"Sevmek için zaman ayırmak gerekir.Bilmek için zamana ihtiyaç duyarız. Güzelliği ancak zaman ayırarak fark ederiz. Zamanla olgunlaşırız. LÜTFEN YAVAŞ GİDİNİZ ."
Eğer öykü sevmiyorsanız bazı öykülerde sıkılabilirsiniz. Ben bir öyküsever olarak farklılıkları görmekten keyif alıyorum. Sık sık kesik cümleler kurulmuş olması, boşlukları doldurabilme özgürlüğü sunuyor gibi geliyor bana. Bu duyguyu seviyorum.
Diyaloglar arasındaki iç ses kurgusuna hayran kaldım. Kendi iç sesim en iyi arkadaşım olduğundandır belki de.
Derdiniz kelimelerle ise okuyun. Hatta “kelimelerle şiddetli geçimsizlik” yaşayan biriyle tanışmaya hazır olun. Tam yeri gelmişken bir alıntı bırakalım o halde: “Vücudumun üçte ikisi sözcüklerdir benim. Geri kalanı da kalp.”
Düşündüren anlatımları seviyorum. Hızla okuyup kaçmak gibi bir derdim yok. Yavaşlığın huzuru bambaşka. Ve bu kitap yavaşlığa övgü niteliğinde.
Hız uyuşturuyor artık her yerde ve hiçbir yerdeyiz. Orada ama buradayız. Dostumuzla sohbetteyiz ama telefonun ve sohbet ağının ucundayız. Aslında bütün varlığımızla bir yerde değiliz, parça parça orada ve buradayız. Anlaşmak için zaman gerekir, zaman ve mekan. Konuşmanın yanında susmak da gerekir, birbirinin söylediğine dikkat kesilebilmek, kalbini dostunun kalbine yaklaştırmak gerekir, insana ve gerçek hayata ayrılan zaman azaldıkça yabancılaşma çoğalıyor. Gerçek hayattan ayrışan bilinç, sanal ses ve sanal sohbetle uyuşuyor.
Anlaşmak için zaman gerekir, zaman ve mekan. Konuşmanın yanında susmak da gerekir, birbirinin söylediğine dikkat kesilebilmek, kalbini dostunun kalbine yaklaştırmak gerekir, insana ve gerçek hayata ayrılan zaman azaldıkça yabancılaşma çoğalıyor.
"Sevmek için zaman ayırmak gerekir. Bilmek için zamana ihtiyaç duyarız. Güzelliği ancak zaman ayırarak fark ederiz. Zamanla olgunlaşırız. Lütfen yavaş gidiniz."
Sevmek için zaman ayırmak gerekir. Bilmek için zamana ihtiyaç duyarız. Güzelliği ancak zaman ayırarak fark ederiz. Zamanla olgunlaşırız. Lütfen yavaş gidiniz.
Hız uyuşturuyor. artık her yerde ve hiçbir yerdeyiz. orada ama buradayız. dostumuzla sohbetteyiz ama telefonun veya sosyal ağın ucundayız. Aslında bütün varlığımızla bir yerde değiliz, parça parça orada e buradayız. anlasmak için zaman gerekir, zaman ve mekan. konuşmanın yanında susmak da gerekir, birinin söylediğini dikkat kesilebilmek, kalbini dostunun kalbini yakınlaştırmak gerekir. İnsana ve gerçek hayata ayrılan zaman azaldıkça yabancılaşma çoğalıyor. Gerçek hayattan ayrışan bilinç sanal ses ve sanal sohbetle uyuşuyor.
Kemal Sayar'ı "sessiz" şiiri ile tanımıştım o an tam ruhuma hitap eden şiir olmuştu. Yıllar sonra takip ettiğim Psikolog Beyhan Budak ın da önerisi ile "yavaşla" kitabını aldım ve tekrar okumak isteyeceğim kitaplardan olduğunu gördüm. Bazı kitapları okumak ve sindirip yaşamına katmak, ara ara hatırlamak istersin. Bu kitapta bir çok bölüm mevcut ve her bölümde çağımızın farklı krizleri ve yanlış algıları üzerine uyandırıcı etki yapacak yazılar yer alıyor. Özellikle de çağımızın "hızlı yaşa" sloganının ruhumuzu benliğimizi nasıl stres ve kaygıya soktuğunu fark edip anı yaşamanın güzelliğini kaçırdığımız bu çağda "yavaşlığa övgü" ile yavaşlamayı öğrenmemiz gerekiyor.