Yav he hee asdf
Seni benim kadar seven birini asla bulamayacaksın.
Sayfa 108 - Doğan Kitap
Reklam
Hamo, Abuzer’in donup kalmış bir vaziyette aval aval kendine baktığını fark etti. Telefonu alıp masanın üzerine koydu. Abuzer’in gözü hâlâ bu aletteydi. Hamo durumu anladı. — Bunu merak ediyon de mi? — He valla, fotoğraf makinesi değil miydi o? — Bunun adı cep telefonu, Abuzer. — Cep telefonu mu? Demek caddede insanların elinde oynayıp durduğu, kulaklarına götürdüğü bu acayip aletin adı cep telefonu ha? — Hee ya. Bununla telefon ediyon, fotoğraf çekiyon, internete falan girebiliyon, öyle bi’ şey işte. — Nereye giriyon nereye? — İnternete yav. — O ne? — Sana nasıl anlatayım bilmem ki, şey işte internete giriyon, sörf yapıyor, haber okuyon, şarkı türkü dinliyon, film seyrediyon falan filan. Abuzer hiçbir şey anlamamıştı. İnternete girmeyi suya girmek gibi bir şey zannediyordu.
Sayfa 174Kitabı okudu
Yav he hee!
Maşallah çok zekidir. Hiç ders çalışmaz efendim, ama imtihan günü şöyle bir bakar kitaba, şıp diye öğrenir.
Sayfa 89 - Nesin Yayınevi
"He lan hee! Genç bir Türk delikanlısısın, daha Türkçe'yi bile doğru düzgün konuşamayan Türk delikanlısı..." "Yav Allah aşkına agam.. Adama soruyorsun gardaş nerelisin?' diye 'Ankaralyım ama Selanikten geldik diyor, Trabzonluyum ama Yugoslav göçmeniyiz' diyor, Eskişehirliyim amma Çerkeziz diyor. E Istanbul ne? Alayı göçmenim de göçmenim' diyor. Şimdi siz Türkçe'yi pek güzel konuşanlar bile bir türlü Türk olduğunuzu kabul edemiyorsunuz da ben konuşamadım diye mi Türk olamadım? Sen nesin agam?"