_İnsanın varlığı sırlarla kuşatılmıştır. Bizim dar bilgimiz ve tecrübemiz sınırsız denizlerde bir küçük adadır sadece.
_Birçok gerçek vardır ki insanın, kendi başından geçip de kafasına dank etmedikçe, bunların tam manalarını anlaması olanaksızdır.
_Bilgelik, aklın yolundan ayrılmayan, yeniliğe açık ve her türlü farklı bakış açılarına karşı
_Medeni dünyamız, şövalyelerle, askerlerle, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve daha bilmediğim başkalarıyla karşılaştığınız büyük bir maskeli balodan başka nedir ki? Fakat göründükleri kişiler değillerdir bunlar; sadece birer maske ve kural olarak da onun arkasında daima servet avcılarıyla karşılaşırsınız. Örneğin birisi hukuk maskesini
_Sıradan sözcüğü neden bir küçümseme ya da bir hakaret ifadesidir? Neden sıradan olmayan sözcüğü, olağanüstü seçkin gibi takdir ifadelerini içinde barındırır? Neden sıradan olan her şey alçak ve bayağıdır? Sıradanlık, türün doğuştan sahip olduğu şey demektir. Onların kendilerine özgü alametifarikaları yoktur: Onlar tıpkı seri imalat mamulleri
Cümleleri anaokulu çağında öğretmeninin Memo'yu bir danışmana gönderme fikrine gösterdiği tepkinin ses tonuyla aynıydı. Çocuk bütün gayretlerine rağmen grup oyunlarına katılmıyor, ısrarla annesininkilere benzer sert tepkiler gösteriyor, resimlere döktüğü dünyasından dışarıya çıktığı zamanlarda yaşıtlarıyla iletişim kurmakta güçlük çekiyordu. Kafasında kurduğu, geliştirdiği oyunları annesinden başka anlayabilen zor bulunuyordu. Bazen yemek masasının altına giriyorlar, birlikte hiç konuşmadan orada saatler geçirebiliyorlardı. Nazlı çocuğun okulunu derhal değiştirmiş, onları yetersizlikle suçlamıştı "Sesini duyamıyorlar çocuğumun," demişti. "Her insan farklı frekansta konuşur. Sıradanlaştırıyorlar insanları daha bebek yaştan " Ömer'in karısını ikna çabaları da sonuç vermemişti. "O özel bir çocuk anlasana! Onu farklı yapan etrafında olan bitenleri, hayatı yaşıtları gibi algılayamamak. Hayatını algıladığı gibi yaşayacak. Madem onun sesi resimleri, ressam olur o zaman," demişti. Demişti ama Memo büyüyüp ergenliği atlatana kadar da her dönemi sorunlarla yaşamışlardı. Hepsiyle dik başlılıkla mücadele etmişti. Her ne kadar içi hâlâ geleceğe dair endişe taşısa da sevdiği yolda yürüyen oğlunun mutlu olmasına seviniyordu. Kaldığı yerden devam etti.
Sayfa 235Kitabı okudu
Hükümetin bu sabah yayınlanan resmi bülteni şöyle diyor:
Bu acı hadiseyle Türk vatanı büyük kurucusunu,Türk Milleti Ulu Şefini, insanlık büyük evladını kaybetti. Milletimize, içimiz yanarak bu tarife sığmayan kayıptan dolayı en derin taziyelerimizi sunarız. Kederlerimizin tesellisini ancak ve ancak onun büyük eserine bağlılıkta ve aziz vatanımızın hizmetinde ararız. Şurasını da her şeyden evvel beyan etmeliyiz ki, ölmez olan onun büyük eseri, Cumhuriyet Türkiyesidir. Hükümetiniz, içinde bulunduğumuz bu önemli anda bugüne kadar olduğu gibi dikkatle görevi başındadır. Müesses olan nizam ve vaziyeti idame hususunu da, büyük Türk Milletinin hükümetiyle tek vücut olarak teyit ve temin edeceğine hiç şüphe yoktur. Anayasanın otuz üçüncü maddesi gereğince Büyük Millet Meclisi Başkanı Abdülhalik Renda, Reisicumhur vekaleti görevini üstlenmişlerdir. Yine Anayasanın otuz dördüncü maddesi gereğince Büyük Millet Meclisi derhal yeni cumhurbaşkanını seçecektir. Türkiye'nin en büyük makamına, Anayasaya göre geçecek olan zatın etrafında hükümetiyle, şanlı ordusuyla ve bütün kudret ve kuvvetiyle Türk Milleti sarsılmaz bir varlık olarak toplanacak ve yükselmesine devam edecektir. Bugün ayrılığına ağladığımız Büyük Şefimiz Atatürk, daima Türk Milletine güvendi, eserlerini bu güvenle yaptı, eserlerinin devamının getirilmesini güvenle büyük milletimize vasiyet etti. Ebedi Türk Milleti, onun eserlerini ebediyete kadar yaşatacaktır. Türk gençliği onun kıymetli emaneti olan Türkiye Cumhuriyetini daima koruyacak ve onun izinde yürüyecektir. Kemal Atatürk, Türk'ün tarihinde ve gönlünde daima yaşayacaktır.
Sayfa 40 - Hürriyet - Doğan Kitap, 2014 / The Times gazetesi, 11 Kasım 1938Kitabı okudu
