288 syf.
5/10 puan verdi
Eh işte...
Vaziyet şu ki; kitap akmıyor. Ya aslında bilmeniz gereken en önemli mevzu bu. Yazarımız en başında durumu tarif ediyor, kahramanımızın şablonunu çiziyor, hikaye gelişim aşamasına geliyor ve orada asılı kalıyor. Tabi bir Alman, bir de Hollandalı, düşünün ki dertleri ne olsun. Hegel onu dedi böyle düşündü şöyle yaptı. Acaba biz de öyle düşünüp şöyle yapıp bunu da şöyle mi söylesek. Vagner ne eserler üretmiş öyle. Kelimeler taşıdıkları anlamlari neden tam olarak yüklenemiyor. Gibi ve gibi ve gibi… Enflasyonun %1 puan artmasının kriz yarattığı bir ortamda, dertler de buna benziyor. Bunu da görmüş olduk. Tabi bu yavaşlık bir noktadan sonra beklentisizliğe neden oluyor. Sıfır katman, akmakta zorlanan bir hikaye, derin mi derin felsefe ile birleşince, üzerine ağır depresyonu da ekle; oldu mu sana kusursuz fırtına. Bir yandan da eğer
Sofi'nin Dünyası
Sofi'nin Dünyası
sevmişseniz sizi kendine çekecek bir hikaye. Fakat uyarıyorum öyle bir akış beklemeyin, hikaye bu tarza yakın ve onu çağrıştırıyor. Hani hepsi sonunda, tavsiye edeni de mahcup bırakmayacak bir görüş olarak; “eğer şu sıralar değişik bir şey okumak istiyorsanız…” diye devam eden son derece yuvarlak tavsiyeler var ya, onlardan da veremeyeceğim. Fakat ben okuyacağım diyorsanız; Ne haliniz varsa görün zaten aksi olmayacak. Bana müsaade.
Bütün Ruhlar Günü
Bütün Ruhlar GünüCees Nooteboom · Yapı Kredi Yayınları · 201211 okunma
191 syf.
7/10 puan verdi
Her gün bir şeyler için koştururken, yürümenin erdemlerini anlamaya çalıştığım anlarla doldum. Evet, yürümek eşittir yavaşlık. Evet, yürümek eşittir derinleşmek. Evet, yürümek eşittir azalmak. Sevdiğim yazarların eserlerinin, yürümek eylemi ile doğduğunu öğrendim. Elbette bilim insanları bunun açıklamasını yapacaktır ancak üretmek durmamak değil midir ? Masa başında insan ne kadar hareket edebilir? Yürürken bilinçli ya da bilinçsiz bir çiçeği bir çocuğu gören göz, zihni de canlı tutar. Ve yürümek aynı zamanda şiddetsiz eylemdir.
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin FelsefesiFrédéric Gros · Kolektif Kitap · 20206,8bin okunma
Reklam
246 syf.
·
Puan vermedi
Yavaşla, çünkü bu dünyadan bir defa geçeceksin
Yavaşla, çünkü bu dünyadan bir defa geçeceksin. Bir Kızılderili ordusu atlarıyla süratli bir şekilde ilerlerken öndeki liderleri bir anda duruyor, yanındaki askerler neden durduk deyince liderleri:" O kadar hızlı gittik ki ruhumuz geri de kaldı, biraz bekleyelim ki ruhumuz bize yetişsin." Modernleşme ve teknolojinin hızla geliştiği bu
Yavaşla
YavaşlaKemal Sayar · Kapı Yayınları · 20209,3bin okunma
528 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Hırsızların Yemini
Hırsızların Yemini
Hırsızların Yemini
Mary E. Pearson'ın "Hırsızların Yemini" adlı romanı, dilinin akıcılığı ve betimlemeleriyle dikkat çeken bir eser. Kitap, okuyucuya olayları zihinde canlandırma konusunda başarılı bir deneyim sunuyor. Roman, bir yandan güçlü karakter gelişimleriyle dikkat çekerken diğer yandan da hikayenin yavaş ilerlemesi yüzünden puanı kırdım. Pearson, karakterlerin iç dünyalarını derinlemesine işleyerek okuyucuyu bu dünyaya çekmeyi başarıyor. Ancak, bazı okuyucular için hikayenin ilerleyişi yavaş gelebilir ve bu durumun tempo kaybına neden olduğu düşünülebilir. Kitabın dilinin güzellikle yazılmış olması ve karakterler arasındaki ilişkilerin karmaşıklığı, okuyucuya zengin bir okuma deneyimi sunuyor. Ancak, hikayenin ilerleyişindeki yavaşlık bazı okuyucular için sıkıcı olabilir. Bu nedenle, kitabı okumayı düşünenlerin bu yavaş ilerleyişe hazır olmaları önemli olabilir.
Hırsızların Yemini
Hırsızların YeminiMary E. Pearson · Martı Yayınları · 2022879 okunma
264 syf.
9/10 puan verdi
Robot Serisi'nin birinci kitabı olan Çelik Mağaralar'da Elijah Baley ile R. Daneel Olivaw'ın maceralarına tanıklık ediyoruz. Hikaye, dünya dışındaki bir kolonide işlenen bir cinayeti çözmek için Baley'in görevlendirilmesiyle başlıyor. Kolonide, insanlar arasındaki gerilim artarken, Baley ve R. Daneel, cinayeti çözmek için karmaşık bir düğümü çözmeye çalışır. Kitap, yapay zeka, insan - doğa ilişkisini ve toplumsal dinamikler gibi derin konuları ele alırken, her sayfasında heyecan verici bir şekilde sürüklüyor. Asimov'a Sonsuzluğun Sonu ve Ben, Robot kitaplarıyla okumaya başlamıştım. Şimdiyse tam gaz Robot serisiyle devam. Cinayet üzerine kurulu bir kurgusu olsa da ilerdikçe din-toplumsal kurallar, robot yasaları daha ağırlıklı ilerliyor. Birde açıkçası beklentim vardı ama kesin sadece robotlar üzerinden giden yavaş bir kurguya sahiptir diye düşünüyordum. Fakat yanılmışım. Öyle aman aman bir yavaşlık yok hatta sayfalar fazlasıyla hızlı akıyordu. Anlaşılmayacak terimler de içermemesiyle okurken zorluk çıkarmadı. Off off birde çoğu yerinde ters köşeler olması... özellikle o kısımlarda kendimi kaptırdım. Aaa bu böyle miydi? Hadi be cidden bu da olmaz... derken kitap bitmiş. Aşırı aşırı beğendiğim. Beklentimi biraz çıkarıp sonrasında indirip :) okuyunca fazlasıyla keyif aldım. Kesinlikle her ay 1 Asimov okuması yaparım. Bu hazdan mahrum kalmak istemiyorum. Eğer hâlâ Asimov ile tanışmayan varsa. İlk önce "Sonsuzluğun Sonu" ve ardından "Ben, Robot" okuyarak bu güzel yazarın kalemini tadabilir
Çelik Mağaralar
Çelik MağaralarIsaac Asimov · İthaki Yayınları · 2021933 okunma
144 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Öncelikle Roket Bilimkurgu Öykü Seçkisi'nin Plüton Yayın'dan ayrılmasından sonra bu boşluğu doldurmak için yeni bir öykü seçkisi hazırladılar. Bu öykü seçkinin konsepti Bilimkurgu-Fantazya olmasının yanı sıra Türkçe öykü seçkilerinin adlarında Türkçe değil ısrarla Grek ve Roma hatta Yabancı sözcüklerin seçilmesi furyasına dahil olan bu
Æether 1. Sayı
Æether 1. SayıKolektif · Plüton · 20231 okunma
Reklam
848 syf.
5/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Hello nasılsınız bakalım? Yine bir serinin daha sonuna geldik. Gönül isterdi ki başladığı o şahanelikle sona ersin ama maalesef olmadı. Sarah'cığım biraz ondan çokça bundan deyip ne bulduysa üçüncü kitaba sığdırmış. İlk iki kitapta yerlere göklere sığdıramadığım Bryce & Hunt'ın aşkına bile zorlama kavuşabildik. Ne ara aralarına
House Of Flame And Shadow
House Of Flame And ShadowSarah J. Maas · Bloomsbury Publishing · 0117 okunma
128 syf.
7/10 puan verdi
Kill Bill filminin ikinci bölümünde Bill'in Superman ile ilgili bi monoloğu vardı. Özetle orada diyordu ki Superman diğer süper kahramanlardan farklı. O kostüm giyerek toplumun önüne çıkmıyor, o zaten Superman. Onun kostümü Clark Kent olmak gibi bi' şeydi. Burada da Newton karakteri öyle. İnsan değil, gezegenini kurtarmak isteyen biri. Yalnız, endişeli ve insan olmanın eleştirdiği her noktayı yavaş yavaş tecrübe eden bir karakter. Diğer karakterler de inanılmaz sakin. Bu sakinlik ve olay örgüsündeki yavaşlık insanı okurken yavaşlatsa da hep bi tedirgin olma hali de var. Gene de 5/4'lük bir kitaptı.
Dünyaya Düşen Adam
Dünyaya Düşen AdamDan Watters · Eksik Parça · 202314 okunma
368 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Helloooo ☆ Şeytanın bacağını kırdık mı dersiniz eyy okurlar! Okunan onca kitaptan sonra en sonunda bir Lapis yayınları kitabıyla yıldızım barıştı Slow burn türünü her okur sevmez buna bende dahilim ama bu kitapta şeytan tüyü var! Sevmemek yazık olur hissiyatıyla okudum. Grace yaşadığı travmatik olay sonrasında erkeklere karşı hep bir mesafe
En Parlak Gün Işığı
En Parlak Gün IşığıLisina Coney · Lapis Yayıncılık · 2023324 okunma
540 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Cam Şato serisinin yazarı Sarah J. Maas'ın başka yepyeni ve süper bir kurgusu olan Dikenler Ve Güller Sarayı serisini eğer fantastik kurgular seviyorsanız (Ayrıca içinde nefretten aşka ilerleyen bir ilişki ve smut vardır.) mutlaka alıp okumanızı öneririm. Her ne kadar yazım dili ve zaman olarak kurgu yavaş ilerlese de güzel bir seri. Seride
Dikenler ve Güller Sarayı
Dikenler ve Güller SarayıSarah J. Maas · Dex Kitap · 20163,808 okunma
Reklam
120 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kundera için derler ki; o, yavaşlığın yazarıdır. Kahramanların usul adımları, hayatın sadeliği, zamanın büzülmesi, diyalogların felsefi uçları ve boşlukların köşeleri bu yavaşlığı canlı tutar. Yani her sıradan olay onun boyutunda yeni bir boyut kazanır. Okurken heyecan duymazsınız belki ama o tuhaf lezzeti de bir türlü elinizden bırakmak istemezsiniz. Geniş bir zaman diliminde güzel karakterler, sıradan diyaloglar arasında harika tespitler ve dokundurmalar. Keyifli okumalar dilerim.
Yavaşlık
YavaşlıkMilan Kundera · Can Yayınları · 20151,255 okunma
448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Okudum bitti
Merhabalarrr
Shelby Mahurin
Shelby Mahurin
Yılan ve Güvercin
Yılan ve Güvercin
- KİTABIN KONUSU CADI İLE CADI AVCISI KUTSAL EVLİLİK BAĞIYLA BİRLEŞTİKLERİNDE HİKÂYE TEK BİR ŞEKİLDE BİTEBİLİR AŞK VE ATEŞ Louise le Blanc bağlı olduğu cadılar meclisinden iki yıl önce kaçıp Cesarine şehrinin gölgelerine gizlenmişti. Cadıların avlanıp yakıldığı bu şehirde büyüsünü kullanmaya cesaret edemese de yetenekli bir hırsız olarak bıçak sırtında yürüyordu. Cadı avcısı Reid Diggory’nin ise hayattaki tek ideali kötülüğü yeryüzünden silmekti. Fakat kaderin hain bir oyunu yüzünden Lou ile Reid evlenmek zorunda kaldıklarında, zamanla aralarında karanlık sırlardan başka şeyler de filizlenecekti. - BENİM YORUMUM Çoook sevdiğim bir kurgu oldu. Açıkçası ilk başta biraz yavaş ilerledi ama bu sıkıcı bir yavaşlık değildi. Elimden bırakamadım ve iki günde okudum bitti! İkili anlatım ile hem Lou hem Reid'in karakterlerini tanımak, Lou'nun bozuk ağzı ve Reid'in naifliği, Coco ve Ansel'in Lou'nun yanında olması çok hoşuma gitti. Tam bir giriş kitabıydı ve devam kitabında fazlasıyla heyecanlı olay dizelerinin bizi beklediğinden eminim.
Yılan ve Güvercin
Yılan ve GüvercinShelby Mahurin · Yabancı Yayınları · 20212,282 okunma
608 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Beni kurgusuyla, karakterleriyle büyüleyen bir ilk kitap oldu Bir kere, iç dış kapağı zaten gel beni oku diyecek kadar güzel Ve görünüşü kadar içinin de güzel olmasına çok sevindim Kitabımız, Tisaanah’ın kölelikten özgürlüğe giden yolculuğunu konu alıyor. Geride bıraktıklarına yardım etmek için her şeyi göze alan kızımızın en büyük kazancı ise
Hiçbir Dünyanın Kızı
Hiçbir Dünyanın KızıCarissa Broadbent · Martı Yayınları · 2023283 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
İçinde bulunduğumuz çağ, "şimdi"yi yaşamamıza fırsat vermiyor, her şey gelecek için yapılıyor. Aynı anda o kadar çok şey yapıyoruz ki insani ilişkilerimiz gün içinde hallediliveren işlerden sadece biri haline geliyor. İşkoliklik, kendine sevdalanmanın değişik bir örneği olarak genç profesyoneller arasında yükseliyor. Hayatın ritimlerini
Yavaşla
YavaşlaKemal Sayar · Timaş Yayınları · 20159,3bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
İtiraf ediyorum okuması çok zor bir kitaptı ama pişman değilim. Deneme ile roman türünü, deneyim ile imgeleri birleştirerek; zamanlar arasında geçişlere ve tarihten bazı olaylara yer verilmiş. Kurgusu çok derin ve zorlayıcı. Milan Kundera'nın zekasına hayran kalmamak mümkün değil. Kitabı bitirdiğimde Franz Kafka'nın sözünün gerçekliğini iliklerime kadar hissettim: "Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulmuş bir darbe gibi sarsmıyorsa neden okuyalım ki? " Tanrıbilimsel kavramlar, kendi kendilerinin yansımaları olarak yaşamlarımızın bayağılığına yansırlar; her birimiz çok sıradan yaşamımızın bayağılığından dolayı (az ya da çok) acı çeker, buradan kurtulmak ve yükselmek isteriz. Her birimiz bu yükselişe layık olduğumuz, Tanrı'nın iyi kulu olduğumuz ve bu yükseliş için seçilmiş olduğumuz yanılsamasına (az ya da çok) kapılmışızdır. Örneğin, seçilmiş olma duygusu her aşk ilişkisinde vardır. Çünkü aşk, tanım olarak, hak edilmemiş bir armağandır; hak etmeden sevilmek, gerçek aşkın eksiksiz kanıtıdır. Bir kadın bana, "seni seviyorum, çünkü zekisin, çünkü namuslusun, çünkü bana armağanlar alıyorsun, çünkü zamparalık yapmıyorsun, çünkü bulaşık yıkıyorsun" derse, hayal kırıklığına uğrarım; bu aşkta çıkarcı bir yan vardır. Şöyle bir cümle duymak kim bilir ne güzeldir: "Zeki olmamana, namuslu olmamana karşın, yalancı, bencil, alçak olmana karşın senin için deli oluyorum."
Milan Kundera
Milan Kundera
Yavaşlık
YavaşlıkMilan Kundera · Can Yayınları · 20151,255 okunma
Resim