benziyorsun."
Julius Fucik (Fuçik okunuyor), 1942 yılının ılık bir bahar akşamı Nazilerce tutuklandı. Çek Komünist Partisi’nin çıkardığı gazetenin yayın yönetmeniydi. Direnişin önderlerindendi. Cezaevinde ağır işkencelerden geçirildi. Konuşmadı. 6 hafta sonra Naziler, onun direncini kırabileceğini düşündükleri bir yöntemi denediler. Sabaha karşı 3’te
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/480795/Ask_direnmektir.html
Reklam
Haydut Karokep Jarvinen konuşmasında Haydut Karokep’in hayatını hatırlattı: -Efendiler! Bundan yirmi beş yıl önce bütün Finlandiya’yı heyecan ve dehşet içinde bırakan Johan Karokep ismini hatırlıyor musunuz? Karokep, bir hırsız ve hayduttu. Büyük şehirlerdeki bankaları, işyerlerini ve kiliseleri soyardı. Hırsızlık yaparken âdeta polise
'' - .... Allah aşkına kızımı iyi et... Biçare kadıncağız hüngür hüngür ağlıyordu. Raci'nin yüzünde hiçbir teessür alameti görülmüyordu. Sami pek şaşkındı. Saf annenin acıklı halini arz edişi onun yüreğini delmişti. Halbuki Raci'de bu inleyişler, bir kaval sesi kadar bile tesir göstermemişti. Sami, hissizliğin bu derecesine karşı, nefretle
169 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Parçalanmış aile yapısına güzel bir örnek. Yazarın gerçek yaşamından da kesitler taşıdığı bir eser Rosshald. Çok ünlü bir ressam, bir çok örnekte olduğu gibi anlaşılabilirlikleri zor insanlar sanatçılar. Dört kişiden oluşan ailede her birey yalnızlık çekiyor ve bunun acılarını yazar biz okurlara güzelce aktarıyor. Ailedeki küçük bireyin hastalığı
Rosshalde
RosshaldeHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 2019670 okunma
Hayır Diyebilmek...
"O iğrenç şeyi yemeyeceksin herhalde Özge!" Özge elindeki kahverengileşmiş patateslere baktı. Gerçekten de yenecek gibi değildi ama daha önceki günlerde aldıkları da bunlardan farklı değildi ki. Kantinci her zaman ona kenarda beklettiği sandviçlerden verirdi zaten. Özge de hiç ses çıkarmadan alır, yemeye çalışırdı. Yine de arkadaşına
Reklam
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
Talihimizin en hazin tarafı neresidir, biliyor musun Mümtaz? İnsanın yalnız insanlarla meşgul olması. Bütün bina onun üzerine kuruluyor ; dışarıda ve içerde. Farkında olsun olmasın, insan insanı malzeme gibi kullanıyor. Kinimiz, garazımız, büyüklük arzumuz, aşkımız , yeisimiz, ümidimiz hep onunla. Dilenciyi ve fakiri çıkar, merhamet ve gufran kalmaz, birdenbire fakirleşiriz. Hayır,insan insanla meşgul. Insanoğlu insana yüklenerek yaşıyor.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Talihimizin en hazin tarafı neresidir biliyor musun Mümtaz? İnsanın yalnız insanla meşgul olması. Bütün bina onun üzerinde kuruluyor; dışarıda ve içeride farkında olsun olmasın, insan insanı malzeme gibi kullanıyor. kinimiz garazımız, büyüklük arzumuz, aşkımız yeisimiz, ümidimiz hep onunla. Dilenciyi ve fakiri çıkar, merhamet ve gufran kalmaz, birdenbire fakirleşiriz. Hayır, insan insanla meşgul. İnsanoğlu insana yüklenerek yaşıyor.
Sayfa 3
Reklam
Nurhan Işkın Katilin Özrü
Ah Ceyda,sana anne anne olmak istiyor musun diye sorduğumda keşke hayır deseydin,şimdi yaşıyor olurdun.Sen zayıf bir kadınsın,anne olacak kişi çok güçlü olmalı,aslan gibi kükremeli,yavrusunu sahiplenmeli,çocuğuna zarar verecek kişinin karşısında güçlü durmalı.Ama sen de bir köşeye çekilip izleyecek kadınlardansın.Zayıf .ağlamaklı…Sizler çocuk sahibi olmamalısınız.Babam babasında gördüğü sözde terbiye ve saygıyı bana bu şekilde öğretiyordu.Annem de zayıftı.Babamın karşısında duramazdı.Sadece ağlardı,sanki sigaralar onun bedeninde sönüyor,ustura onun göğsüne çentik atıyormuş gibi…Ama o benim gibi bağırmazdı,sessizce izlerdi.İşkencem bitince babam ,annemin beni sevmesine izin vermezdi.Annem bana acıyarak bakar,babamın peşinden bodrumdan yukarı çıkardı.Babam toplum içinde çok sayılan bir adamdı,annem de ona uyum gösteren bir kukla.
"Duyuyor musun? dedi. Neyi? Gül kokusu. Etrafı kokladı. Kokla, bak. Ne var bunda? O adamın gülleri bunlar. Hangi adamın? Hiç işitmedin mi? Hayır. Ulan ölü müsün, nesin? Bütün şehirde duymayan mi kaldı bu adamın güllerini? Ben duymadım, dedi öteki. Sen.. neyse söyletme beni. Kokuyu alıyor musun? Evet, güzel. Güzelde lâf mi? Dünyanın medar-ı iftiharı, dünyanın tek gül yetiştiricisi adam bizim şehrimizde yaşıyor haberin yok, be.."
Sayfa 108 - İz yayıncılık RomanKitabı okudu
792 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.