"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Baştan sona, her bir kelimesinde, kitaba dair her bilginin, her sonucun, her nedenin olduğu bir inceleme yazısıdır. Kitabı okumayanlar, eğer olayların sonucu ne merakıyla okuyacaklarsa, bu incelemeyi okumamaları daha iyi olur. Benim gibi her şeyi bilmesine rağmen, nedenlerini ve işlenişini merak ederek okuyacaklarsa buyursunlar.
BÖLÜM 1
1900'lü
Tanrı'nın varlığını bile büyük bir cesaretle sorgulayın; çünkü, eğer varsa, gözleri kör eden korkuya bağlılıktan ziyade akla bağlılığı daha çok onaylamak zorundadır.
THOMAS JEFFERSON
______
Jose Saramago, Portekizli 1998 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi dünyaca ünlü bir yazardır. Körlük romanıyla tanıdığımız Saramago’nun farklı yazım stili,
Harika bir kitabın incelemesi ile karşınızdayım. Kitap, benim için belki de bu senenin en iyi kitabı olacak, çünkü okumadıklarımın önüne geçecek kadar iyi bir kitap okuduğumu düşünüyorum (üşenmemişim 172 alıntı paylaşmışım :D). Öncelikle biraz yazardan bahsedeyim. Yazarımız bir hukukçu ve araştırmacı-gazeteci. Bu kitabında Antik Uygarlıklardan
Küçücük spoiler olabilir.
1910’lu yıllar… Don Nehri kenarında Kazak bir aile olan Melehovlar sıradan bir hayat sürer. Ta ki; oğulları Gregor, komşuları Stepan’ın karısı Aksinya’ya gözünü dikene dek. Buradan sonra iş bambaşka hal alır. Gregor’un yaptıklarını doğru bulmayız ama hissederiz onu. Onun insan olduğunu anlarız, hata yapabilen bir insan.
Zengin fakir, genç yaşlı demeden,
Dil, din, ırk ayrımı farkı gözetmeden,
Tüm insanları ve diğer canlıları
Yormadan, kırmadan dökmeden,
Şart şurtsuz, yalansız dolansız,
Nedensiz nasılsız bir sevgiyle sevin..
Poirot hikayelerinin, onları bu kadar popüler yapan TV dizilerinden çok daha sonra var olmaya devam etmesini ilginç buluyorum. Ama iyi ki varlar, çünkü onları okumayı seviyorum! En sevdiklerimden biri Agatha Christie'nin Üçüncü Kız'ı. Sonuna kadar tahmin yürütmenizi sağlayan heyecan verici bir gizem.
Üçüncü Kız, Norma Restarick adında
"Le premier homme" (İlk Adam)
Albert Camus'ye birçoğumuz kitapçılarda, sahaflarda, internette kitap bakarken denk gelmişizdir. L'Étranger (Yabancı) kitabını da birçoğumuz görmüş, merak etmiş ve okumuşuzdur. "Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum." cümlesi ile başlayan "Yabancı" kitabında belki de kimsenin
“Karamazov Kardeşler”le olan maceramı, yaklaşık 3 ayda bitirdim. Defalarca geri dönüşler yaparak okuduğum, sayfalarca not alarak ayrıntıları kaçırmamaya çalıştığım bu kitabı hakkını vererek inceleyebileceğime dair inancım zayıf; mutlaka söylemek istediklerimin bir kısmını unutacağım hissi var içimde. Ama “başlamak bitirmenin yarısı” imiş,
Euripides
1. Giriş:
Bu yazı yalnızca esere dair değildir. Yazarın hayatı, eserleri, yaşadığı çağ, tiyatro anlayışı, mitoloji ile olan bağları ve eleştirel yönünü ayrı ayrı başlıklarda ele almaya çalıştım. Ayrıca modern yazarların Andromakhe mitine getirdikleri yenilikler ve oyunun karakterleri