"Bu sebepten hedefimiz hürriyettir. Türkistan'ı hürriyete kavuşturmak için uğraşmak vazifemizdir. Hürriyetten başka istiklalden başka hedefimiz gayemiz yoktur. Bu gaye uğrunda dövüşeceğiz. Eğer böyle dövüşmeyecek olursak yarın evlatlarımıza yine esaret içinde çırpınan bir memleket mi miras bırakacağız? Bugün yapılacak şudur. Ya hürriyet.... Ya ölüm!"
— Paşa dedi. Siz ki hiç yoktan Meşrutiyet'i ele almış bir kumandan, kahramansınız. Bize Türkistan istiklalini de bahşedeceksiniz. Neden endişe ediyorsunuz. Ölmekten korkmuyoruz. Yabancı idare altında kalmaktan korkuyoruz.
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafları bize ne söyler?
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk
Fotoğraflarla Atatürk
kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi. ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
Anadolu'da Mustafa Kemal Paşa'nın başlattığı Milli Hareket bir an içinde bütün Türk Yurdunu sarmıştı.
“Meydanda at nalları seslerinden başka bir şey yükselmiyordu. Bütün mavzer sesleri susmuştu. Hâlâ yer gök susuyordu. Bu sessizlik içinde bir tek at birdenbire şahlandı ve ovaya doğru başını alarak koştu. Dizginleri kopmuş, mütemadiyen şahlanarak ve garip hareketler yaparak koşan ve sersem sersem dolaşan beygir Enver Paşa'nın sevimli hayvanı idi. Günlerden beri onu sırtında taşıyan at idi.”
Reklam
Hedefimiz hürriyettir. Türkistan’ı hürriyet'e kavuşturmak için uğraşmak vazifemizdir. Hürriyetten başka istiklalden başka hedefimiz gayemiz yoktur.
Ki onun yüksek hedefi hürriyettir. Onun en büyük rehberi Enver Paşa. Bataklıktan ve derelerden askeri çıkarır. Onun hedefi hürriyet, memleketin ve milletin hürriyeti!.. Onun dünyalar değer hayatına paha biçilmez. O rehberimiz Enver Paşa!..
“Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir!”
— Paşa dedi. Siz ki hiç yoktan Meşrutiyet'i ele almış bir kumandan, kahramansınız. Bize Türkistan istiklalini de bahşedeceksiniz. Neden endişe ediyorsunuz. Ölmekten korkmuyoruz. Yabancı idare altında kalmaktan korkuyoruz.
Reklam
“Enver Paşa yanındaki arkadaşlarla birlikte en ön cephede bulunan askerlerin yanına gitmekten başka çare bulamadı. Bu suretle hem önde dövüşme mevkiinde olan askerlere cesaret kuvvet vermiş olacak ve aynı zamanda icap ederse kılıcını çekerek, tabancasını, mavzerini kullanarak düşmanların üzerine atılacaktı.”
Kaç gündür Türklerin kulaktan kulağa korkarak fısıldadıkları bir söz nihayet hakikat olmuştu. -Enver Paşa gelmiş!.. Enver Paşa!
Vay be... Koskoca wilhelm bile kaçmış... Bunu bilmiyordum.
Almanya da o günleri en karışık zamanlarını yaşıyordu. Almanya İmparatoru İkinci Vilhem rütbe ismiyle Kayser Vilhem çoktan Hollanda'ya firar edip gitmiş memleket karmakarışık bir hale girmişti. Bir tarafta sosyalistler, diğer tarafta muhtelif fikirlere sahip olanlar post kavgasına girişmişler birbirleriyle mücadele ediyorlardı.
İşte Kazılordu kumandanının haydutlar ismiyle yad ettiği Basmacılar kendisini mağlup etmiş ve büyük bir zaferden sonra Duşanbe'ye dönüyorlardı. Duşanbe'ye giriş çok heybetli oldu. Filvaki Enver Paşa'nın hafif yarası vardı ama... tehlikeli olmadığı için herkes Paşa'yı tebrik ederken; - Yeni seferler için... muvaffakiyetler temenni ediyordu.
Sayfa 226 - Çatı KitaplarıKitabı okudu