Öldüğümüzde ne olacağız abla?
Bakışlarımı dalgınlığımdan kurtarıp sordum,
Anlamadım ayşe?
Öldüğümüzde diyorum.. Ne olacağız?
Hüzün dolu bir merakla başını hafifçe kırıp sorduğu bu soru, ben de aynı yanıtsızlığı barındırsada onun zihnindeki soruları dik tutabilmek amacıyla, derin bir nefesle cevapladım..
Meslek gibi oldu sorun.. Terfiside
Sonya ona hızlı bir göz attı.
Mutsuz bir insana karşı duyduğu o heyecanlı ilk acıma duygusundan sonra, yeniden korkunç cinayet düşüncesiyle sarsıldı. Raskolnikov’un konuşma tonundaki değişme, ona bir anda cinayeti ve katili hatırlatmıştı. Şaşkınlıkla bakıyordu ona. Bu iş niçin olmuştu, nasıl olmuştu, daha hiçbir şey bilmiyordu. Bu sorular şu anda
Susuz bir aklık başlayınca aramızdan,
yavaşça oluyor ellerime bulaşması,
bir eksiyle yüklü minüskül H harfinden
bir meydan çarpmasından,
beni hatırlamakların