"Bir bakışta sevmek, bir görüşte alaka kurmak, kişinin dayanıklılığının eksikliğine ve o şeyden çabuk soğumasına işarettir.
Aslında her şey böyledir. Bir şey ne kadar çabuk büyüyorsa o hızda yok oluyor. Yavaş yavaş büyüyorsa ayakta kalması da uzun sürüyor."
[İbn Hazm]
"Aniden olmadı, birikti. Yavaş yavaş doldu sonunda taştı. Bugün attığım üç beş adım yormadı beni, dün yürüdüğüm kilometrelerce yol nefesimi kesti. Doldum taşıyorum artık. Ve siz sadece bugün taştığımı görebiliyorsunuz..."
Bazen denk geliyorum bazı sözlere:"Kürtler sanat alanında baya ilerledi. Kürtler artık çağı yakaladı."gibi konuşmalar duyuyorum. Evet haklısınız Kürtler sanatın da müziğinde içinde doğup içinde büyüdüğü için sanatın her dalını inanılmaz derecede bir nakış ustası gibi örüyor. Ve gelecek yıllarda emin olun ki Kürt sanatı ve müziği yavaş yavaş dünyada tanınır hale gelecektir. Onun için tavsiyem şudur ki Kürt müziğini ve sanatını bence tanımaya başlayın 😊
"İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi, kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde, artık ne yazık ki çok geçtir. Insanların tecrübe dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana tecrübeli denir."
İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların tecrübe dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana tecrübeli denir.
Yine bir Ramazan-ı Şerif ve ben kendimi yine Zarifoğlu’nun satırlarında buluyorum. Zarifoğlu ne kadar ketum kabul edilse de öyle müşfik bir sesi var ki satırlarından işitilen. Belki de sadrından işitilen bir ses bu. İnsana acziyetini iliklerine kadar hissettiren mahcup dupduru bir su Zarifoğlu. Hem kuvvetle hürmet edilen hem de sanki yıllardır bir
Ben yine özledim seni mavilerde
Seni bekledim papatyaların yapraklarında
Yeşili bekler gibi renklerde
Ve bahar olmuşsun gönlümde ..
Bir kuşun kanat çırpışısın gökyüzünde
Bahar çiçeklerinin rüzgarda yana yatması gibi
Sözlerin var tesirli Renk renk
Gözlerin kalbinmidir hep bir ahenk..
Kaç şiir yol gidildi birlikte sen bilmeden
Gecenin siyahı şafağa ermeden
Kaç sigara yaktım iki duman çekmeden
Ne kadar çok seninleymişim seni görmeden..
Gün aydınlanır aynı telaş aynı hengame
Kalabalıklar doluşur sokak ve caddelere
Kimse kimseyi farketmeksizin aceleci
Senin için yavaş yürümelerim bu şehirde
Orhan ONGULU
Cem gözlerini zorla aralamaya çalıştı. Bulanıklık yavaş
yavaş yerini netliğe bıraktığında, bakışlarının karşısında duran;
ölümün kendisini gösterdiği ... -beChaos-
Aşk yan yana dizilmiş üç harfin ne kadar güçlü olabileceğini gösteriyor. Mutluluğu da yıkımı da içinde barındıran bir güç.. Önce alıp seni göklere çıkartıyor. Şanslıysan yere inişin yavaş ve acısız oluyor ama değilsen.. Aniden çakılıyorsun yere. Tüm kemiklerini kırıyor, mahvediyor seni. Görünüşte hiçbir şeyin yokken batıyor o kemikler yüreğine birer birer. Ayağa kalkmak istiyorsun adım dahi atamıyorsun. Sürünüyorsun yerlerde ama sesini bile çıkartamıyorsun.