Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dün bir dosttan uzun bir mektup aldım. Beni anlatmış sana ve sen de ona, "Unuttum artık onu." demişsin. Hem bu sözü gülerek, medar-ı iftiharla söylemişsin. Unutamazsın Nokta Noktam, unutamazsın. Çünkü, unutmak için önce unutulmak gerek. Oysaki sen, hâlâ bende esen eski kavak yelisin. Kan değil, tüküremezsin. Ruj değil, silemezsin. Dişi dudaklarına dişlerimle yazdığım dört heceli erkek adımı Unutamazsın Nokta Noktam, unutamazsın. Seninle biz, hâlâ bir kabukta iki badem içi gibiyiz. Baharsın, kokacaksın. Güneşsin, yakacaksın. Sabah yatağım kadar rüya dolu, Sabah yatağım kadar sıcaksın. Unutamam, unutamazsın...
Bir misafirliğe gitsem Bana temiz bir yatak yapsalar. Her şeyi, adımı bile unutup uyusam.. Kalktığımda yatağım hala lavanta koksa, Kekikli, zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar. Nerde olduğumu hatırlamasam Hatta adımı bile unutsam...
Reklam
kırdım mı incittim mi birilerin kimleri kazandım,yitirdiklerim kimler? kendimi yineledim mi yazdıklarımda? yeniden düşünmeliyim dostluklarımı,ilişkilerimi dağınık yatağım,mutsuz yatağım çoğalttın mı eksiklerimi gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı yitirdim mi yoksa masumiyetimi? borçlarımı ödedim mi? doğru seçtim mi
“Bir misafirliğe gitsem Bana temiz bir yatak yapsalar Her şeyi, adımı bile unutup Uyusam… Kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa Kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar Nerde olduğumu hatırlamasam Hatta adımı bile unutsam…” Melih Cevdet Anda
Benim odam da bir tabut değil miydi, yatağım mezardan daha soğuk, daha karanlık değil miydi? O yatak ki hep hazırdı ve beni uykuya çağırıyordu! Bir tabutta olduğum duygusunu sık sık yaşamışımdır. Geceleri odam küçülüyor, bunaltıyordu beni. Mezarda hissedilen de bu değil miydi? Kim bilir ölümden sonra ne hissedileceğini?
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.